6.BÖLÜM

30 11 2
                                        

Sabah başımdaki o dayanılmaz ağrıyla uyandım elifin karnında, ağlamaktan gözlerim okadar çok çapaklanmış ki açamıyorum resmen, ellerimle oydum gözlerimi. Elifi dürttüm kalksın diğe kız yerle okadar çok bütünleşmiş ki betona sarılıyor resmen.

"Elif biraz daha uyursan kahvaltıyı kaçıracaz hadi ayşe abla gelmeden kalk görmesin seni böyle."

"Ya ziva 5 dk daha"

"İyi, bak yüzümü yıkamaya gidiyorum geldiğimde seni burda görmek istemiyorum kalk git üstünü giyin anlaştık mı?"

"Hı hı"

Kapımı açtığım gibi karşımda yavru ağzı duvarlar, sevmem.. görmemezlikten gelip aşağıya indim, tuvalete girip kapıyı kapattım aynanın karşısına geçtim, ah aman Allah ım bakmaz olaydım bu gözler, bu saçlar benim olamaz nasıl çıkacam şimdi insan içine, zaten karnımda yine o boşluk, nefesimin kesilmesi içim hiç rahat değil kesin bugün bişey olacak, şom ağızlı ziva kapa çeneni!. Düşüncelerimi yüzüme su çarparak yok etmeye çalıştım ama gözlerimdeki şişlik daha da berbat düşünmemi sağlıyordu. Sonra kapı açıldı elif girdi içeriye yaklaştı bana uzun uzun baktı, onunda benim gibi gözleri berbat halde. Sonunda dayanamayıp kahkaha attık aynı anda, güzelim benim sen hep gül böyle.

"Sanırım dem maskesinin zamanı geldi." Dedim.

" hadi koş çay bitecek."

Koşa koşa indik yemekhaneye, bizi gören dönüp bidaha bakıyor onlarda haklı ilk defa böyle neşeli heycanlı karışımıyız. Seviyorum bu huyumuzu gece canın çıkana kadar ağla sabahı hiçbirşey olmamış gibi devam et, oh mis.
Aldık 4 tane peçeteyi sıcak demi üstüne döktük biraz koyduk gözlerimize, biraz sıcak ama olsun yinede. 5 dakikalık tampondan sonra eski halimize döndük, mucize dem maskesi yaşasın. Kahvaltımızı yapıp hazırlanmak için yukarı çıktık.
Formalarımı giyinip tarağı aldım elime geçtim kırık aynamın karşısına taradım kirli saçlarımı vaktim yok artık yıkarım akşama. Kollarım koptu ama değdi çok güzel balık sırtı ördüm saçımı üst taraflarda zorlandım ama bitti çok şükür ama hâla o sıkıntı içimde umarım bişey olmaz, son olarak çantamada kitaplarımı koyup çıktım odadan o sırada elifde çıktı.

Kaç dakika oldu bilmiyorum ama müdire hanımın surat ifadelerini yapıp gülüyoruz yolun ortasında.

"Elif bak şimdi bu hangi surat ifadesi tahmin et"

"Tamam hadi yap."

İlk önce resmi bir surat ifadesi yapmaya çalıştı tabi gülmeyi bırakabilirse sonra donuklaştı hangi surat ifadesi olduğunu anlamadım açıkcası, bi garip oldu, gözleri bana bakmıyordu. Gözlerini takip ettim benim arkamda birine bakıyor yolun karşı tarafında, böyle sanki bizim yaşlarımızda yada ben 1-2 yaş büyük bi erkek, biraz yapılı kumral biri. Tekrar döndüm önüme elifin suratı sanki acı çekiyordu işte o an içimdeki sıkıntı patlak verdi diğe düşündüm. O güzelim gözleri doldu arkadaşımın, çocuk iyice yaklaştı bu arada bize. Tuttum salladım elifi ne oldu dedim, o kim dedim cevap yok. Sonra ağzından o kelime çıktı;

"Erkan"

Daha ben şoku atlatamadan elif çantasını yere atıp koşmaya başladı erkanda peşinden koştu. Kendime geldim bi anda bu erkan o pislik üvey abisi, işte yeni yeni algılıyor aptal beynim!. Hemen yerden elifin çantasını alıp peşlerinden koşmaya başladım, elif bir yandan koşuyor bir yandan feryat ediyor resmen bağıra bağıra ağlıyor, ciğerleri yana yana. Erkan pisliğide arkadan elife yetişmeye çalışıyor.

"Elif dur yemin ederim sadece konuşacam yalvarırım dur"

"Elif çok pişmanım, fazlasıyla çektim ahını nolur dur."

Dua ediyorum içimden Allah ım nolur bişey olmasın arkadaşıma yalvarırım koru onu diğe bi yandanda koşup ağlıyorum.

"Elif sakın durma." Diğe bağırdım arkadan bi yandan yetişmeye çalısıyordum. Elif ise en önde bi yandan koşuyor bi yandan kriz geçiriyordu. Dayan güzelim, dayan arkadaşım.

İnsanlar; vurdumduymaz pislikler, sadece aptal aptal izleyen bedenler, vah vah eden teyzeler.. vicdansızlar, dönüp bakmakla yetinenler. Ben hiçbir zaman siz gibi olmayacağım..

Elif hala koşup feryat ediyor dar bir sokağa dönecekken yaşlı bir amcaya çarpıp yerde süründü resmen kızcağız. Bağırması canının yanmasından dolayı değil yakalanmasından dolayı, o sırada erkanla yetiştik elifin yanına erkan gidip kaldırmaya çalışdıkca elifin acı feryatları yüreğimi deliyor. Hemen çantaları yere atıp ittirdim erkanı elifin yanına oturup kollarımla sardım başını gömdüm gerdanıma doğru. Öyle bir titriyorki..

"Elif sadece konuşacam nolur dinle beni yemin ederim çok pişmanım fayda etmez ama çok pişmanım"

Sildim gözyaşımı, son gücümü kullanıp bağırdım.

"Defol burdan" diğe.

Erkan ise hiç beni duymuyor, takmıyor.

"Elif nolur bak bana pişmanlığımı gör, gözlerime bak."

Ve daha buna benzer biçok cümle kullandı erkan o her konuştuğunda ben bağırdım yüzüne, ağladim haykıra haykıra artık ne yapacağımı bilmiyordum elifin titremesi arttı benim dermanım kalmadı hiç mi kimse yok Allah ın cezaları nerdesiniz..

"Görmüyormusun kriz geçiriyor git buradan ne yüzle çıkarsın karşısına, ne zannediyosun seninle konuşup affedeceğinimi bu kadar mı basit düşünüyosun? Zavallısın bu kızın karşısına geçip af diliyecek kadar zavalla!." Ve ses tellerim kan ağladı..

"Elif gidiyorum şimdi ama şunu sokun o kafalarınıza ben kendimi affettirecem duydunuzmu beni?" Sonradan farkettim erkanında ağladıgını hoş timsah göz yaşları onlar. Sonra arkasını dönüp hızlıca uzaklaştı.
Kafasını kaldırıp elife baktım göz bebekleri kaymış yine dili ters dönmüş, titremesi yavaş yavaş baygınlığa bırakıyor kendini. Ben çaresizce bağırıp yardım istiyorum, delirmiş gibi çevremize toplanan insanlara bakıyorum sonra aklıma geldi geçen seferde yapmıştım elimle elifin ağzıni açmaya çalıştım parmaklarımı soktum ki dilini değilde parmaklarımı ısırsın diğe, canım yanıyor hemde çok ama mecburum arkadaşım için o parmağımı ısırdıkça ben dilimi ısırıyorum her seferinde daha çok ısırıyoruz..

Aradan ne kadar geçti inanin bende bilmiyorum.

Gücüm kaldımı bilmiyorum, etraftakilerin ambulans, ambulans seslerini duyuyorum. Ağzımda kan tatı var dilimi ısırmaktan, parmaklarımı hissetmiyorum zaten artık. Elif ise çoktan kapattı gözlerini baygınlığa. En son hatırladığım şey ise ambulansın sesi, elifinin ağzından parmaklarımı çekmeleri sonrası ise boşluk, yavru ağzı boşluk, sevmem..

ZİVAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin