Ben daha babamı bir kere bile öpemedim, sarılamadım ki..
20/06/2015
Herşeyin bitiş tarihi , benim doğum günüm aynı zamanda ölüm günüm.
"Ziva hadi çiçeğim seni bekliyoruz."
"Tamam anne geliyorum hemen."
Küçük taba renklerin hakim olduğu vintage odamda son hazırlıklarımı yapıyordum, son kez aynanın karşısına geçip kendime baktım uçuş uçuş dizlerimin hemen altında olan beyaz elbisem açık kahverengi dümdüz belime kadar olan saçlarımla çok güzel görünüyor son olarak da papatya tacımı takarsam tamamen hazır olacam yatağım üstündeki çantamıda alıp kapıya doğru yürüdüm evimiz iki katlı degil ama yinede birçok eve göre fazla büyük.
"Annecim benim melek gibi olmuşsun."
"Teşekkür ederim annem."
Göz ucuyla babama baktım beni baştan aşağıya süzdü ama yorum yapmadı. Babam böyle benim aramızda buzdan duvarlar var, beni herşeyden çok sevdiğini bilirim ama bunu asla belli etmez yada dile getirmez ben babamı bir kere bile öptüğümü yada sarıldığımı hatırlamam o yüzden hep bi tarafım buruk ama alışkınım yinede.
"Hadi meryem hadi meryem hep seni bekliyoruz ama. "
Babam böyle deyince annem tebessüm etti. Annemin herzaman ki huyu zaten illa en son annem çıkacak.
"Tamam ozaman hazırım hadi çıkalım anahtarı aldınız demi?"
"Evet anne aldık hadi yerimde duramıyorum bak."
"Seni aceleci hadi bakalım."
Şükür çıkabildik evden. Ben evimizi çok seviyorum apartmanımızın kocaman bir sitesi var sitenin içinde de herşey. Size demiştim çoğu eve göre büyük evimiz diğe, aslında hem büyük hem lüx. Kapalı otoparka gelince ben yine herzaman ki yerime yani tam babamın arkasına oturdum. Size söylemeyi unuttum bugün benim doğum günüm, hediye olarakda en sevdiğim şey yani alışveriş yapmak, benim için en büyük hediye bu zaten. Annemle babam kendi aralarında konuşurken bende kulaklığımı takıp müzik dinmeye başladım. Yolumuz çok uzun değil Elazığ'dan Malatya'ya gidecez 1 saatlik yol işte, tabi öğlenn sıcağıda cabası. Bi ara gözlerimi kapattım -zaten ne zaman 'bi ara gözlerimizi kapatsak' bişey olur demi- sonra arabanın sarsıldığını hissedip gözlerimi açtığımda babam direksiyonu düzgün tutmaya çalışıyordu sol tarafımız da fırat nehri sağ tarafımız kayalık.. ve sonra başımdaki o dehşet acı, annemin çığlığı, babamın arkadan uzanıp beni kendine çekmesi.. sonrası büyük boşluk.
GÜNÜMÜZ
Yine yavru ağzı duvarlarla bakışıyorum ben açık renk sevmem ki tabaları severim. Küçük bir oda pencerenin yanında yatağım, yatağımın sol tarafında dolabım ve çalışma masası. Klasik yetimhane işte sadece birazdaha konforlu okadar.
O kazadan sonra buraya getirildim akrabalarım tarafından kimse istemedi beni, hoş zaten bende kimseye yük olmak istemezdim. Ama bazen doluyorum doluyorum taşıyorum sonra isyan ediyorum babama neden kendini bana siper ettin diğe beraber göçüp gitseydik ya niye bıraktınız beni burda. Kazadan sonra 2 ay komada kalmışım annemle babam zaten anında ölmüşler,
ölmüşler; ne acı bi kelime değilmi söylerken bile derinden geliyor sanki ruhumu delip geçiyor.
İnsanların bana olan bakışlarının altındaki acıma hissini okumayı 2 senedir çok iyi bir şekilde öğrendim. Tam 2 sene oldu ama benim için 2 saniye bile olmadı sanki. Elazığda kalmak istediğim için sağolsunlar (!) Akrabalarım burdaki yetimhaneye yatırdılar doğal olarakda aynı okuluma devam ettim tabi 1 seneye yakın gidemedim nasıl sınıfta kalmadım saşırıyorum tabi. Şimdi lise sonum 18 olacam yani yetimhane hakkım bitmiş olacak peki sonra ne yapacam ben.?
Kızıyorum baba sanada kızıyorum anne beni bu zor hayatta tek başıma bıraktığınız için kızıyorum size acı veren her hissi bana yaşattığınız için kızıyorum..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZİVA
Fiksi RemajaMutlu sonların hiçbirine inanmam, yalan bizim bildiğimiz kadarıyla mutlu biter peki ya sonrası? Sonrasını hiç düşünüyormuyuz. O nasıl bu nasıl diğe merak edenimiz varmı.? Neden bu kadar benciliz.? Hayatı kararmış insanları neden göremiyoruz.? Neden...