11.BÖLÜM

17 2 0
                                        

Huzur nedir? Bilmem, bilemem. Çocuğun şekere kavuşmasımı, sevenlerin kavuşmasımı, hastaların iyileşmesimi nedir? Gerçekten anlamda bilmiyorum. İnsanın içi hep sıkıntılı, kasvetli olurmu? Olur kendimden biliyorum ve gerçekten hoş bişey değil.

"Ziva ne bekliyosun girsene içeriye."

Elifin sesiyle irkildim bi anda ah bu dalmalarım yokmu..

"Tamam canım geldim"

Sosyete pazarı namı diyar küçük bütçe. Aradığın herşey var ve gerçekten uygun fiyata. Bu atmosferi seviyorum; konuşanlar, bağıranlar, parayı uzatmaya çalışanlar, ağlayan çocuklar.. Biz ilk önce kıyafet reyonuna gittik tabiki elbiseler, pantolanlar, etekler.. O an gözüme bişey çarptı beyaz bir elbise biraz kısa sanırım dizlerime gelir birazda şey gibi sanki.. Sanki kaza günü giyindiğim elbise gibi uçuş uçuş, ah şu anılar.. Hemen elime alıp inceledim, üstüme tuttum tahmin ettiğim gibi dizlerim biraz üstünde, askılı ve göyüs kısmı lastikli. O an kaçamıyacağımı anladım herşey onları hatırlatacaktı bana uzak duramıyacaktım.

"Ziva! Gerçekten çok güzel bir elbise bence almalısın." diyince elif'e baktım.

"Elif bu elbiseden sende alsana madem bugün huzura kavuşacaz beyaz giyelim, aynı olalım?"

Gözleri parladı güzelimin.

"Tamam ozaman alalım bunları."

Birkaç şeyde alıp çıktık sosyeteden paramızın hâla büyük kısmı duruyordu. Son olarakda kitapçıdan üniversite için yardımcı kitaplar alarak yetimhaneye doğru yola koyulduk.

"Elif şu marketten akşam için bişeyler alalım mı?"

Yiyecekleride alıp yetimhanenin yolunu tuttuk tabi aldıklarımızı da çantamıza attık.

Saatler geçmiyor ki bi türlü odamın içinde gecenin huzur karanlığına dönüşmesini bekliyorum. Herşeyi hissetmeliyim yaprakların sesini, gece mavisini, karanlığın korkusunu herşeyi.

Alilerle anlaştığımız gibi saat tam 12 de arka bahçeye doğru gitmeye başladık koridor çok sessiz ve ürkütücüydü hemen elifin kapısını sessizce çaldım, çalar çalmaz kapıyı actı hazırlanmıştı ve beyaz elbiseyle harika görünüyordu. Birbirimize gülümseyip harekete geçtik, hızlı adımlarla arka kapıya yöneldik. Alinin dediği gibi herşeye yavaş ve sessiz yapıyorduk.

Dış kapının tam üstünde binaya monteli olan bir kamera var ama kameranın yönü sağa bakıyor yani tüm yapmamız gereken kapıyı yavaş açıp sola doğru koşmak ve çok yüksek olmayan duvardan gizlice atlamak. Her sabah çok erken saatte kahvaltı için taze ekmek geldiğinden arka kapının kilitli olmadığını çok iyi biliyordum. Elif kspının tokmağını çevirirken bende raylarını tutuyordum ki daha az ses çıksın ama ellerim rayların arasına girince canım çok acıdı ve kan topladı ama yinede çekmedim.

Sonunda kapıdan çıkabilmiştik ilk işim kameranın yönünü kontrol etmek oldu işimizi garantiye almalıydık daha sonra hızlı bi şekilde duvara koştuk elifle, duvarın boyutu belimize denk geliyordu ve demirlikler yoktu. Ellerimizden destek alarak duvarın üstüne çıktık oturduk daha sonrada yan tarafa atladık, atlarken ali beni belimden yakaladı elifi ise duha yakaladı tanımadığım üçüncü kişi arkası dönük bi şekilde etrafı kontrol ediyordu. Ayaklarım yere değince elbise düzelttim ve başımı kaldırıp aliye teşekkür ettim, elif ve duha da utanmış bir sekilde birbirlerine teşekkür ediyorlardı.

Şimdi özgürdük işte kimse karışamazdı bize, yüzlerimiz gülüyordu ve mutluyduk.
Daha sonra tanımadığım o üçünde kişiye baktım ama o bizimle bahçede konuşan, aligilin yanında olan kişi değildi bu başkasıydı. Hâlâ arkası dönüktü ve uzun boyluydu bir iki adım ona yaklaştım tam o sırada önünü bana döndü.

Bu okul koridorunda uzun uzun beni inceleyen kişiydi, bal rengi gözleri benim üstümde gezindi bunlar aynı bakışlardı..

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 06, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ZİVAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin