2.Bölüm

8 2 3
                                    

Keyifli okumalar dilerim oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum ♡

----

İrem, sabahın erken saatlerinde ani bir tıkırtıyla uyandı. Yatağında doğrulup odanın karanlık köşelerine baktı. Evde yalnızdı ama sessizlik bozulmuştu. İçini bir huzursuzluk sardı. Yavaşça yataktan kalkıp salonun kapısını açtığında, gözleri aniden büyüdü. Dış kapısı aralıktı.

Kalbi deli gibi çarpmaya başladı. Kapıyı kendisinin kilitlediğinden emindi, ama şimdi ardına kadar açıktı. Korku damarlarında dolaşmaya başlamıştı bile. Ayakları geri geri giderken birden arkasında bir ses duydu. Nefesi kesildi, hareket edemedi.

“Sonunda yüz yüze geldik.”

Aras, İrem’in evinde, karanlığın içinden bir gölge gibi belirdi. Sanki sessizliği delen o bakışlarıyla her şeyi kontrol ediyormuş gibi sakin, kendinden emin bir şekilde duruyordu. İrem’in gözleri korkuyla açılmış, elleri titremeye başlamıştı. Nefes almakta zorlanıyordu. Kaçabileceği bir yer yoktu.

“Beni neden takip ediyorsun?” diye sordu İrem, sesi titreyerek.

Aras’ın yüzünde küçük bir gülümseme belirdi. “Takip mi ediyorum?” dedi, alaycı bir tonla. “Asıl soruyu sormuyorsun. Senin ne sakladığını merak ediyorum, İrem. Beni neden o gece kandırdın?”

İrem, geri adım atarken Aras ona yaklaşıyordu. İçinde büyüyen korku artık dayanılmaz bir hâl almıştı. O gece yaptığı şeyin bir oyun olmadığını biliyordu, sadece hayatta kalmak için kör numarası yapmıştı. Ancak bu adam, bu soğuk ve acımasız adam, onu rahat bırakmayacaktı.

Aras bir adım daha atarak İrem’in yüzüne yaklaştı. O buz gibi bakışları, sanki İrem’in ruhuna nüfuz ediyordu. İrem ise titreyerek ona bakıyordu, bir şeyler yapmalıydı ama ne?

Tam o anda, apartmanın kapısının sertçe vurulduğunu duydular. Aras geri çekilip kapıya bakarken, İrem de fırsattan yararlanarak geriye doğru sıvışmaya çalıştı. Ama Aras ondan hızlıydı. Kolunu tuttu ve onu sertçe geri çekti. “Benden kaçamazsın,” diye fısıldadı.

Kapının tekrar vurulmasıyla ortalık daha da gerildi. İrem panik içinde nefes alırken, Aras kapıya doğru ilerledi ve kapıyı açtığında, içerisi bir anda bir kargaşa sahnesine dönüştü. Kapının ardında silahlı birkaç adam vardı, ama bu adamlar Aras’ın adamları değildi.

“Aras Kavaklı,” dedi en öndeki adam. “Seni almaya geldik.”

O andan itibaren her şey birbirine karıştı. Adamlar, Aras’a silah doğrulttu, ancak Aras geri çekilmek yerine cesurca ileriye bir adım attı. İrem bu kaosu gözleri büyümüş bir şekilde izliyordu. Silahlar çekildi, tehditler savruldu, Aras ise gözlerini bile kırpmadan karşısındaki adamlara meydan okuyordu.

Bir anda çatışma başladı. İrem, dehşet içinde ne yapacağını bilmeden yere çömeldi, başını ellerinin arasına aldı. Silah sesleri odada yankılandı, mermiler her yere savruldu. O küçücük daire bir anda savaş alanına dönmüştü. İrem, nefes almaya çalışıyor, başına bir şey gelmeden buradan nasıl kurtulacağını düşünüyordu.

Aras, hızlı hareketlerle adamları tek tek etkisiz hale getirirken, bir an İrem’e baktı. Gözlerinde soğuk bir kararlılık vardı. Bu adam ölümden korkmuyordu. Onun dünyasında kaos sıradandı. Ama İrem için bu, saf dehşet demekti.

Bir süre sonra odada sessizlik hâkim oldu. Aras, karşısındaki son adamı da yere serdiğinde, derin bir nefes aldı. İrem ise hâlâ şok içindeydi. Bu kabusun bir an önce sona ermesini istiyordu ama henüz bitmemişti.

Zincirli Kalp (Mafya Kurgusu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin