Keyifli okumalar dilerim oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum ♡
---
Toplantıdan sonra İrem, Aras’ın yanında olmanın ağırlığı altında ezilmeye başlamıştı. Onun sert tavırları ve sert sözleri, içindeki korku ve öfkeyi daha da artırıyordu. Kafasında sürekli “Neden buradayım?” sorusu dönüp duruyordu. Aras’ın soğuk dünyasında kaybolmuşken, bir yandan da ona duyduğu çekimden kaçamıyordu.
Günler geçtikçe, Aras’ın İrem üzerindeki kontrolü giderek artıyordu. Ozan, Aras’ın sağ kolu olarak sürekli onların yanındaydı. İrem, Aras’ın Ozan’ı yanına almasının sadece onu koruma amaçlı olmadığını, aynı zamanda ona bir tehdit oluşturduğunu hissetmeye başlamıştı.
Bir akşam, İrem’in aklı karışık bir halde odasında otururken Aras içeri girdi. “İrem, dışarı çıkmalıyız. Sana bir şey göstereceğim,” dedi, sesindeki otorite yine etkisini hissettiriyordu.
İrem, tereddütle yanına geldi. “Neden bu kadar ısrar ediyorsun? Nereye gidiyoruz?” diye sordu.
“Beni takip et ve gör. Sadece güven,” dedi Aras, İrem’in gözlerine bakarak. İçindeki gizemli çekim onu çekiyordu ama Aras’ın karanlık dünyası onu tedirgin ediyordu.
Dışarı çıktıklarında, Aras, onu boş bir alana götürdü. “Burada dur, arkamda kal,” dedi. O sırada birkaç adamı yanına çağırdı. “Bunlar benim adamlarım,” dedi, gururlu bir şekilde. “İş dünyasında güçlü kalmak için dostluk kurmak zorundayız.”
İrem, Aras’ın yanında durduğunda, içindeki korkunun daha da büyüdüğünü hissetti. “Bunlar kim?” diye sordu.
“Bunlar, işimi yürütmek için gereken adamlar. Onlar olmadan ayakta kalamam. Eğer beni desteklemezsen, hayatta kalamazsın,” dedi Aras, tehditkar bir tonda.
İrem, Aras’ın yanındaki adamların sert bakışlarını görünce içini bir korku kapladı. “Ben bu hayatta istemiyorum!” diye haykırdı. “Bu karanlık dünyada yok olmak istemiyorum!”
Aras, gözlerini kısarak ona baktı. “Hayatın senin için zor olacak, bunu anla. Eğer bu dünyada yaşamak istiyorsan, kurallara uymak zorundasın. Aksi takdirde yalnız kalırsın.”
O an İrem, Aras’ın karanlık bir yüzüyle daha fazla yüzleşmek zorunda olduğunu hissetti. “Beni tehdit edemezsin!” diye bağırdı.
Aras, sesini yükseltmeden yanına geldi. “Tehdit mi? Hayır, İrem. Bu bir gerçeklik. Beni dinle ve beni takip et. Yoksa kendini kötü bir durumda bulursun.”
---
İrem, içindeki isyanla birlikte karanlık düşüncelere kapılmaya başladı. Aras’ın söyledikleri aklında yankılanıyordu; onun dünyası, hem çekici hem de korkutucuydu. Ama içinde hala bir umut vardı: Belki Aras’ı değiştirebilir, ona kendi değerlerini gösterebilirdi.
Bir akşam, Aras ve Ozan, İrem’i büyük bir partiye götürdüler. Kalabalık ve gösterişli bir ortamda, İrem kendisini oldukça kaybolmuş hissetti. Aras, çevresinde gülümseyen insanlarla samimi bir şekilde sohbet ederken, İrem arka planda durarak her şeyi izliyordu.
“Güzel bir parti, değil mi?” dedi Ozan, ona yaklaşarak. “Aras’ın gücü burada hissediliyor.”
İrem, Ozan’ın yanında dururken bir an içini çekti. “Ben buraya ait değilim,” dedi, gözleri dolarak. “Burası çok karanlık.”
Ozan, gözleriyle gülümseyerek, “Aras’ın yanında olmanın avantajlarını görmelisin. Bu hayat, sana her şeyi sunabilir,” dedi.
İrem, Ozan’ın söylediklerini duyarken Aras’ın ne kadar karanlık bir dünyada yaşadığını anladı. İçinde yaşadığı bu gerilim, onu daha da yalnızlaştırıyordu. Aras’ın ona karşı olan tavırları giderek sertleşiyor ve Ozan’ın da etkisiyle kendisini daha fazla köşeye sıkışmış hissediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zincirli Kalp (Mafya Kurgusu)
ActionGece, İstanbul'un karanlık köşelerine sinsice yayılıyordu. Şehrin altında, gizli bir malikane, sessizliğin en ağır tonunda yankılanıyordu. Her köşesinde lüks ve tehlikenin iç içe geçtiği bu mekânda, soğuk duvarlar, aralarındaki karanlık sırları sakl...