16 | Deli, kaçık.
Gözlerimi araladığımda odaya yayılan hafif kahve kokusu burnuma doldu. Başta nerede olduğumu tam olarak kavrayamadım. Evimde değildim. Etrafıma baktım; odadaki zarif mobilyalar, büyük pencereden sızan sabah ışığı... Burası Liliana'nın eviydi. Bir önceki gece buraya gelmiş, kendimi buraya sığınmış halde bulmuştum.Başımı yastıktan kaldırıp doğrulmaya çalıştığımda, karşımda bir figürün oturduğunu fark ettim. Liliana, yatağın karşısındaki geniş koltukta rahatça oturmuştu, elinde bir fincan kahve vardı. Gözleri üzerimdeydi; baştan ayağa beni süzüyordu, bakışları sanki üzerimde ağır bir yük bırakıyordu.
O an fark ettim ki geceliğimin üzeri açılmıştı. Yatakta dönerken battaniyeyi üstümden savurmuş olmalıydım, ve sabahın serin havası cildimde geziniyordu. Hızla battaniyeyi çekip üzerime örttüm, yüzümde istemsiz bir utanma hissi belirdi. Liliana, benim bu hareketimi fark ettiğinde yüzünde hafif bir gülümseme belirdi, ama hiçbir şey söylemeden kahvesinden bir yudum aldı.
"İyi uyudun mu?" diye sordu sakin bir sesle. Sanki beni izlemekten başka bir amacı yokmuş gibi duruyordu. Gözlerini benden hiç ayırmamıştı, beni dikkatlice izlerken bir şeyleri çözmeye çalışıyor gibiydi.
Bir anlık sessizlik oldu. İyi mi uyumuştum? İçimdeki huzursuzluk buna net bir yanıt vermeme engel oluyordu, ama başımı sallayarak cevap verdim. "Sanırım..." diye mırıldandım. Sesim bile titriyordu.
Liliana'nın yüzünde belli belirsiz bir ifade vardı. Kahvesinden tekrar bir yudum aldı, bakışları hala üzerimdeydi. "Dün gece fazlasıyla yorgundun," dedi. Sözcükleri ağır, ama yumuşaktı. Sanki beni çözmeye çalışıyormuş gibi derin bir bakışla izlemeye devam ediyordu.
"Evet, öyleydim," diye karşılık verdim. Battaniyeyi biraz daha sıkı sardım üzerime. Kendimi rahatsız hissediyordum, sanki sadece giysilerimi değil, savunmasızlığımı da örtmeye çalışıyordum.
Liliana, bir süre daha sessiz kaldı. Gözlerimin içine baktı. Sonra, aniden duruşu değişti. Fincanını yavaşça sehpanın üzerine bıraktı, ayağa kalktı ve yavaş adımlarla pencereye doğru yürüdü.
Sırtı bana dönük bir süre sessizce dışarıya bakmaya devam etti. O anın içinde tuhaf bir gerilim vardı. Bir şey söylemek istiyor gibi görünüyordu, ama sessizliği tercih ediyordu. İçimdeki huzursuzluk gitgide büyüyordu, kalbim hızla atmaya başladı. Yatakta biraz doğruldum, ne yapmam gerektiğini bilemeden ona baktım.
Çok fazla bir süre geçmeden arkasına döndü. Uyku sersemliğinden başta farketmediğim elindeki değneği gördüm. Açık söylemme gerekirse Oldukça havalı görünüyor.
"Evimden gitmeni istiyorum." Şaşkınlıkla gözlerim belirginleşti.
"Bayan giorgi?" Konuşmama fırsat dahi vermeden Değneğini bana doğru sallamasıyla geriye savruldum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ravencia | GxG
HorrorKaçırıldığınızı düşünün başka bir insan başka bir şehir bambaşka bir ülke'ye? Zengin bir ailenin kızı olarak hayattaki en kötü şansımı burda kullanmıştım. Ailemden para koparmak için beni istanbuldan italya'ya kaçırdılar. Fakat araç ormanlık yere g...