Bir İstanbul kimse'sizi

1.bölüm Maç Sonu Süprizi

Merhaba bebişlerim bu benim ilk kitabım lütfen oy verip yorum yapmayı unutmayın güzellerim sizleri kocama opuyorum ve hikayeye geciyorummmm❤️

Buraya isterseniz başlama tarihinizi koayabilirsini😉



Maçtan yeni çıkmıştım ve baya yorulmuştum. Ne yorulması ya ölüyorum aslında ! Neyse paramı alıp bir an önce eve gitmek istiyorum, dedim ki kapı sertçe açıldı ."Bu seferki maç çok iyiydi Şahin abi seni haftaya özel biriyle dövüştürmek istiyormuş ama bu seferki maç gibi değil anlarsın ya"dedi ibne Cemil ve para çantasını masanın üstüne attı. Haftaya olacak maçta kısacası keskin alet kullanılacak demeye getiriyordu. Oruspu çocuğu Şahin'in bunu yapma sebebi benim daha önce hiç yenilmemem ve böyle maçlarda çok seyirci yada paranın fazla olmasıydı. Yani sizin anlayacağınız şahin tam bir para köpeğiydi. Bir diğer mesele ise haftaya herkesin korktuğu ne yalan söyliyeyim benim bile azıcık tırstığım mafya lideri Savaş Akel Kılıç ve diğer birkaç mafya üyesi katılacaktı. "Tamam haftaya olacak maça ismimi yaz ve şimdi siktir git odamdan çıkarken kapıyı kapat!" Cemil ona neler yapabileceğimi bildiği için kapıya doğru hızlıca yürüdü "unutma bu seferki maç diğerlerine benzemez ve kaybedersen olucakları biliyorsun!" dedi ve kapıdan çıkıp gitti.

Burda çalışmadan önce kulüpteki ilk ve tek kız olduğum için bir anlaşma imzalamıştık çünkü burası İstanbul'un en ünlü yasaklı dövüş yeriydi ve polis bile buraya gelmezdi ne olursa olsun. Şahin'de bu yüzden bir kızı kulübe alırsa ve kız kaybederse hem kulübü hemde Şahin küçük düşerdi. O'da bunu önlemek için eğer ben kaybedersem bana bunca zaman verdiği paranın iki katını ona geri vermeliydim eğer veremezsem onun istediği bir şeyi yapmalıydım ve kağıdın üstüne imza değil kanımın üzerine yemin etmiştim bende ama Şahin salağı bilmiyorduki ona değil iki katı para dört katı bile para verebilirdim. Çünkü tek yaptığım onun yerindeki dövüş değildi. Aynı zaman da başka yerlerde gizli kimliğimle iddalara girip binler kazaniyordum dövüş işinden. Para dolusu çantayı aldım ve otoparka doğru yürümeye başladım. "İyi maçtı her zamanki gibi" adımlarım durdu ve ona döndüm " saol Pars ama her maç sonunda beni tebrik etmek için mi bunca yolu geliyorsun yoksa başka bir işin mi var!" soğuk ve mesafeli sesimle bunu söylediğimde pes eder gibi omuzlarını indirdi "ne yalan söyliyeyim iyi dövüşüyorsun kimsen yok ve yalnızsın ama tek bir sıkkıntı var daha 17 yasindaşın ve her şeyi sahte kimlikle yapıyorsun merak uyandırıcı bir kızsın Tanem!" üzerine doğru yürüdüm "kimsin veya kimlerdensin inan umrumda değil ama bir daha gerçek adımı söylersen senin dilini kopartırım" dedim sert ve uyarıcı bir dille "ve sakın benim hakkımda konuşma seni bir daha uyarmicam" hızlı adımlarla arabaya doğru yürüdüm ve bindim. Arabayı çalıştırıp hızlıca oradan uzaklastım. Kafamda çok fazla soru vardı  beni nasıl öğrenmişti ben napıcaktim onu öldürmelimiydim daha önce yapmadığım bir şey değildi ama dikkat çekebilirdim sonuçta o Savaş Akel'in hem sağ kolu hemde kuzeniydi onu öldürürsem Savaş'ta beni farklı şekillerde öldürürdü bunu göze alamazdım. Bunları sonraya bırakmayı seçip bir markette durdurdum arabamı. Marketten iki tane bira şişesi ve iki paket malbora edga sky sigara aldım. " Kart mı nakit mi hanımefendi", "kart olucak" diyip kartı okuttum. Ve tekrar yola çıktım yana attığım poşetten bir dal sigara çıkarttım ve yaktım. Arabayı binanın otoparkına sokup asansöre bindim.

Asansör 17.katta durdu. Kapıya kartımı okutup eve girdim ve eve bağlı ses sisteminden 'son arzum' açtım.
Şarkıya kendi kendime mırıldanarak mutfağa doğru gittim. Aldığım birayı kapak açıcı ile açtım arabada, açtığım sigara paketinide yanıma alıp salona doğru gittim. Kendimi koltuğa attım, paketten bir dal çıkardım ve yaktım tam rahat bir şekilde biramdan bir yudum alıyordum ki kapı sertçe çaldı.