Zion'un gölgesi üzerinde beliren Ash'in menekşe rengi gözleri buz gibiydi. İkisi de şiddetli fırtınadan önceki sessizlik gibiydiler.
Artık pozisyonları değişmişti, Ash Zion'a bakarken alçak sesle sordu.
"Ne yaptığını sanıyorsun?"
"Peki ya sen ne yaptığını sanıyorsun?"
Ash'in bileğindeki tutuş sıkılaştığı için hafifçe irkildi. Daha önce farkında değildi ama Zion ondan çok daha iri ve güçlüydü.
"Bırak beni. Kızgınlıktaki bir vahşi gibi davranma."
"Bana ilk gelen sensin, her yere feromonlarını saçıyorsun."
"Ben mi? Hah!" Ash kısa, inanmaz bir kahkaha attı. Bu kahkaha fazla kısaydı. Bileğini kurtardığında yüzü buz gibiydi. "Sen benim umurumda bile değilsin."
"Ne demek umurunda değilim? Diğer alfalara karşı da böyle mi davranıyorsun? Yoksa sadece feromonlarını her yere saçmaya mı alışıksın?"
Zion gürültülü bir çarpmayla geriye doğru itildi. Çarptığı masa devrilmişti.
"Feromonlar veya benzeri şeyler hakkında hiçbir şey bilmiyorum ve umursamıyorum." Ash'in yüzü, ağrıyan bileğini birkaç kez döndürürken hoşnutsuzlukla buruşmuştu. "Feromonlarım bu odanın her tarafına yayılmış olsa bile, bu seninle seks yapmak istediğim anlamına gelmez. O yüzden geri çekil. Bu iğrenç."
Pat, küt! Bu sefer kenara itilen kanepeydi. İki yetişkinin uzanabileceği kadar büyük olan ağır mobilya parçası, birbirleriyle boğuşan iki adam tarafından kenara itilmişti.
"Ah!"
Artık altlarındaki halı buruşuktu. Masa ile kanepe arasına sıkışmış bir şekilde birbirlerini yakalayarak itişiyorlardı. Durumun aniliği ve fiziksel yeteneklerindeki fark nedeniyle Ash kısa sürede kendini Zion'un altında sıkışmış halde bulmuştu.
Zion'un genelde çok zarif olan sesi öfkeden titriyordu.
"Bunu nasıl söylersin?"
"Ah!"
Ash'in boğazı yakasını kavrayan el tarafından sıkılırken nefes nefeseydi. Hemen kısılmış gözleriyle Zion'un bileğini kavradı.
"Bana doktor çağırmamamı söyledin. Bana kimseye söylemememi söyledin. Eğer benden bu kadar nefret ediyorsan, o gözlerle bana yalvarmamalıydın!"
Zion'un kafası Ash tarafından büyük bir gürültüyle yana doğru savruldu.
"Beni suçlama. Salak olduğumu kabul ediyorum ama bu seninle evlenmek istediğim anlamına gelmiyor."
"..."
"Sonuçta bunu kendi bencil nedenlerin için yaptın Zion."
Aniden o korkunç gecenin anısı canlanmıştı. Ona izinsiz dokunan eller, bedeninin iradesi dışında tepki vermesi...
Elbette, Zion'un ilk başta doktor çağırmasını engelleyen Ash'ti ve Zion'un sadece siyasi bir müttefike ihtiyacı olduğunu da biliyordu.
Ancak bu trajedinin onların farklı arzularından kaynaklandığını bilse bile, Zion'a olan nefretini tamamen bırakamıyordu.
O zamanlar, işaretlenmenin tam olarak ne anlama geldiğini bile bilmiyordu. Hiçbir şey bilmeden Zion'a işaretle bağlanmak Ash için gökten inen bir yıldırım gibiydi.
Zion'un başını eğip parmaklarıyla dudaklarındaki kanı silerkenki ifadesi, Ash'in görüş alanının dışındaydı. Zion'un yanağı şişmişti ve dilini yaralı ağzının içinde gezdirirken ifadesi dümdüzdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Temporary Divorce Relationship
Ficción históricaDiğer Adları: The Temporary Divorce Relationship, A Temporary Marriage, A Provisional Divorce, 잠정적 이혼관계 ▪️▪️▪️▪️ Dük Richard'ın ikinci oğlu Ash, genç kızların sevgilisi olan yakışıklı bir betadır. O kadar yakışıklıdır ki görünüşü dillere destandır...