sabah kalktığımda göğsünde uyuduğum minho yoktu. oturur pozisyona gelip ayaklarımı yataktan aşağı sarkıttım. o sırada içerden konuşma ve gülüşme sesleri çıkıyordu. meraktan daha saçımı başımı düzeltmeden ve yüzümü yıkamadan salona gittim.tanımadığım biri koltukta oturmuş diğerleride onla konuşuyordu. bu kimdi? öğrenmek için yanlarına yaklaştım. bir anda herkes bana baktı. herkes konuşuyordu ama o kızla minho sanki normalden daha çok yakındı.
uyku sersemi bir şekilde gülümsiyerek elimi kıza uzattım. oda kıkırdayarak elini uzattı.
"merhaba ben hayoon"
adını yeni öğrendiğim kızı pek sevdiğimi söyliyemezdim. minho ile neden bu kadar yakınlardı? minho ile bu kadar yakınlarsa minho'nun tanıdığı olmalıydı. ama neyi oluyordu?
"hey senin adın ne?"
düşüncelerimden kurtulup hâlâ kız ile el ele olduğumuzu görünce hemen elimi çektim.
"bende hyunjin memnun oldum"
olmadım.
"bende çok memnun oldum hyunjin"
minho'nun yanına oturdum. herkes hayoon ile konuşuyordu. minho ya sormalı mıyım? sorarsam ayıp olur mu? ya da yanlış anlar mı?
"çocukluk arkadaşım"
anlamaz şekilde minhoya döndüm. minho kıkırdayarak
"sormak istediğin çok belli"
gözümü minho'nun mükemmel ötesi yüzünden ayırıp kafamı yere eğdim. artik gözlerim halı desenini görüyordu.
kafamda bir el hissedince kaldırmak zorunda kaldım. minho saçımı düzeltmeye başladı.
"şu saçına bak uyandığın gibi buraya mı geldin"
"biraz öyle oldu"
minho kaşlarını çatarak yüzümü inceledi.
"yüzünüde mi yıkamadın ah şimdi dişinide fırçalamamışsındır. tanrım hyunjin üstünüde değiştirmemişsin."
şuan resmen minhodan azar işitiyordum.
"hey tamam hemen bunları yapıp geliyorum yeterki sus"
minho gülümsiyerek kafa salladı.
koltuktan kalktım. banyoya giderken hayoon ile göz göze geldik ama bu bakış hiç hoş değildi. elimden geldiğince aldırış etmeden banyoya doğru ilerlemeye başladım.
salondan çıkıp kapıyı kapatacakken bir el kapatmamı engellemişti. baktığımda hayoonu gördüm. gülümsiyerek yanıma gelip kapıyı kapattı.
fakat kapıyı kapattığı gibi cici bici kız kaybolmuştu.
"bana bak hyunjin midir nedir"
kaşlarımı çattım. ne demek istiyordu? daha doğrusu bu kız ne saçmalıyordu?
"çok klişe gelecek ama minhodan cidden uzak dur"
"ha?"
istemsizce ağzımdan ha nidası çıktımıştı. nolur şaka olsun. bu kız arkadaşlık ne bilmiyor muydu?
"beni anladın hyunjin"
gülmemek için elimi ağzıma götürdüğüm sirada hayoon kaşlarını çattı.
"şey hayoon biz sadece arkadaşız. ilk tanıştığımız gün saçmalama istersen"
hayoon rahatlamış bir şekilde bana baktı.