BÖLÜM 8- Baş Başa

125 17 4
                                    

Yatağa rahat olacağım şekilde yerleştikten sonra elime telefonu alıp oyalanıyormuş gibi yaparken, Kayra'nın hareketlerini izliyordum. Odaya girdiğimizden beri tek kelime konuşmamıştık. Anlam veremediğim bu hareket cidden benden kurtulmak istediğini düşündürmüştü. Başımı yavaşça olduğu tarafa çevirdim. Arkası dönüktü. Odanın öbür ucunda sayılabilecek kadar uzaktı benden. "Benimle konuşmak için karanlığa ihtiyacın yok ki." diye düşündüm bir an. Aynen bu şekilde sitem etmek istedim ama kendimi tuttum. Benimle baş başa bulunmak istemiyordu belli ki. Sonra beni o odacıkta yalnız bırakıp odanın öbür kısmına geçti. Hiçbir şey demeden. Bu kadar mı rahatsız oluyorsun benden? Yuh!

İstifimi hiç bozmadan telefonla uğraşmaya devam ettim. Anlamsız bir şekilde yaşlar gözlerime hücum ediyordu. Hayır. Ağlamayacaktım tabii ki. Tam bu sırada odanın kapısı açıldı. Diğer grup ve bizim grup karışık birkaç çocuk odaya girip Kayra'ya selam verdikten bir süre sonra:

-Kayra odada kim var?

-Yazgı.

-Ooo pardon ya. Biz çıkalım bölmeyelim o zaman. Siz keyfinize bakın.

Yaptıkları ima içeride uzanırken kulaklarıma ulaştığı için sevindim. Duymasaydım kalkıp gidemeyecektim. Sinirlerimi kontrol edemediğim anlar olurdu. Karşımdakini acımadan kırıp dökerdim o anlarda. Öyle olmasını istemediğimden kalkmak için hareketlendim. Bu nasıl seviyesizlikti? Nasıl bir terbiyesizlikti? Hırsla kalktım. Odanın çıkış kapısına ulaşınca sesimi yükseltmemek için çaba harcayarak "Ben gideyim."dedim ve hızla kapıyı kapatıp çıktım. Derin bir nefes aldım.

Allah kahretsin! Cüzdanımı içeride unutmuşum. Neyse artık. Sonra bir ara geri dönerim. Hızla merdivenleri inmeye başladım. Adımlarımın sertliği sinirimi atmak içindi. Sesleri beton duvarlarda yankılanıyordu. İki katı indikten sonra sağ taraftaki odama yöneldim. İçeri girip kendimi yatağa bıraktığım anda telefonum çalmaya başladı. Uzanıp ekrandan kimin aradığını kontrol etmeden açtım.

-Alo

Biraz önceki çocuklar aman ne güzel!

-Yazgı biz çok özür dileriz ya. Şakaydı cidden alınacağını tahmin edemedik gel hadi.

-Ne demek alınacağını tahmin edemedik ya! Konuştuğunuzu kulağınız duymuyor muydu? Gelirsem kalbinizi kırarım. Saçma sapan laf yapmadan önce düşünecektiniz onu. Gelmiyorum!

Hırsla telefonu kapatıp yatağa fırlattım. Kendimi de arkasından yatağa bırakıp ellerimi yüzüme kapattım. Derin nefeslerle sakinleşmeye çalışıyordum. Ki kapı çaldı. Birkaç kere gelen tok sesle gözlerimi devirdim. Kesin yine şu gerzekler özür dilemeye gelmişti. Hızla yerimden kalktım. Eh stres atayım bari.

Kapıyı sinirimi belli etmeye hazır biçimde açtığımda kısa bir an nefes alamadım. Kan yüzüme hücum etti birden. Ağzım açılıp, öyle kalmak üzereydi ki kapattım. Karşımda Kayra vardı. Kapıya dayanmış hafif bir gülümsemeyle elindeki cüzdanı sallıyordu. Çok seksi değil de ne?!

Aptal bir gülümsemeyle cüzdanımı elinden aldım. O konuşmaya başladığında, anlayamayacak kadar dikkatim dağılmıştı. Beynim benden bağımsız düşünceler üzerinde çalışıyordu. "Odada kimse yok Yazgı. Onu içeri çekip öpmelisin. "

Aptal beyin! Hayır hayır dudaklarına odaklanma. Anlayacak. Ne söylediğini dinle. Gerizekalı.

Söyledikleri genel olarak odaya yeniden dönmemle ilgiliydi. Birkaç itiraz cümlesi kurdum ama "Yazgı, gel." cümlesiyle hemen Kayra'nın peşinden tıpış tıpış odaya çıktım. Beraber girdik, içeride az önce patavatsızlık yapmış çocuklar vardı tabii. Sinirimi atacak doğru yeri buldum. Uzun süre "kim olduğunuzu zannediyorsunuz da böyle konuşuyorsunuz" nutku attıktan sonra, Kayra'nın "Yazgı yeter,tamam" diyişi anında susmama yetmişti. Gerginlik bir süre sonra -uzun sürse de- duman gibi dağıldı. Esen soğuk rüzgar yerini muhabbet ve kahkahalara bıraktı. Yine grupla oynanan eğlenceli bir oyunla vakit geçiriyorduk. Kayra'yla her kurduğumuz cümleden sonra birbirimize bakmamız, kafamı her kaldırdığımda göz göze gelmemiz yine içimde neon ışıklı renkli "ACABA??" tabelasını yakmıştı. Umudunu çabuk söndürüp çabuk yakan biriydim işte. Kendime en çok kızdığım özelliklerden biri... Hayal kırıklığına uğramamak için hayal kurmaktan vazgeçen bir insan için biraz ters bir özellik, değil mi? Karar verme ve teori konusunda çok başarılıyım, sorunum sadece pratiğe dökmekte.

Güneşin GölgesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin