18. bölüm

1.4K 220 20
                                    

Mirket Gediz'in odasında, sevgilisi yatakta uzanırken etrafı topluyordu. Yataktaki kendisine ait giysileri banyodaki çamaşır makinasına atıp çalıştırdı, Gediz homurdansa da boyun eğmişti.

"Sevgilim ondan aldığım tüm hatıraları mahvediyor yarabbiii...." mirket gülüp kafasını iki yana salladı.

"Abartma, zaten koynunda uyuyorum. Kokum yanında, ne gerek var onlara." Elindeki kovayı yere koydu, Gediz bir kovaya bir ona bakıyordu.

"Onlarla ne yapacaksın?" Mirket yandaki ufak leğende duran kese ve sabunu gösterdi.

"Seni temizleyeceğim, ne olacak? Kaç gündür hastanedesin..." Gediz yutkunup dudağını ısırdı, altında bir tek çamaşır vardı zaten şuan.

Mirket klimayı bu yüzden yükseltmişti demek ki... yorganı açıp vücudunu aç gözlerle süzen genç yüzünden nefesi tekledi. Mirket bir yandan ıslattığı bezi sabunluyordu elinde, boynunu ve omuzlarını yavaş ama güçlü hareketlerle ovdu sabunlu bezle.

Gediz hafifçe irkildi, yarasına yaklaşmadan, sakince temizliyordu onu. Bu ilgi yüzünden ürperdi, en son ne zaman birisi onu yıkamıştı ki... bilmiyordu...

"Bebeğim... gerek yok..." mirket gülerek keseyi kaslı göğüste ilerletti, Gediz yutkunmaktan başka bir şey yapamıyordu.

"İstiyorum ama..." bu laftan sonra ona asla karşı çıkmazdı.

"Yorulma diye dedim..." her yaklaştığında kokusu burnuna doluyordu.

"Merak etme, yorulursam bile koynunda dinlenebilirim.... değil mi sevgilim..." mirket öyle bir sevgilim demişti ki... tüm kan kasıklarına toplandı.

Yüzü yine aynı zevk ortasındaki ifadesinde kalmıştı, mirket dudaklarını yalayıp kollarını bezle ovmaya başladı. Arada bezi yıkayıp tekrar sabunluyordu ve yüzünde ufak bir tebessümle ona dönüyordu.

Gediz içinden çarpım tablosu dahil, ezberinde olan tüm şeyleri sayarken bacaklarında sıcak bezi hissetti. Gittikçe de yukarı çıkıyordu, iç kısımları bile yavaşça ovmuştu. Üstünden yükselen beyaz sabun kokusu ile dolu derin bir nefes aldı, yavaşça verdiği nefesle gözlerini yumdu.

Çamaşırı aşağı çekilirken hızla gözlerini açtı, mirket ona kurnaz bir gülüşle bakıyordu. İlk kez gördüğü bu ifadeyle aptal aşık gibi gülümsedi ve eli yanına düştü. Çamaşır dizlerinden sıyrılıp çıktı, sıcak bez bu sefer kasıklarını ele geçirirken kendini geriye bırakıp ahşap tavanı izledi.

Sertliğini nazikçe okşayan sıcak bezle inledi, sonra bez hayalarına indi ve onları da hafif bir baskıyla temizledi. Ama daha aşağılara iniyordu, mirket tek dizini yukarı hafifçe itip kalça arasını ve kalça yanaklarını da temizledi.

Dudaklarını ısırmış bir şekilde yukarıdan ona baktığında iri gencin yutkunuşu hoşuna gitti mirketin. Onun altına yatacaksa aynısını bekleyeceğini anlaması lazımdı, şuan oldukça anlamış görünüyordu.

Teslim olmuş ifadesine bakıp onu rahat bıraktı, bezi tekrar yıkadı ve hafifçe oturmasını sağlayıp sırtını da temizledi. En son tüm itirazlara rağmen ayaklarını yıkadı leğene uzatmasını sağlayıp, aslında traş da olması lazımdı.

Onu başka bir güne bırakıp nefes nefese uzanan gencin aralık bacakları arasına girdi. Bunu o yaptığından beri yapmak istiyordu, dilini çıkartıp sertliği boydan boya yalarken altındaki beden kasıldı.

"Şşşttt, sakin ol. Kasma kendini, sevgilin burada." Mirketin onun sertliğine bu kadar yakın olması bile rüya gibiyken onu kendi isteğiyle yalaması....

"Yapma Batı... yapma güzelim... dikişlerim..." mirket gülerek iri sertliği eline aldı.

"Sus ve tadını çıkart, çok iyi yapamayabilirim ama istiyorum. Gözlerini kapatabilirsin, ben zevkini çıkartacağım." Gediz yandaki yastığı da alıp başının altına koydu.

"Bir anını kaçırırsam ağzıma sıçsınlar." Sert sözlerine rağmen heyecanı belli oluyordu.

Mirket yukarı aşağı okşayıp baş kısmını diliyle okşadı, nefesi deliren Gediz yüzünden gülesi geliyordu. Yavaşça yalayıp ağzına aldı, odayı inleten küfürleri duymazdan geliyordu.

"Siktir yavrum, daha... daha fazla yala.." mirket yaralı sevgilisinin isteğini yerine getirdi hemen. Bol bol yalayıp tekrar ağzına aldı, o her ağzına aldığında Gediz ağzını hafifçe açıp sesli nefesler alıyordu.

Biraz daha hızlanıp onu daha derine çekti ağzında, arka dişleri hafifçe sürtünce Gediz'den 'offf' diye bir ses geldi. Zevk aldığını bildiği için umursamadı, bir elini toplarına atıp hafifçe okşadı.

"Deliriyorum bebeğim, bir dakikaya kalmaz gelirim. Harikasın.... Batı... ölüyorum lan... bebeğim... daha çok... herşeyini istiyorum Batı..." bu duydukları son olmuştu. İyice zevke gelip onu daha ıslak, daha hızlı ve daha şevkle emdi.

Saçına yapışan eli bile fark etmiyordu, Gediz kontrolden çıkmış, neredeyse çığlık gibi inlerken ipler koptu ve tam mirketinin boğazındayken oluk oluk boşalmaya başladı. Mirket yutkundukça orgazmı uzuyordu sanki...

Elleri yanına düştü, nefesi maraton koşmuş gibiydi. Mirket dudaklarını yalayıp ona bir bakış attı ve son bir kez emip geri çekildi. Bu Gediz'in inmeye başlayan sertliğinin sıçramasına sebep olmuştu, mirket kıkır kıkır gülüp sevgilisinin bir kez de kasıklarında uzanan güçlü kasları öptü.

"Anlaşılan bayağı bir marifetliyim ha?" Gediz bu sözlerle sonunda gülerken bebeğini kollarına çekti.

"Senin en ufak bir yeteneksiz yanın yok bebeğim.... her bir parmağın farklı marifetli..." nefes nefese konuşmasıyla iyice güldü mirket.

"Üç gün benimle bir şey yaşamadan durabilmene şaşırdım doğrusu, nasıl sabrettin?" Gediz saçlarını koklayıp öptü ve mirketinin yüzünü avcuna aldı.

"Sen uyurken yaptım birşeyler, kusura bakma ama iki kurşun bu canavarı etkisiz hale getiremez." Mirket gülüp serçe parmağını gösterdi.

"Ama bu kadarcık bir iğne getirir, değil mi aşkım?" Gediz kafasını geri çekip yüzünü buruşturdu.

"Hiç sorma yaa, ne biçim şeymiş bu iğne... mahvetti canavarımı." Mirket elini kasıklardaki kaslarda gezdirdi hafifçe.

"Ben iyi ederim onu, hiç merak etme sen hayatım. Bende..." gülerek yataktan kalkıp banyoya ilerledi.

"Nereye?" Gediz'in sesini duyunca gülse de yüzünü düzeltip ona baktı.

"Kaç gündür yıkanamadım, bu güzel banyoda mükemmel bir duş alacağım izninle." Arkasında ağzı aralık sevgilisini bırakıp banyoya girdi, soyunup suyu açtı ve kendini altına attı.

Bir kaç dakika sonra kapı açıldı ve tekerlekli koltukta oturan Gediz göründü. Elinin olduğu yeri görebiliyordu ve bunu bekliyordu da...

Batı artık eski mirket değildi, bunu en iyi Gediz anlayacaktı...

MirketHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin