İki hafta sonra sonunda tamamen iyileşen Gediz ve ona resmen bebek gibi bakan mirket okula dönmüşlerdi. Okuldakiler tarafından kahraman gibi karşılanmış, bir çok geçmiş olsun dileği duymuştu. Yanına yaklaşan pitbulla sırıtarak baktı, kız onun kolunun altına girip hafifçe sarıldı ve geri çekildi.
"Geçmiş olsun abi, daha iyisin değil mi?" Mirket ilk kez sesini duyduğu kıza dikkatle baktı, kız gözlerinde bariz bir kızarıklıkla sevgilisine bakıyordu.
"İyiyim pitbull'um, abin kolay ölmez. Merak etme, bebeğim bana paşalar gibi baktı." Kız büyük bir minnetle mirkete döndü, onun da kolunun altına girip hafifçe sarıldı ve derin bir nefes alıp geri çekildi.
"Teşekkürler abi, iyi ki abimin yanındaydın." Bu hareketi başkası yapsa Gediz onu mahvederdi, ama bu kız ona sarılıp kokladığı halde sesini çıkartmamıştı.
"Ne demek, sonuçta sevgilim. Benden başka kim bakacaktı..." kız hayran hayran ona bakıp kafa salladı.
"Abi... bir isteğin var mı?" Gediz kafasını iki yana sallayıp kızı yolladı, mirket bir bok anlamamıştı.
"Sayemde yaşıyorlar... annesi ve Kader... babası yok diye, bir takım piçler bunları kimsesiz sanmış. Biz ölmedik daha, Kader'i bizim dövüş kulübüne yazdırdık... annesine de Turgut iş buldu. Turgut'a aşık... beni de öz abisi olarak görüyor, sen de otomatik olarak enişte oluyorsun. Ama sana da hayran, herşeye rağmen güçlü olduğun için...."
Mirket kafa salladı sadece, Kader onun gibi zayıf bir kızdı... daha iyi anladı onu. Öfkesini dışarı atabilmesine sevindi ama umarım tüm hayatını öfkeye kapılarak harcamazdı.
"Turgut onu seviyor mu?" Gediz sırıtarak göz kırptı.
"Onyedi olduğu için kendini geri çekiyor, okul bitince evlenir bence bunlar." Mirket hafifçe güldü bu sözlere.
"Ama önce biz evleniriz, değil mi yavrum? Ölürüm yoksa ben, dayanamıyorum bebeğim... şurada üç ay kaldı. O yüzden sabrediyorum, sonra hop yurt dışı tatili görünümünde nikah ve balayı... Batı... beyaz takım alayım sana lan. Manyak olursun yemin olsun, ağzım sulandı düşününce bile." Mirket bir kez daha gülüp kafasını iki yana salladı.
"Amma hayal kuruyorsun yaaa, üniversite falan yok hayallerinde galiba..." Gediz onu kolunun altına çekti hemen.
"Yani var tabi, mühendis olup kocama bir ömür bakmak çok cazip bir hayal. Evliyken de okuyabiliyoruz sonuçta bebeğim..." kaşlarını oynatıp sırıttı.
"Gündüz öğrenci, gece koca-koca... mükemmel bir hayat planı." Onun bu koca-koca lafı komik gelmişti.
"Daha yeni sevgiliyiz koca bebeğim, önce bir tadını çıkartalım bunun." Gediz yavru köpek bakışı atıyordu şuan ona ve bu hali çok sevilesiydi.
"Ama evlenmeden olmaz diyordun..." artık onun tadına bakmak için sabrı kalmamıştı.
"Onu hep sen söyledin... ben değil..." kıvırtarak sınıfına giderken Gediz öylece kalmıştı koridorda, sonra sırıtarak kendi sınıfına girdi.
Batı ona resmen yeşil ışık yakmıştı ve o güzel kalçalarını savura savura gitmişti. Salak sırıtışıyla geçip en arkada olan yerine oturdu, zaten bu boyla önlerde oturması imkansızdı.
Tüm sınıf onun bu gülüşüyle şok olmuştu, sessizleşen sınıfa bakıp sesli olarak güldü bu sefer. Deliriyordu galiba, deli gibi hissediyordu zaten...
"Abi hayırdır..." yanına gelen Ahmet'e bakıp oğlanı koluyla kendine çekip sarıldı, şoka girmiş olan gencin bir de saçlarını karıştırdı.
"Abin damat oluyor.... sıra da size geliyor Ahmettttt..." genç bu sözlerle gülünce elini ensesine attı.
"Batı ve ben, okul bittiği gibi yurtdışında yıldırım nikahı kıyacağız. Şahit olursunuz siz de... lan çok mutluyum haaaaa...." Ahmet gülüp kafasını iki yana salladı.
"Benim durum yaş, sen Turgut'u götür abi... baba yine cozuttu." Ahmet'in babası alkolikti ve bu yüzden genç adam okuldan sonra çalışmak zorundaydı.
"Gelirsin, hallederim ben onu. Bir ayar çekeriz ona da, babamı sokarım devreye." Ahmet sadece başını salladı, utanmaktan yüzü kalmamıştı.
"Sağol abi, sen de olmasan..." Gediz keyifle arkadaşına bakıp gülümsedi.
"Neyse ki sizin gibi dostlarım var kardeşim, yoksa bebeğimle bu mutluluğu yaşayamazdım. İyi ki varsınız lan, valla..." Ahmet de gülmüştü bu sözlerle.
Mirket sırasında oturup derse hazırlanırken yanına birisi oturdu, genç hayran bir bakışla ona bakıyordu. Kaşları çatıldı hemen, neden ona böyle bakıyordu.
"Merhaba, ben Sarp. Geçen hafta geldim sınıfa, seni ilk kez görüyorum. Söylememe izin ver.... çok hoşsun." Mirket gence boş boş bakıp kafasını yana çevirdi.
"Kırılan bir yerin olsun istemiyorsan yerine geç, dua et sevgilimin kulağına gitmiş olmasın. Yoksa seni kimse elinden alamaz..." genç ona hala aynı hayranlıkla bakarken biraz daha yaklaştı.
"Peki sen.... sen almaz mısın beni onun elinden?" Mirket sesli bir şekilde gülünce bir kaç kişi onlara döndü.
"Bunu neden yapayım, sevgilimin elinden kurtarmaya değer biri değilsin. Seni tanımıyorum ve açıkçası tanımak istemiyorum da..." bu sözlerle Sarp'ın suratı düşmüştü.
"Belki tanısan seversin, lakabım magnum... silah olan... anlarsın ya..." gözleriyle aletini gösterip sırıttı.
"Sen çok oldun artık..." mirket ilk kez birisine bu kadar gıcık olmuştu.
"Defol git başımdan ve bir daha bana yaklaşma." Kolundan tutup zorla kaldırdı genci ve sırasından dışarı itti.
"Bence de bebeğime yaklaşmamalısın Sarp...." Gediz'in sesiyle yutkunan mirket, onun ters bakışlarının gencin üstünde olduğunu görünce rahatladı.
"Tanışıyor musunuz?" Soğuk gözlerle sevgilisine baksa bile bakışları buluşmadı.
"Bilmem, tanışıyor muyuz Gediz?" Cilveyle başını yana eğen Sarp yüzünden karnına bir ağırlık çöktü mirketin.
"Tanışıyoruz tabi... insan nefret ettiği kişileri kolay unutamaz sonuçta." Sarp kısık sesle gülünce mirket gözlerini ona dikti.
Meydan okuyan bakışlarını fark etmişti, genç Gediz'in yarısı kadardı ama ona açıkça meydan okuyordu. Bu genç kimdi, onu yada sevgilisini nereden tanıyordu bilmiyordu... ama içinden bir ses yakında öğreneceğini söylüyordu.
Peki öğrenince hala onu sevecek miydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mirket
RandomGediz okulun en iri genci, haliyle abisi de oluyor Endüstri Meslek Liseli gençlerin en ürkeği olduğu için Mirket lakabı alan genç, kimse, doğru dürüst adını bile merak etmiyor Gediz ise Mirket'in adını asla unutmayacak olan tek kişi ***BU HİKAYE ZOR...