Uzun süren sessizliği bozan Başkanın sesi olmuştu. ‘’ Artık bu işte hep beraberiz. Kimse birbirinden habersiz adım bile atmayacak. Operasyon şefiniz Atlas’la tanışın. Kendisi işinin en iyilerinden değil, en iyisidir. Şu andan itibaren onun liderliğinde hareket edeceksiniz. Gün sonu toplanan her raporda benim masama gelecek’’
Başkanın sözünü bitirmesiyle tüm gözler Atlas’ın üstüne çevrildi. Atlas ise olan biteni umursamıyormuş gibi gözlerini tek bir an olsun kimseye değdirmiyordu. Gözleri öyle boş, bakışları öyle donuk. Hiçbirimizi umursamıyormuş gibi bir hali vardı. O sessizliğin içinde yüzünde herhangi bir duygu kırıntısı aramaya çalıştım, ama yoktu. Sanki bir buz dağıydı.
Başkan uyarı mahiyetinde öksürünce herkes bakışlarını anında önüne çevirdi. Atlas ise duvar gibi yüzüyle ellerini izliyordu. Onu tanımasam bu hallerine gülebilirdim.
Bir süre sonra içinde bulunduğu sessizlik onu da sıkmış olacak ki konuşmaya başladı ‘’ Bu işin nasıl yürüyeceğini hepiniz biliyorsunuz. Herkes ne yapması gerektiğini bilecek ve birbirinden habersiz iş yapmayacak ‘’
Sesi, her kelimesinde daha da sertleşiyordu. ‘’ Disiplin, odak ve itaat istiyorum. Aksi halde burada işiniz yok ‘’
Onun bu katı tavrı bana üniversitede tanıştığımız günleri hatırlattı. Atlas’la ilk kez bir arkadaşım sayesinde tanışmıştım. O günde şimdiki gibi sessiz ama etkileyici duruşuyla dikkatimi çekmişti. Herkesin konuştuğu bir ortamda o sessiz kalmayı tercih ederdi. Başta soğuk gibi görünse de içindeki diğer Atlas’ın daha ılımlı ve sıcak kanlı biri olduğunu biliyordum. Yani en azından o zamanlardaki Atlas öyleydi.
Odadaki herkesin dikkatini toplayarak görev dağılımına başladı. Leyla’ya döndü. ‘’ Leyla, laboratuvarda çalışacaksın. Olay yerinden elde edilen tüm numuneleri toplayıp analiz edeceksin. Hiçbir detayı atlamadan dememe gerek yoktur sanırım. Merak etme yalnız olmayacaksın. Laboratuvarda Şule’de seninle beraber olacak ‘’
Leyla sakin bir şekilde başıyla onay vererek verilen talimatı kabul etti ‘’ Merak etme Atlas, hiçbir detayı gözden kaçırmayacağım ‘’
Ve sonra bana döndü. ‘’ Sena’’ dedi gözlerini üstüme dikerek. Belli etmemeye çalışsam da o kadar uzun zaman olmuştu ki adımı ağzından duymayalı. O an tek istediğim kalkıp ona sarılmak olsa da tek bir mimik oynatmayarak ona baktım ‘’ Sahada olacaksın. Tüm araştırma ve analizleri yapıp, bulguları bana bildireceksin. Şüpheli hareketler, izler, bağlantılar. Hepsini anında bana bildireceksin. Sahada seninle çalışacak dedektiflerde olacak elbette ama benim rapor alacağım kişi sen olacaksın ‘’
Başımı sallayarak onayladım. Sahada olmak beni her zaman rahat hissettirirdi, ama bu sefer Atlas’ın gözleri üzerimdeyken bu işin ciddiyeti daha da fazlaydı.
Sonra sıra Kerem’e geldi. Atlasın radarı onu buldu, üzerinde durdu. ‘’ Kerem, sen kaynakları araştıracaksın. Şüpheliler, olay yerinden elde edilen bilgiler, eski kayıtlar… Tüm kaynakları tarayacaksın ‘’
Atlas en sonunda Can’a döndüğünde, gözleri kısıldı. ‘’ Can, güvenlik kameralarını inceleyeceksin. Olay anına dair en ufak bir görüntü bile kaçmayacak ‘’
Adını duyunca yüzündeki avına odaklanan kurt bakışları beni şaşırtmıştı. Hem bu kadar hiçbir şeyi ciddiye almayıp hem de ciddiyetle cevap vermeleri onunla yakın arkadaş olacağımızı hissettirmişti bana. ‘’ Tamam patron, oldu bil. Her şey kontrolüm altında. Gör bak tek bir salise bile kaçmayacak ‘’
Toplantı sona erdiğinde herkes yerinden kalktı. Her birimiz hızlıca işimize döndük. Kafamda bir sürü soru işareti dolanıyordu. Mesela cesetlerin vücutlarında bulunan garip madde.