Günler geçiyordu, hayat devam ediyordu kuşlar uçuyor, güneş doğuyor, batıyor jimin uyuyor, acıkıyor, yemek yiyor nefes alıyordu ama Eunwoo ölmüştü sanki kimsenin umurunda değildi, herkes sanki o hiç var olmamış gibi davranıyordu
jimin yine her sabah olduğu gibi siyah hanbokunu giymişti sarı saçları iyice uzamış omuzlarına dökülüyordu aldırmadı saçlarını eliyle arkaya doğru taradı ve odasından çıkıp salona indi
Babası ve annesi sohbet ediyorlardı bu evde eskiden sadece kahkahalar yankılanırdı ama şimdi durum bambaşkaydı jimin'in olduğu her mekanda olduğu gibi buradada kahkahalar yerini fısıltılar bırakmıştı babası "böyle giderse iflas edeceğiz kimse bizimle çalışmak istemiyor "
Annesi "haklısın resmen bizi görmezden geliyorlar, artık ne davetlere ne toplantılara çağırıyorlar ,bazı esnaflar bize satış bile yapmıyor geçen gün kasap bizim hizmetçiye bendeki et size yaramaz demiş düşünebiliyor musun? Artık bu kadar ileri gittiler"
"O hizmetçiyi ve bahçıvanıda işten çıkarmamız gerekecek artık maaşlarını karşılatamayız aslında başka bir ülkeye taşınsak belkide daha iyi olur hem jimin'de nurdan uzaklaşırsa alışması daha kolay olur ona birşey olacak diye korkmaya başladım artık"
"Ama çok yaşlandılar nereye gider nerde iş bulurlar hem burdan gidersek ne iş yapacaksın"
"Bilmiyorum neyse ben çıkıyorum şirkete gideyim, belki bir çıkış yolu bulurum" diyerek ayağa kalktığında jimin şle göz göze geldi ama birşey demeden evden çıkacakken
Jimin duydukları içi korkuyla doldu onunhayatta tutan tek şey hergün gidip Eunwoo'nun mezarının başına gitmekti ama başka bir ülkeye taşınırlarsa..." baba diye seslendi özür dilerim herşey benim yüzümden oldu değil mi?izin ver bende bir iş bulayım"
Babası" seninle bir alakası yok oğlum ama iş bulma fikri fena değil ya lıl anlama para için değil ben hamallık yapar sana ve annene bakarım ama senin artık bu yastan çıkman için ,kafan dağılması için iyi olur, altı ay oldu hala siyahlar içindesin hem çok zayıladın senin için endişe ediyorum" dedi
Jimin başını salladı "merak etme iyi olacağım" dedi
Jimin babasının arkasından hemen evden çıktı tüm gün iş aradı, değil iş bulmak kimse onunla konuşmamıştı bile, kimse ona selam bile vermemişti ondan vebalı gibi kaçıyorlardı, sanki ona dokunan lanetlenecekmiş gibi davranıyorlardı
Jimin yürümekten yoruldu yolun kenarındaki bir banka oturdu etrafa bakınıdı ne yapacağını düşünürken saray dikkatini çekti tüm şehri gören dağın yamacında tüm heybetiyle duruyordu kral "sana yardım ederim demişti bana gel demişti ama gitmek mantıklımıydı bu kadar dedikodunun üstüne oraya gitmek insanları haklı çıkarmaktan başka ne işe yarardı sadece dedikoduları arttırırdı, atirtarsa artsın dedi bundan daha kötüsü olmaz, bunu yapmalıyım ailem için yapmalıyım" dedi
Elini cebine attı parasına baktı bir araba tutmaya yeterdi ama dönüş için parası kalmıyordu" olsun yürürüm dedi ayaklarım var" sonra vaz geçti önce ailesi ile konuşmalı izinlerini almalıydı hemen eve döndü.
Ertesi sabah erkenden kalktı hazırlandı üzerine yine siyah bir hanbok giydi ve yola çıktı
Sarayda da işler pek yolunda değildi Yoongi tahtında oturmuş rutin işleri ile ilgilenirken Namjoon odaya girdi "efendim bu günde mi annenizi ziyaret etmeyeceksiniz, haber göndermiş oğlumu özledim demiş"
Yoongi'nin içi sıkılıyordu konuşmak bile onu yoruyordu annesinin derdinin onu özlemek olmadığını biliyordu onun derdi tahttı yönetimde söz sahibi olmaktı bunun için Yoongi'yi yanında istiyordu hatta onuntehdit bile etmişti Yoongi aptal bir adam değildi amcasının ülkeyi yönetebilecek bir adam olmadığını biliyordu o kokurkaktı böyle birşeyi düşünemezdi bile ona bu akılları kimin verdiğini kestirmek zor değildi

ŞİMDİ OKUDUĞUN
FOR YOU
Hayran KurguKral Min Yoongi biricik aşkı için Jimin'i için herşeyi yapmaya hazırdı