14

243 41 3
                                    

Yeni bölüüüüüüüm!

İyi okumalar canlar...

💐

Ben şaşırırken içeri insanlar girmişti.

Elçin,
" Buyrun abi, salona geçelim."

Amcalarım olduğunu anladığım iki kişi ve eşleri önde olmak üzere çocukları olduğunu tahmin ettiğim dört kişi de onlarla beraber geçti.

İri yarı olan adam Timuçin beyin yanına oturdu, takım elbiseli ve oldukça sert bakışlı birisiydi. Diğer amcamın da ondan aşağı kalır yanı yoktu gerçi.

" Merhaba oğlum, ben büyük amcan Miran. Onlar da oğullarım yunus ve emir. Bu dünyalar güzeli kadın da eşim esma."

" Ben de küçük amcan İbrahim, baban ortanca olanımız olur. Oğullarım alperen ve yiğit. Eşim selda."

" Ben de mavi, memnun oldum."

Kimse konuşmazken sessizliği bozan yiğit dedikleri kişi olmuştu. Uzun saçlarını topuz yapmıştı ve kirli sakallarıyla oldukça yakışıklı birisiydi.

" Ee mavi, biraz kendinden bahsetsene, hobilerin ne mesela."

Biraz düşündüm. Sahi benim hobilerim vardı değil mi, ailem hayatımı mahvetse de tutunduğum zevklerim vardı. Öyle bir almışlardı ki hayatımı elimden, ne yapsam acı veriyordu bana. Her şey canımı yakar olduğundan hiçbir şeyden keyif almaz, alamaz olmuştum. Ben de severek yapabildiğim, bana kalan tek şeyi söyledim.

" Kitap yazmayı seviyorum ben, genelde yazarım ama şimdiye kadar abim dışında kimseye okutmadım."

" Öyle mi? Gerçekten yetenek ve hayal gücü gerektiren bir şey olsa gerek, bir gün okumayı çok isterim."

Gülümseyerek başımı salladığımda ortam tekrar sessizleşmişti, Miran amcanın bakışları bileklerime takıldığında kaşları çatılmıştı, saklama gereği duyarak kucağıma çektiğimde ise daha çok dikkat çekmiştim. Elçin hanım ise ayağa kalktı.

" Hadi kahvaltıya geçelim, masa hazırlanmıştır."

Herkes onayladığında kalkıp giderken umut beni kolumdan tutmuş ve boş bir odaya getirip arkamızdan kapıyı kapatmıştı.

" Ne yapıyorsun acaba?"

" Mavi, dinle artık lütfen. Gerçekten çok özür dilerim, istemeden oldu. Affet artık, ne istersen yaparım."

Tek kaşım havaya kalkmıştı.

" Ne istersem mi?"

Hevesle başını salladığında sırıttım.

" Açık çek, ne zaman istersem o zaman istediğim şeyi yapacaksın. Kabul mü?"

" Kabul ulan!"

Bir saniye bile düşünmeden kabul ettiği şeyin ona ne kadar pahalıya patlayacağından haberi yoktu ama umursamadan kollarımı açıp sarılmasını bekledim. Duraksamadan sevinçle bana sarıldığında kulağıma fısıldadı.

" Söylediklerim için özür dilerim mavi, sen bizim ailemizin çok önemli bir ferdisin."

Gülerek konuştum.

" Ben de özür dilerim umut, sana söylediklerim fazla sertti."

Ayrışdığımızda elini belime atıp beni yönlendirmişti, yemek salonunda yan yana oturmuştuk, diğer yanımda yiğit,. karşımda da Yekta vardı.

Elçin,
" Neredeydiniz çocuklar?"

" Umut abimle bir şey konuşuyorduk Elçin teyze."

Umut un gözleri sonuna kadar açılırken Beyazıt somurtuyordu. Anlaşılan tek olmak istiyordu ama bir yandan da onları yavaş yavaş kabullendiğim için mutlu görünüyordu. Umut yanağımdan şap diye öptüğünde masadaki herkes gülmüştü.

" Abimm! Abisinin güzeli be!"

Timuçin,
" Tamam umut, kahvaltını et sonra sevinirsin."

Uğur ve Sedat ın kıskanç bakışlarını gördüğümde şaşırmıştım. Sorunsuz bir kahvaltının ardından bahçede kahve içiyorduk ki Yağız gelmişti, artık korumalar onu tanıdığı için sorgulamadan içeri alıyordu. Bizimkiler hala yağızdan hazetmese de artık ses etmiyorlardı.

" Günaydın herkese."

Endişeli sesiyle kaşlarım çatılırken herkes günaydın diye karşılık verdi, amcamlar onu tanımasa da önemsememişlerdi.

" İyi misin Yağız?"

" İçeride bi konuşalım mı sevgilim?"

Başımla onayladığımda beraber mutfağa gittik, ben kalçamı tezgaha yasladığımda o da karşımda durmuştu.

" Benim memlekete gitmem gerekiyor güzelim, kuzenim apar topar evleniyormuş. Sen de gel demeye geldim ama izin vereceklerini sanmıyorum."

Yüzüm düşerken konuştum.

" Denemekten zarar gelmez."

Mavi KodHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin