Evet Cenan'ın açıklamasından sonra bu hikayeyi yazmam aptalca ama gerçekten arcen hikayesi yazmak çok içimde kaldı.
Eğer rahatsız olucaksanız okumayabilirsiniz.
Eğer okumaya devam edecekseniz keyifli okumalarr
.........
Herkesten kaçıyordum, uzak durmaya çalışıyordum sırf benden nefret etmesinler diye, içimdeki sevdayı bilmesinler diye ama o kadar acizdim ki bir adamdan vazgeçemedim. Özlem duyuyordum o'na, o her ne kadar beni çoktan unutmuş olsada ben hala barışacağımız günü bekliyordum aptal gibi.
Her ilişkisini gözüme sokarak yaşamasından nefret ediyordum, o'ndan da nefret etmek istiyordum ama bana öyle gülümsüyordu ki....
Cenan adıgüzel için ben artık hiç bir şeydim ama o benim için her şeydi. Uzak duramıyordum, bakışlarımı kaçırsam da kalbim o'nda kalıyordu. Aklımdan uzak tutsamda kalbim yaklaşıyordu bu sefer o'na. Her yerim o'nu özlüyordu ama dokunamıyordum eskisi gibi.
Bazen bana nasıl dokunduğunu hatırlıyordum, tekrardan beni öpmesini, sarılmasını ve kokumu içine çeksin istiyordum ama artık o'nun deyimiyle biz sadece arkadaştık. Ben ayrılmak istemiştim, o'da sanki bunu bekliyormuş gibi hemen kabul etmişti.
Bana elini kaldırdığında bitmişti ilişkimiz, vurmamıştı belki ama o bana zarar vermeyi nasıl aklından geçirebilirdi? Belkide sadece benden kurtulmak için yapmıştı tüm bu her şeyi, beni hiç sevmemişti.
İki yıl olmuştu birbirimizden ayrılalı, iki senedir çekiyordum bu ızdırabı. O hayatına devam ederken benim ki durmuştu, yavaş yavaş hareket ediyordu. O hiç bir şey yaşanmamış gibi davranırken ben hala unutmayı bekliyordum.
Unutamıyordum işte, vaz geçemiyordum ela gözlümden. Çok kez kendime zarar vermeye çalıştım, her defasında Emre yanımda oldu. O'na çok şey borçluydum, belki unutamamıştım Cenan'ı ama arada yokluğunu hissetmediğim anlar oluyordu. Ve o anlar en mutlu olduğum anlardı.
Mutlu değildik, o hep kırar dökerdi beni. Sürekli kıskanırdı, haftalık ilişkileri için de aynısını yapıyor muydu acaba?
Kablolu kulaklığımı çıkardım ve buruşturarak cebime koydum, yeni bir iş günü ve yeni skeçler. Kapının başında beni bekleyen Emre'yle yanına doğru gittim, kesin geç kaldığım için çok fena trip yiyecektim.
"Günaydın bro." Elimi yumruk yapıp çakması için o'na uzattım ama beklenilen selamlaşmayı alamamıştım. Yolunda olmayan bir şeyler vardı o'nda, her defasında olduğu gibi bir tavır yoktu hareketlerinde. Tanırdım ben kardeşimi, bir sıkıntısı olduğu zaman ilk önce ben anlardım ve Emre'nin şuan bir sıkıntısı vardı. "Bir şey mi oldu?"
"Yoo, olmadı." Omuz silkti, kesin olmuştu çünkü kaşları çökmüştü. Elimi Emre'nin omzuna attım ve sıktım, bana anlatmalıydı. Benden başka kimse anlamazdı çünkü o'nun derdini, içinde kopan fırtınaların soğuk esintisini bir tek ben hissederdim.
"Anlat da rahatla, var bir şeyler belli." Yüzüme öyle baktı ki, gözlerinin sulandığını daha yeni fark etmiştim, kim üzmüştü Emre'yi?
"Ömer... Arif, Ömer nişanlanıyor." Boğuk sesiyle önce bir kurduğu cümleyi sorguladım. Bir arkadaşlıkta bir tane travma yeterdi, diğer arkadaşın yüzü gülseydi en azından.
Boy farkımız yüzünden parmak ucuna çıkıp sarıldım dostuma, ne söyleyeceğim bilmiyordum. Yıkılan bir binayı tekrar eski haline dönmesi için konuşarak ikna edemezdim. Emre başını omzuma gömdü, gözünden çıkan sıcak sıvıyı omzumda hissediyordum."Ne diyeceğimi bilmiyorum Emre ama şunu bil ki ben her an yanındayım kardeşim, tamam mı?" Saçlarını okşadım yavaşça, onun acısı kalbindeydi ve ben orayı hafifletemezdim. Oranın bir sahibi vardı ve oraya ait olduğunu bilmiyordu bu sahip. Ömer çok kördü, Emre'nin aşkını göremeyecek kadar uzaktı.
"Arif-" Sesi çok çaresizdi, benim gibi olmasını istemiyordum. O da uzaktan sevip kendisine acı çektirmemeliydi, Emre benim kadar alışkın değildi.
"Ne oluyoruz ya? Arif?" Atakan'ın sesiyle Emre omzumdan başını kaldırdı ve göz yaşlarını sildi, Atakan bize kaşları havada bir şekilde bakıyordu. "Emre bir sorun mu var?"
Başını sallamakla yetindi Emre, benim gibi gizleyemiyordu acısını. Dışırıdan da bitikti içeriden de, bense sadece içten bitiktim. Böyle güçlü durmaya çalıştığıma bakmayın, çok kez ağladım Emre'nin omzunda, çok kez zarar verdim vücuduma ama sadece daha da ceza vermiş oldum kendime. Bir kolumda olan yaralar vardı bir de kalbimde olan, kollarda sadece iz kalmışken kalp kanamaya devam ediyordu akıllanmaz olduğu için.
"Pekala, içeride sizi bekliyoruz. Emre sen istiyorsan git eve-"
"Yok, bir elimi yüzümü yıkayıp gelirim ben." Atakan başını sallayıp gitti yanımızdan, Emre'nin yüzüne baktım. O kadar keyifsizdi ki hatları, Ömer'i bir kez görse bile tekrardan ağlayacak kadar güçsüzdü.
...
İçeriye girdiğimizde herkes iş başındaydı, bizim geldiğimizi gören Atakan tekrardan yanımıza tüm neşesiyle geldi. Elindeki seneryoyu salladığında neden bu kadar mutlu olduğunu anlamıştım, Emre bile gülümsemişti bu haldeyken.
Aylarımı verdiğim skeç kabul olmuştu, Atakan'a söylediğimde umutsuzdum ama o bana 'Ben hallederim."dediği için güvenmiştim ve o her zamanki olduğu gibi asla güvenimi boşa çıkarmamıştı. Sevincimden ne yaptığımı bilmediğim için önce Emre' ye sonra Atakan'a sarıldım, kısa bir sarılma yapmayı düşünürken belimde hissettiğim kollarla duraksadım, rahatsız olmadım tabii ama Atakan ilk defa bu kadar içten sarılmıştı bana.
"Neyi kutluyoruz?" Sert çıkan sesle kalbim yine atmaya başlamıştı, gelmişti işte. Buradaydı, bir iki saniye mutlu olduğumda bile hatırlatırdı kendisini. Sesindeki o sertlik tüylerimi diken diken etmişti, bu ses tonunu kavga ederken bir çok kez işitmiştim.
"Arif'in skeci kabul oldu da.." Emre'nin açıklamasıyla gülümsedi ve elini omzuma attı.
"Tebrikler Arif." Diyip gitti, arkasından bakmadım bu sefer. Bakmayacaktım, o bakmıyordu bende bakmayacaktım.
Gözlerim görmesede ruhum bilirdi o'nun hakkında olanları ve ben eski sevgilimi tanıyorsam bir şeye ayar olmuştu.
Ne olursa olsun, benden uzak dursun..
...
Evett Atakan evli hatta çocuğuda var ama berber skecinden sonra yakıştırdım Arif'le o'nu diyelim ve hikayem de de kullanmalıyım diye düşündüm.
Yoksa Atakan'ı çok severim, küçüklük crushımdır kendisi.
Beğendiyseniz Oylamayı unutmayın!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eski sevgili ~Arcen~
FanfictionAyrılmalarına rağmen devam eden kıskançlık krizleri Arcen - >🥇(9 kasım 2024)