Yine bir skeç çıkarmak için provadaydık, elimdeki telefonun yardımıyla repliklerimi okuyordum.
Atakan skeç yazarken bana nedense sürekli rol veriyordu, eğer o rol vermese bana rol yazan yoktu. Bu skecide kendisi yazmıştı ve her zamanki gibi seyircilerin bol kahkaha atacağı bir seneryoyu bize sunmuştu.
Boş seyirci koltuklarında oturan beden bana bakıyordu, o orada otururken tüm salonun dolmasına gerek yoktu benim için. Çünkü o oradaydı, benim için her şey olan adam kocaman bir seyirci topluluğu da olabilirdi.
Provaya devam ederken sanki odağı oyundan çok benmişim gibiydi, skecin ne içerdiğini bile anlamadığından emindim. Cenan bazen baya bir dalgın oluyordu ve bakmak için rotası sürekli ben oluyordum.
Seneryo gereği Atakan bana yanaştı, telefondaki yazı da da yazdığı gibi yanağımdan öptü. Bu arabadakiden sonra ikinci yanağıma dudağını sürtüşüydü.
O geri çekilir çekilmez koltuklardan güm diye bir ses geldi, hepimiz oraya baktığımızda Cenan'ın hemen yanındaki koltuğa yumruk attığını anlaşmıştık ama bunu neden yaptığını ben ve Atakan dışında kimse kavrayamamıştı.
"Sinek vardı da." Dişlerini sıkarken konuştu, damarları her sinirlenmesinde olduğu gibi etkileyici bir şekilde belirgindi. Her haline ayrı bir şekilde içim gidiyordu ama kıskanç hali beni en çok keyiflendirendi, tabii aşırıya kaçmadığı sürece.
Skeci daha fazla izlemeyip kulise gittiğinde prova kaldığı yerden devam etti ama benim aklım kulise sinirli bir şekilde giden bedende kalmıştı.
****
Emre'den
Ömer'le sigara içmekten tüm organlarını oksijensiz bırakan Cenan'ı durdurmaya çalışıyorduk ama nafile Cenan tüm paketi bitirmekte kararlıydı.
"Cenan yeter ama artık!" Düşünceli yavrum yine ağzına götürdüğü sigarayı kaptığında Cenan tekrardan Ömer'in elinden dalı geri aldı, gergin olduğundan Ömer'e vurarak almıştı bu sebepten Ömer'in de tıpkı onun gibi olmasına ramak kalmıştı.
"Gerginim Ömer, birinin kafasını ezmemem için içeyim işte!"
"Oğlum sende bokunu çıkartma ama!"
Cenan'ı biraz daha süzdükten sonra tekrar konuştu. "Hem sen niye sinirlendin bu kadar?""Atakan Arif'e durmadan temas ediyor amına koyayım!"
Niye bu kadar sinirli olduğu anlaşılmıştı, Cenan ne kadar centilmen gibi görünsede Arif'e karşı oldukça mağara adamıydı. Kendisinden başka kimsenin temas etmesini istemiyordu, Arif'i paylaşmayı sevmiyordu.
"Ama ben yapacağımı biliyorum." Yüzündeki o sırıtış çok tehlikeliydi, ruh haline bakılırsa kesinlikle Atakan'ı öldürmeyi planlıyordu tabii daha az psikopatça şeylerde yapma ihtimali vardı.
Cenan son nefesi de ağzına doldurduğunda dalı yere atıp ayağıyla ezdi, içeriye geçerken bize Ömer'le arkasından bakıyorduk.
Olacak şeyleri kestiremiyorduk, her an her şey olabilirdi.
"Ömer, ben korktum anasını satayım."
"korkma yavrum, ben varım burada." Göz kırptığında kalbim göğüs kafesimi zorladı, bu kadar yakışıklı olması kul hakkına giriyordu. Sanki tüm mükemmel özellikleri bir mıknatıs gibi çekmişti üzerine ve başka kimseye bir şey bırakmadan karşıma çıkmıştı.
Cenan ve Arif'i unutmuştum çoktan, Ömer aklım için tehlike kalbim içinse en büyük sevdaydı.
***
Arif'den
Son oyun için bir kaç dakika kalmıştı, hazırlığımı yapmıştım ve son skecimi sabırsızlıkla bekliyordum.
Tiyatro bende alışkanlık hale gelsede ilk günkü heyecanı hala yıllar geçmesine rağmen benimleydi. Her sahneye çıkışımda aynı tutku ayaklanıyordu bedenimde, her defasında heyecanla başlayıp uzmanlıkla perdeyi kapatıyordum.
"Arif, gelsene bi." Oyunun başlamasına az zaman varken Cenan'ın konuşmasıyla başımı iki yana salladım, şuan o'nunla vakit geçirirsem sahnede rol yapamazdım. "Ya gel işte iki dakika."
İç geçirip yanına adımladım, bu adamdan kurtuluşumun olmadığını kabullenmiştim. Başımı 'ne?' anlamında sallayınca elini koluma attı, nadiren girilen kulis odasına girdiğimizde neler olduğunu sorgulamaya başladım.
Oda her zaman olduğu gibi bomboştu, oyun zamanı pek girilmezdi zaten. Genellikle kafamızı dinlemek için kendimizi buraya atardık ama Cenan oyunumun olduğunu bile bile beni buraya neden getirmişti ki?
Kapıyı ardından kapattığında boş gözlerle o'na baktım, zamanım kısıtlıydı ve bir an önce konuya girmesi lazımdı. "Söyle."
"Seni deliler gibi kıskandığımı biliyorsun değil mi Arif?"
Çok belli ediyordu. Duygularını içinde yaşamayı öğrenmesi lazımdı, özellikle de öfkeyi.
"Evet?" Alaylı çıkan sesimle gözlerini kıstı, şuan vücudunda kıskançlık akmıyordu. Bir şeyler saklıyordu benden veya yapacaktı, her mimiğinin sebebini bilirdim ve aklında olan şeyler vardı.
"O zaman kıskandığım zaman ne kadar öfkeli olduğmu da biliyorsun diye umuyorum?"
"Maalesef, sadede gel."
"Bende kömür prensimi yalama yapacak göz yok ulan!"Odadan aniden çıkmasıyla neler olduğunu başta anlamadım ama kapının arka tarafından kilit sesleri gelince Cenan'ın bir kez daha iflah olmaz bir adam olduğunu hatırladım.
Hızla kapıya vurdum ve bağırmaya başladım."CENAN AÇ KAPIYI! OYUNUM BAŞLAYACAK BİRAZDAN!"
Gittikçe öfkeleniyordum, kapıya vurarken ellerim acımıştı ama bu diğer taraftaki adamın umrunda değildi. Hatta gülme sesleri de duymuştum, bildiğin bana işkence ediyordu ve bu hoşuna gidiyordu.
"Ya açsana!"
"Oyun bitene kadar sabret Arif'im."
"Yerime kim oynayacak?!"
"Hacı'yı ayarladım, bir de o'nu öpsün bakalım." Kapıya ritim şeklinde vurdu ve adım sesleri gelmeden önce konuştu. "Seni seviyorum kömür prensim!"
Gittiğini anlamıştım ama benimki de umuttu işte, birinin açmasını bekliyordum. Atakan'a ne diyecektim şimdi ben?
Buradan çıkar çıkmaz ilk işim Cenan'ın o güzelim ela gözlerini oymak olacaktı, içimde şuan yankılanan şey aşkım değil öfkemdi.
Kapıya hala vurarken karşı taraftan ne bir adım sesi ne de bir konuşma sesi geliyordu, sanarsın herkesi sırf bu kilitleme işi için ayarlamıştı ki ben bunu Cenan'dan beklerdim.
Bittin sen adıgüzel!
......
Arcen'de birinci olmuşuzzz teşekkür ederim herkesee 💖💖💖
Yorum yapmayı ve Oylamayı unutmayınn canlarr.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eski sevgili ~Arcen~
FanfictionAyrılmalarına rağmen devam eden kıskançlık krizleri Arcen - >🥇(9 kasım 2024)