:11:

52 9 7
                                    

İki yılın ardından ilk kez güne başlamak için hevesliydim, yaşama sevincimi dün gece aldığım öpücükle geri kazanmıştım. Yanımda uyuyan bir Cenan görmesemde mutfaktan gelen seslerle beni yine yalnız bırakmadığını anlamıştım ve bu konuda endişelenmeme gerek kalmamıştı.

Yüzümde bu sefer sahte bir gülüş değil, gerçek gülüşüm ortaya çıkmıştı. Böyle içtenlikle gülümsemeyeli uzun zaman olmuştu çünkü Cenan yanımda değildi. Şimdi o buradaydı ve bana bir daha üzülmeyeceğim hakkında söz vermişti.

Yataktan zıplayarak kalktım ve mutfağa doğru ilerledim, önlüğümü giymiş ve arkasına dönük olan beden bize kahvaltı hazırlıyordu. Bir süre arkasından baktım, şimdi o'na istediğim kadar temas edebilirdim çünkü ilişkimiz tekrardan alevlenmeye başlamıştı. İki yıl boyunca o'na dokunamadığım için ikimize de kızsamda artık bu öfkem dinmiş çünkü Cenan'ı geri kazanmıştım.

Arkasından sarıldım, irkilmeden işini yapmaya devam etti. Boy mesafemiz yüzünden elim belindeydi, sıcak sırtında bıraksalar saatlerce uyuyabilirdim. "Günaydın."

"Günaydın."Yüzüne uzanıp, arkadan yanaklarına bir öpücük kondurduğumda gülmüştü. Belki o da hala inanamıyordu barıştığımıza, bunu hissetmemizin sebebi gerçek olamayacak kadar güzel oluşuydu. Sadece Cenan'ın yanında bu kadar huzurlu ve mutluydum, ben sadece Cenan'dan değil mutluluktan da kaçmıştım.

Ocağı söndürdüğünde bana döndü, o elini belime sardığında bende bu sefer boynuna uzandırdım ellerimi. Eğilip dudaklarımdan bir öpücük çaldığında gözlerimi kapatmıştım, eğer bu bir rüyaysa daha da çok bağlanmadan uyanmak istiyordum.

"Hemen de kızardın." Gözlerimi açtığımda sinirle o'na baktım, beni sevmesini de sinir etmesini de çok iyi biliyordu. Trip atmak için elinden kurtulmaya çalıştığım sırada beni daha da sıkı tutmuştu, ben çırpınmaya devam ederken beni birden kucağına almıştı. Şimdi ben o'na yukarıdan bakıyordum. Bacaklarımı beline sarmıştım, elleri belimi okşarken bende o'nun saçlarıyla oynuyordum. "Kızma hemen, hem kızarınca çok tatlı oluyorsun."

Gülümsediğimde bu sefer sol yanağımdan öpmüştü, Cenan'a duyduğum kırgınlık bir iki öpücükle yok olmuştu. Sadece kendimin acı çektiğini düşünmem bencillikti, Cenan da benim gibi bitikti kavuşmadan önce. Bunu iki yıl boyunca değil, şimdi anlamaya başlamıştım. Cenan ne kadar acı çektiğini göstermemek için farklı biri gibi davranmıştı, o'nu tanıyamamızın sebebi buydu ama şimdi gözlerine baktığım zaman ben kendi sevgilimi görüyordum.

"Kahvaltı etmesek mi acaba ya?" Teklifiyle kaşlarımı çattım, inmek için çabaladığım sırada dudaklarından bir kahkaha firar etti. "Şaka yaptım be Arif'im."

"Bir daha yapma böyle şakalar."

"Niye? Utanıyor musun?" Çapkın gülümsemesi dudaklarındaydı, benimle uğraşmaktan asla vazgeçmiyordu.

"Sence Cenan?" Gülümseyip beni tezgaha bıraktı, tabakları çıkarırken ben yere değmeyen ayaklarımı sallıyordum. Arada bir bana bakıp gülüyordu, eğer bende o'nun yerinde olsaydım gülerdim çünkü boyumun kısalığı azcık komik olabilirdi fakat bunu yüzüme vurmasına gerek yoktu.

Tabakları hazırladıktan sonra masaya bıraktı, yanıma gelirken beni tezgahtan almak için geldiğini düşünsemde ellerini iki yanıma sardı ve bana ciddiyetle baktı. Yutkundum, karşımda bu kadar çekici bir halde durarken yapabileceğim başka bir şey yoktu. Birgün sırf böyle halleri yüzünden kalp krizi geçirmekten korkuyordum. "Arif.."

"Hm?"

"Bana hemen kızma sevgilim ama beni sinir eden bir şeyler var."

Kavgaya dönüşmesinden korkmaya başlamıştım, ilk saniyelerde kavga edersek bizim için bu ikinci şans da işe yaramayacaktı. Daha yeni sakinleşmişken yine gürültü olması isteyeceğim son şey bile değildi.

"Atakan'ın sana olan yakınlığı hoşuma gitmiyor."Bunu sakince söylemesi şaşırdığım bir şeydi, eskiden olsa kırar dökerdi kıskançlığından ama sanırım o'da kavga etmek istemiyordu benim gibi. Tekrardan başlamışken daha birbirimize doyamadan mahvolmamız ikimiz içinde tehlike arz ediyordu.

"Atakan sadece arkadaşım Cenan."

"O'na göre sen öyle değilsin ama. Sana her dokunduğunda içinden geçenleri görüyorum, beni delirtiyor."

"Uzak durmaya çalışırım ama o'nu sadece arkadaşım olarak görüyorum. Çok yakın davranmam ama o da ekipten biri, hem biliyorsun ki..."

"Neyi?"

"Benim gözüm senden başkasını görmüyor."

Gülümsedi ve konuda olaysız kapandı. Ellerimi boynuna sardığımda dudağıma yine saldırdı, kahvaltı masasında yemekler soğurken biz burada yanıyorduk. Bana olan her temasında yüzüme bir sıcaklık iniyordu, sanki havale geçiriyor gibi oluyordum ama ilk kez bir hastalığı bu kadar seviyordum. Cenan beni hasta ediyordu ancak beni hasta edişi bile beni mükemmel hissettiriyordu.

Dudaklarımız ayrıldığında gözlerimin içine baktı ve o da benim lafımı tekrarladı. "Benim gözümde senden başkasını görmüyor Arif."

****

Bkm'ye birlikte gelişimiz bir çok kişinin gözüne çarpmıştı, bizse hiç kimsenin ne düşündüğünü takmayıp el ele ilerlemeye devam ediyorduk.

Cenan elimi bırakmadan önce bana dönmüştü, gülümserken "Benim bir işim var, halledip gelirim sen geç içeri sevgilim."demişti. Başımı 'tamam' anlamında sallayınca saçlarımdan öpüp kafeterya ya doğru ilerlemişti.

İçeriye geçtiğimde iki kişi bana kaşları havada bir şekilde bakıyordu, Emre ve Ebru'nun gazabı için kendimi hazırlamam lazımdı. Herkes toplanmadığı için sorguya çekilmem için onlara verilmiş baya bir süre vardı.

Emre bir kolumdan, Ebru bir kolumdan tutup beni kulise, yani Cenan'ın beni kilitlediği odaya getirmiştiler. Karşımda ellerini göğüslerinde bağlamış bir şekilde dururlarken ben en tatlı gülüşümü onlara gösteriyordum, tabii ki de canıma fazla okumamaları için yaptığım bu şirinlikler bir işe yaramayacaktı.

"Anlat."

"Neyi Emre?"

"Cenan'la neden el ele geldiniz?"

"Şey.......Biz barıştık, üç defada öpüştük ve sanırım hamileyim."

"NE?!"İkisininde aynı anda bağırmasıyla gülümsedim.

"Yani hamile değilimde öpüştüğümüz doğru."

"Bizim niye şimdi haberimiz oluyor?" Ebru'nun sorusuyla tekrardan şirin bir ifade takındım.

"Dün barıştık çünkü."

"Yuh lan! Bir günde nasıl üç defa öpüştünüz? Biz Ömer'le daha yeni öpüştük!"

"NE?! Bu sefer Ebru ile ben bağırdık.

"Aa ben size söylemeyi unuttum değil mi?"

"Ya madem herkes her şeyi itiraf ediyor! Bende Ayşegül'ü öptüm."

"NE?!"

...

Sonlara doğru saçmaladım ama bu bölümde Arcen'e baya bir doyduk sanırım?

Hikayeyi uzatsam mı sizce yoksa bir iki bölüme final mi olsun?

Oylamayı unutmayın canlarr

Eski sevgili ~Arcen~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin