Oyun sonrası herkes evlere dağılırken ben gidicek bir evimin olmadığına yanıyordum.
Evet çatılı, içinde eşya falan olan bir evim vardı peki o muydu sadece ev dediğimiz kavram? İnsanlar ev olamaz mıydı?
Peki benim evim neredeydi? Ben evimin yolunu kaybetmiştim, bulmak için her sokağa teker teker bakıyordum ama evim ortada yoktu. Benim evim beni terk etmişti, ben evsiz biriydim.
Telefonla konuşan Cenan'ı izliyordum çaktırmadan, yine yeni biriyle buluşucaktı. Telefonda görüştüğü kız şuan ki yüzünü görmesede yüzünde flörtöz bir mimik vardı, kızla flört ediyordu işte bas baya.
O beyaz gülü koyduktan sonra içimde tekrardan bir umut kıvılcımı olmuştu, en sevdiğim çiçeği hatırlıyordu. Peki şimdi yaptığı şey neydi? Bu neydi yani tam olarak? Ayrılmak istediğim için bana verdiği ceza mıydı? Ben zaten hala o'na aşık olduğum için yeteri kadar acı çekerken o bunu yeterli görmüyor muydu?
Aptaldım, koca bir aptaldım. Cenan hala benim Cenan'ım diye sevinirken bam başka biriyle tanışmıştım. Ben bu adamı tanımıyordum, bu adam bana yabancıydı. Belki hala aynı parfümü kullanıyor olabilirdi veya hala aynı saç stilini kullanıyor olabilirdi ama o farklı biriydi. Cenan kılığına girmiş olan farklı biri.
Gözleri bana kaydığında yüzündeki flörtöz mimikler dondu, kızın ne dediğini dinlemeyi bırakıp beni incelemeye başladı. Bakışlarını ilk kaçıran ben oldum, gözlerine bakınca içimdeki o yanık git gide daha da çok alevleniyordu.
Cenan adıgüzel anlaşılması zor bir adamdı ve ben artık anlamaya çalışmayacaktım. Bu kaçıncı kez diyişim bilmiyorum ama ben Cenan'ı unutucaktım.
"Arif.." Atakan'ın yanıma gelmesiyle gülümsedim, o günün ardından konuşmamıştık çünkü yüzüne baktıkça utanıp kaçıyordum ve o da sürekli bana gülüyordu. "Bırakayım mı?"
"Ol-"
"Gerek yok ya, ben bırakırım." Ne ara telefon görüşmesinin sonlandığını anlamamıştım. Büyük ihtimalle kızın yüzüne kapatmıştı. Gözlerimi devirmemem için kendimi zor tuttum ve çöktüğüm koltuktan ayağa kalktım.
"Yok, Atakan'la gideriz biz."
"Skeç konuşucaktık ama Arif?"
"Yarın da konuşabiliriz?"
"İşim var yarın. Hadi, gidelim."
O önden yürürken arkasından iç çekerek baktım ve Atakan'a döndüm.
"Sonra görüşürüz.."
"Görüşürüz." Atakan yine yanağımdan öpmek için eğilirken sanki hissetmiş gibi bir ses bozdu o'nu.
"ARİF HADİ!" Dudakları havada kaldığından gülümsedi, bende gülümsedikten sonra Cenan'ın arkasından gittim.
Arabasına yaslanmış, sigarasını yakmıştı. Dertliydi bu aralar. Hep öfkesini bastırmak istediği zaman veya içindeki acıyı hafifletmek için içerdi bu zehiri. Bu aralar içtiği dal sayısı artmıştı, içindeki derdin ne olduğunu öğrenmek istiyordum. O'nun canını bu kadar kimin sıktığını merak etsemde soramazdım. Oysaki eskiden çözüm yolu olarak sadece birbirimizi görürdük başka kollarda aramazdık. Birbirimize sahiptik, baş ağrısı için ilaç içmek yerine başını okşamamı söylerdi bana o.
Dikilmekten vazgeçip yanına gittim, ağzında sabitlediği sigarasını iki parmağı arasına aldı ve dumanı yüzüme doğru üfledi. Oldum olası sevmezdim bu huyunu, biz birlikteyken yanımda içmezdi. Dumanı ellerimle bana gelmesin diye savururken kaşlarımı çatıp o'na içimdeki sinirle baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eski sevgili ~Arcen~
FanfictionAyrılmalarına rağmen devam eden kıskançlık krizleri Arcen - >🥇(9 kasım 2024)