Sıra Gökalp gile gelmişti, "Buyrun" diye girdim konuya sandalyeme rahatça kurulup "Ne şikayetiniz vardı?"
"Çok şikayetimiz var" dedi Gökalp, ama benimle konuşuyor gibi değildi. Aksine yanımda oturan Mert'e bakıyordu...
Mert sesizce "Harbi siker bu beni Asral..." Dedi
"Nasıl?" Dedim anlamazdan gelerek.
"Şöyle ki üçümüzünde, yarası var pansuman olması gerekiyor, yani çok şikayetimiz var." Dedi
"Anladım..." Dedim, evet iki kişinin pansumana gitmesi gerekiyordu ve bu maalesef ben olamazdım. "Tuana." Dedim diğer hastaya bakan Tuana'ya hafif bağırarak
"Efendim?"
"Sen gel buraya hastaya ben şimdi bakacağım." Dedim
"Ne oldu?"
"Emre ile Mehmet'e pansuman yapacaksın, diğer hastalara ben bakarım" dedim sonra Mert'e döndüm büyük bir zevkle "Sende Gökalp bey'e pansuman yapacaksın." Mert 'yapma' der gibi bakıyordu, ama bananeydi ki?
Gökalp bana sinirli bir şekilde baktı. Bense tatlı tatlı gülümsedim. Yerse
Bende diğer hastalara baktım,
****
(Gökalp'in ağzından)
Sinir basmıştı bana, ne diye bu sik çocukla beni yan yana bırakmıştı ki? Gelseydi pansuman yapsaydı yiyecek mıydım ben onu? Zaten ben onun için gelmiştim kendi pansumanımı yapabiliyordum. Veya askeriyede revirinde de bu görevi gören hemşireler vardı. Kafam atmıştı
"Şöyle geçin Gökalp bey" dedi, Adının Mert olduğuna kanaat getirdigim sarı kafa.
Kolumu açıp sedyeye geçtim, sinirli bakışlarım sarı kafayı buldu. Yarayı temizleyecekken ellerinin titrediğini fark ettim.
"Ellerin niye titriyor?" Diye sordum
"Ellerim mi titriyor" dedi, anlaşılan tek elleri değil sesi de titriyordu.
"Bana soruyla karşılık verme." Dedim "Soruma soruyla karşılık verenlerden hiç ama hiç haz etmem" dedim
"Anladım..." dedi "Yarayı şimdi uyuşturacağım ama yine de açılabilir"
"Sorun yok hâl et işte" dedim
"Uyarayım dedim sonuçta canınızı yakmak veya acıtmak istemem medeni iki insanız, o yüzden danışıp kendinizi hazirlayın ki fazla acımasın, kendiniz de kas-"
"Çok konuşuyorsun" dedim "Ve ben çok konuşan insanlardan da haz etmem, Ki senden de hiç haz etmedim Mert" dedim bastırarak, yutkunduğunu gördüm.
"Asral ile nerden tanıştınız" diye sordu,
Mert sızmaya çalışıyor...
"Seni alakadar eder mi?"
"Hayır da sonuçta Asral benim bacım sayılır." Dedi, bunu dediğinde bir nebze olsun yumuşamıştım.
"İyi o zaman bacına sor cevaplasin" dedim
"Peki..." Dedi, içinden sövdüğünü anlamak pek de zor değildi.
.
İşini bitirince, ben direkt dışarı çıkmıştım hâlâ sinirliydim. Ne kadar onu görmek istesemde eve gitmiştim.
Gece: Naber kocaam
Böyle yapması hiç iyi değildi, kalbime zarar veriyordu.
Siz: Neden bana o sarı kafa pansuman yaptı?
Gece: Hemşire ya ondan
Siz: Ben ondan mı bahsediyorum sence?
Gece: He sen ben yapmadım diye kızdın tamam aşıksın, beni seviyorsun
Siz: Aksini idia ettiğimi hatırlıyorum.
Gece: Ney anlamadım.
Her şeyi anla bunda Salaga yat yani güzel böyle yapamaya devam edin Gece hanım.
Siz: Yatıyorum bir şey diyor musun
Gece; Trip mi yiyorum:(
Siz: Yatıyorum bir şey diyor musun Gece?
Gece: İyi geceler
(❤️)Yatağıma geçip uzandım, Emre'ye bir kaç soru sormuştum Asral ve annesi hakkında bir şey bilmediğini söylemişti bana, araştırmaya devam ediyordum tabi ki.
Aradan yarım saat sonra uykum geldiği için gözlerimini kapattım, fakat dış kapının anahtar ile açılma sesi gelmişti...
SEVİYORUM SEVİYOR MUSUN?
OY VER
NORMALDE BU GÜN BÖLÜM ATMİYACAKTİM HADİ VİR KIYAK GEÇİYORUM 💋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kimsiniz?/Texting
Science FictionYüzbaşım: Kimsiniz hanım efendi ? Siz: İlerideki karın çocuklarının annesi basının tacı gönlünün Sultanı Yüzbaşım: İlla diyorsun uğraş benimle öyle mi? Siz: Evet Yüzbaşım: O zaman sana kötü bir haberim var ben işsiz bir adam değilim ve boşa harcay...