Sahilde Ömer ile birlikte yürürken bir çift dikkatimi çekti. Kadın zarif, uzun sarı saçlı ve duruşuyla her türlü dikkati üzerinde çeken biriydi. Yanında ki adam ise karizmatik ve güçlü bir yapıya sahipti. Benim baktığım noktaya Ömer de bakınca gülümsedi ve çiftin yanına gitti. Yanlarına varınca ‘’Sizi görmek en güzel Esra, Cem.’’ Dedi.
Ömer bana onları tanıttı. İkisi de eski dostlarıydı ve aralarındaki bağ kuvvetli bir şekilde hissediliyordu. Cem sakin bir yapıya sahipken Esra onun tam tersi cıvıl cıvıl ve enerjik bir yapıya sahipti.
Ömer ile biraz sohbet ettikten sonra Esra bana döndü ve ‘’Büge, Ömer ile nasıl tanıştınız?’’ diye sordu. Bu soru beni mutsuzluğa sürüklese de, aramızdaki her şeyin oyun olduğunu söylemek istesem de sadece ‘’Biz kafede tanıştık.’’ Diyebildim. Suçluluk duygusu şuan çok ağır bassa da gülümsüyordum.
Cem, dikkatle beni izliyordu. "Ömer, Büge hakkında çok şey anlattı. Onunla vakit geçirmekten çok hoşlanıyor," dedi. Bu sözler, içimdeki suçluluk duygusunu daha da artırdı.
Cem’in sözleri Ömer’in bana bakışı… İçimi bir bıçak gibi delip geçti. Gerçeği anlatmayı ne kadar çok istesem de Ömer’i kaybetmeyi göze alamazdım.
Esra sanki düşüncelerimi okuyormuşçasına ‘’Ömer’in size olan hisleri çok açık.. Siz de ona karşı…’’ diye devam ederken heyecan yaptım ve lafını bölüp ‘’Biz sadece çok iyi iki arkadaşız, o kadar.’’ Dedim.Ömer ve Esra derin bir sohbet içerisine girmişti. Ama benim asıl dikkatimi çeken; Cem’di. Dikkatlice beni izliyor, hareketlerimi takip ediyordu. Gözlerinde büyük bir sır saklı gibiydi ve belki sır saklayan tek kişi o değildi. Bakışlarından ne kadar rahatsız olsam da bir şey demedim, bunu belli etmedim.
Tam o sırada Ömer bana döndü ve ‘’Büge sen iyi misin? Yüzün soluk gözüküyor..’’ dedi. Yüzüme en sahte gülümsememi yerleştirip ‘’İyiyim sadece yorgunum’’ diye mırıldandım.
Ömer, "O zaman durduralım biraz yürümeyi. Sen dinlen, ben Esra ve Cem'le konuşayım," dedi. Ömer'in teklifiyle rahatladım. İçime çektiğim derin nefes, beni biraz daha sakinleştirdi.Üç arkadaş sakin bir şekilde sohbet ederken bende kumsala uzandım ve gökyüzünü izledim. Öyle güzel gözüküyordu ki. Sonsuzluk içerisinde kaybolmak gökyüzüne karışmak istiyordum. Gözlerimi kapattım ve kendimi düşüncelere bıraktım.
Ömer’e olan duygularım artık ağır basmaya, görevimden sapmaya başlamıştım. Buna acilen bir çözüm bulmalıydım. Belki de Ömer’in hayatından tamamen çıkmalıydım. Zaten amacımı öğrenince o benim hayatımdan çıkacaktı.
Düşünceler içerisinde boğuşurken yanıma birinin uzandığını fark ettim ve bakınca Cem ile göz göze geldik. Biraz sessizce uzandıktan sonra yan dönüp ‘’Büge sen gerçekten çok güzel bir kızsın..’’ dedi. Bu yaklaşımı beni şaşırtmış ve hatta rahatsız etmişti. Teşekkür ederim," diye mırıldandım. "Ömer'in iyi bir arkadaşı olduğuna sevindim."
"O da seni çok seviyor. Ona bakınca anlaşılabilir," dedi Cem, gözlerinde gizli bir gülümseme ile. Hemen az önceki tepkimle aynen ‘’Biz sadece arkadaşız…’’ dedim.
Şüpheci bir bakışla bana bakıp ‘’Emin misin?’’ diye sordu Artık rahatsız olma seviyem artmıştı ve sinirle ‘’Evet eminim.’’ Dedim.
Cem'in sözleri içimi karartmıştı.Cem sanki benim gizlediğim gerçeği biliyormuş gibi davranıyordu. Cem'in kim olduğunu ve özellikle Ömer'in hayatındaki yerini anlamıyordum. Ben sadece Ömer'in arkadaşı olduğunu düşünmüştüm. Ama şimdi Cem'in sözleri tüm varsayımlarımı alt üst ediyordu. İçimde yeni bir kaygı duyguları başlamıştı. Bu oyunda bir şeyler yanlış gidiyordu.
Ve bu yanlışlığın nereden geldiğini anlamaya çalışıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gerçek Sen Kimsin?
Fiksi UmumBüge, yazarlık kariyerinde aradığı başarıyı bir türlü yakalayamayan bir kalem erbabıydı. İlhamının tükenmişliği içinde boğulurken, radikal bir karar aldı: Psikolog Ömer'le dışarıda tesadüfen tanışarak yeni hikayesi için taze fikirler bulmayı deneyec...