Uyandığımda tanımadığım bir evde tanımadığım adamlar başımdaydı. Uzandığım koltuktan başımı tutarak kalktım ve gözlerimi kapatıp tekrar açtım çünkü bulanık görüyordum.
"Kemal.."
"Kemal'in burda değil güzelim, biz varız biz sana yeteriz." Kapıdan gelen sesle kafamı çevirdim. Bu yüceldi ve kapıda kollarını göğüslerinde birleştirmiş beni izliyordu.
"Pişman olacaksınız."
"Olmayız merak etme."
"Çağatay sen eksik olsaydın çok ağlardım burda." Yücelin arkasından Çağatay çıkınca söylediğim cümle çağatayı güldürmüştü.
"Biliyorum tatlım ağlama diye geldim ama şimdi daha çok ağlayacaksın." İki kişinin beni kolumdan tutmasıyla koltuktan yere düştüm. Bir kişi diğer eliyle kafamı yere bastırdı üçüncü kişi de çağatayın önüne makas ve kesici aletler dolu bir kutu bıraktı.
"Acaba ben sana bu acıları çektirirken Kemal'in seni kurtarabilecek mi?" Yanıma yaklaşıp saçımı sertçe çekmesiyle acıdan bağırdım.
"Yaptıklarınız yüzünden çığlık çığlığa ağlasam bile size 'yapmayın nolur' demeyeceğim!"
"Ne çok kafa siktin gökçe, yatırın şunu!" Beni yere yüz üstü yatırdıklarında burnum ve dudağım yere sertçe çarptı. Çağatay makası saçlarıma değdirdiğine saçlarım yere dökülmüştü. Gözyaşlarım yere düştüğünde yücel kahkaha patlatmıştı.
Çağatay saçımın hepsini tek eliyle toplayıp geriye çekmesiyle hem boğazım hem kafam acımıştı. Toplanan tüm saçımı tekrar kesince saçlarım ensemden tekrar yere düşmüştü.
"Saçlar anıları saklardı Çağatay."
----------
KEMALDEN
Yaklaşık iki saattir gökçeden haber alamıyorduk. Anladığımız tek şey 2 saat önce mezarlığa gittiğiydi. Onu çok merak ediyordum ve telaşlanıyordum. Telefonu kapalı olduğu için herkes çok sinirliydi.
Salonda herkes telaşla düşünürken Salih abi sertçe masaya vurmasıyla herkes irkildi. "Allah kahretsin onu tek yollamayacaktım!"
"Salih sakin ol nerden bilebilirdin böyle olacağını?"
"Kahraman abi Çağatay 'sizden birini daha alacağım bugün.' demişti ama ben anlamamıştım!" Ayağa kalktı ve salonda kafasını okşayarak gezdi.
"Ya bi sakin olun bulacağız diyorum size!"
"Lan yamaç senin ananı sikerim, bizim kardeşimiz kayıp sen ne diyorsun gidelim basalım şunun mekanını, bak benim adım Cumali koçovalı ben adamın amına koyarım duydun mu!"
Cumali abi yamaç abinin üzerine yürüdüğü sırada yamaç abi elini masaya sertçe vurdu ve yüzüne sert tokat atarak ayağa kalkıp konuştu.
"Ben çok mu memnunum şu an halimden, mekanını basarsak Gökçe'ye neler yapabileceğini düşünsene abi!"
"Abine sesini yükseltme lan!"
"Yalan mı belki de Gökçe'yi öldürdü ve şu an onu gömmekle uğraşıyor!" Bağırarak ayağa kalktım ve ikisinin arasına girdim.
"Yeter!" Hepsinin bana bakmasıyla cümlemi tekrarladım.
"Abiler durun artık, gökçe ölmedi yaşıyor tamam mı!"
"Kesin sesinizi çok zaman kaybettik arabaya hepiniz!" Kahraman abinin sesiyle herkes irkilirken arabaya doğru yürüdük. Akında gelecekken selim abi konuştu. "Sen otur evde akın."
"Baba!"
"Akın evde dur dedim sana!"
"Bende geleceğim dedim kusura bakma baba ama şu an değil!" Akın arabaya doğru koştu. Arabaya bindiğimiz gibi Kahraman abi arabayı sürdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAMAN
Teen FictionÇukur dizisi Gökçe Koçovalı üniversite okumak için yurt dışına çıkmıştır. yıllar sonra Koçova mahallesine abisi Cumali koçovalı'yı hapisten çıkartmak için gidecektir. Savcı gökçe Koçovalı bir yandan abisini bir yandan aşkını bir yandan da dökülen k...