Karanlığın, Aylis'in içindeki ışığı daha da parlak hale getirdiğini fark ettiğinde, derin bir nefes aldı. Büyücünün yokluğu, yalnızca bir zafer değil, aynı zamanda yeni bir sorunun da başlangıcıydı. İçinde duyduğu kaygı, bu sefer daha derin bir yere kök salmış gibiydi. Ne de olsa, karanlık her zaman geri dönme kapasitesine sahipti.
Thalion, Aylis'in yanına gelerek, "Büyücüyü yenmen büyük bir zafer, ama bu yalnızca bir başlangıç. Karanlık, zayıflıkları sezer ve onları kullanmaya çalışır," dedi. "Bunun için, şimdi daha dikkatli olmalısın."
Aylis, başını sallayarak, Thalion'un sözlerini düşünmeye başladı. "Peki, ne yapmalıyım? Bunu nasıl durdurabilirim?" diye sordu. Thalion'un gözlerindeki ciddiyet, ona karanlığın her an geri döneceğini hatırlatıyordu.
"Gölgeden kaçış yok, Aylis," diye yanıtladı Thalion. "Ama onu kontrol altına alabilirsin. İçindeki güç, yalnızca ışık değil; aynı zamanda karanlıkla da yüzleşebilmeli. Bunu öğrenmelisin."
O anda, Aylis'in aklında birçok soru belirmeye başladı. Karanlığın köklerine inmek, belki de kendi içindeki karanlık yönlerle yüzleşmek anlamına geliyordu. Ama bunun ne kadar tehlikeli olduğunu biliyordu. "Bunu nasıl yapabilirim?" dedi, gözleri Thalion'un gözlerinde yoğun bir şekilde gezindi.
"Bir gölgeyle yüzleşmek için önce ona yaklaşmalısın. Geçmişte yaşadıklarının içindeki korkulara, acılara geri dönmelisin. Karanlık, yalnızca neyi gizlediğini bildiğinde yok olur," diye yanıtladı Thalion, sesi kararlılık doluydu.
Aylis, içindeki karanlığı hissetmeye çalışarak gözlerini kapattı. Derin bir nefes alırken, geçmişteki anıları gözünün önünde canlandı. Acı, kayıplar, karanlık düşünceler... Her birisi, onun ruhunu kemirirken, bir yandan da büyümesine yardımcı olmuştu. Ama onları kabul etmek, gölgelerle yüzleşmek zorundaydı.
Birdenbire, Aylis'in zihninde bir görüntü belirdi. Gözlerini açtığında, kendini büyük bir ormanın ortasında buldu. Ağaçların yaprakları, sanki gizemli bir müzik eşliğinde dans ediyordu. Ama içindeki karanlık his, bu güzelliği gölgelerle kaplıyordu.
"Gel," dedi bir ses, derin ve yankılı. Aylis, sesin peşinden gitmeye karar verdi. Ormanın derinliklerinde kaybolmuş gibi hissediyordu, ama içindeki güç, onu cesaretlendiriyordu. Her adım attıkça, etrafındaki karanlık daha yoğun hale geliyordu.
Birden, karşısında büyük bir ağaç belirdi. Dalları, sanki ona uzanmak istercesine sarkıyordu. Aylis, bu ağacın altında durduğunda, içindeki karanlıkla yüzleşmesi gerektiğini biliyordu. "Beni korkutamazsın," dedi kendi kendine, sesi bir fısıldama gibi yankılandı.
Ağacın köklerinden bir ses yükseldi. "Korkuların seni bekliyor, Aylis. Geçmişinle yüzleşmeden, geleceğe doğru adım atamazsın," dedi. Aylis, o an geçmişteki anılarıyla yüzleşmek zorunda olduğunu hissetti.
"Beni durduramazsınız!" diye haykırdı. İçindeki güç yoğunlaştı ve rüzgâr etrafında dönmeye başladı. Karanlığın gölgeleri, onu ele geçirmeye çalıştı ama Aylis, ışığını daha da parlatmaya karar verdi.
"Ben ışığımın gücünü hissediyorum!" dedi, sesi giderek daha da güçlenerek yankılandı. "Artık korkmuyorum!" O anda, gözleri parlayarak içindeki enerjiyi serbest bıraktı.
Karanlığın pençeleri, Aylis'in etrafında dönmeye başladı, ama içindeki güç onları etkisiz hale getirdi. Bir anda, ormanın içindeki tüm gölgeler, Aylis'in iradesiyle dağıldı. Karanlığın içindeki korkular, görünür olmaktan çıktı ve bir anda kayboldu.
YOU ARE READING
Kayıp Varis: Kehanetin Gölgesinde
FantasyUnutulmuş bir yapının varisinin öyküsünü anlatıyor. Eldryon adı verilen diyar, karanlık güçler tarafından tehdit altında ve efsanelerle dolu. Ana karakter Aylis, sıradan bir köylü kızı olarak yolculuğunun başlangıcında, kendini kehanetlerin derin sı...