-8-

15.1K 1.2K 167
                                    

''Söylesene, onu nasıl boğmayı başarabildin?''

Faith'e döndüm.

''Onu boğmayı başarabilmiş olsaydım ölmüş olurdu ki ben buna bir şeyi başarmak demezdim.''

Nate ''Eğitimden önce bunu sık sık yaşıyor muydun? Belki kontrol edemediğin şeylerden biridir,'' dedi.

''Hayır, ilk defa böyle bir şey yaptım ve hayatımda kontrol edebildiğim tek bir şey bile yok. Ama, bu fazla tehlikeliydi. Birini öldürebilirdim. Blake'i gerçekten boğabilirdim ve tamamen istemsiz olarak bunu yapmak üzereydim.''

Birini öldürebilecek güce sahip olduğumu ilk defa tüm damarlarımda hissetmiştim. Birini gerçekten öldürebilir miydim ki ben? Kendimi, ailemi ve arkadaşlarımı korumak için tabii ki bunu---

Aile mi?

Gerçek olanlarla genlerim haricinde hiçbir bağlantım yoktu ve bir bağlantımın olmasını istediğimi de pek sanmıyordum. Yani, en azından bu konu hakkında düşünmemeyi tercih ediyordum.

Asla 'sahte' demeyi tercih etmezdim. Koruyucu, benimle yıllarca aynı evde yaşamış ve benimle paralarını,yemeklerini, ellerinden geldiği kadar sevgilerini paylaşan ailemse şu anda doğduğumdan beri içinde yaşadığım fakat bu süre zarfında ait olduğumu tek bir saniye bile hissetmediğim, Kafes'in dışındaki dünyadalardı ve onlarla da artık bir daha görüşebileceğimi sanmıyordum.

Arkadaşlarımı mı?

Neden bu kelimeyi söyler söylemez aklıma Thomas ve Jenna değil de Faith,Olivia,James ve Nate gelmişti? Onları kaç saattir tanıyordum ben?

Sanırım geriye bir tek 'kendim' kalıyordum ve şöyle bir düşündüm de, evet sanırım, kendimi korumak için eğer zorunda kalırsam birini öldürürdüm ama Blake'le az önce yaşadığım şey bu değildi. Farklıydı. Orada kendimi fiziksel açıdan korumam gerekmemişti bile. Sadece elimi yaktığı için ona hesap sormuştum fakat oysa Blake o lanet olasıca dişlerini göstermeden sırıttığı gülümsemesiyle beni kızdırmıştı. Sanırım orada ondan çok kendime kızmıştım çünkü aslında bende sadece 'gıcıklık' belirtisi göstermesi gereken gülümsemesi nedense ona karşı bir sempati duymamı sağlamıştı.

Bunun sebebinin Blake'in kaslı vücudu ve benden en az on beş santimetre uzun olan boyuyla tam karşımda durup koca salonda bulunan kimseye değil de bana gülümsemiş olması yerine sahip olduğu umursamaz tavrının bende saygınlık kazanmış olmasını kabul edeceğim.

Kendimi hiç tanımadığım bir dünyada hiç tanımadığım birine kaptıramam.

Olivia ''Ama yapmadın. Kendini durdurabilmeyi başardın. Çok tehlikeliydi ve sen de bunun farkındasın, önemli olan bu,'' dediğinde uzun zamandır bir konu hakkında bu kadar derinlemesine düşünmediğimi hatırladım ve düşüncelerimden uzaklaştım.

Kafes'e katılmak konusunda bile bu kadar yoğun düşünmemiştim.

Faith ''İşte Kafes böyle bir yer ve asla tam olarak alışabileceğimi sanmıyorum,'' diyerek ekledi.

Nate ''Ölümle burun burunasın ve hayatta kalmak için kendini, gücünü kontrol etmeyi öğrenmelisin. Hepimiz bu yüzden buradayız,'' dedi.

Belki buraya da ait değildim.

''Bahçede yürüyüşe çıksam sorun olur mu?''

Lanet olsun. Düşüncelerimden uzaklaşmaya çalışmam başarısızlıkla sonuçlanmıştı ve biraz yalnız kalmaya ihtiyacım vardı.

Ayağa kalktım. Faith de benimle birlikte kalktı.

''Tabii, hadi çıkalım.''

''Ben, yalnız yürüyebilir miyim? Bir günde kaldırabileceğimden çok daha fazlasını gördüm ve... biraz yalnız kalıp düşünsem iyi olacak.''

ElementHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin