-1-

115K 2.6K 418
                                    

(Avatar, Divergent, Hunger Games, X-Men, Gece Evi Serisi, Percy Jackson, The Mortal Instruments, Wizards Of Waverly Place, Divergent etkisinde kalırken; bu çok sevdiğim kurgulara kendimden katarak ortaya çıkan dünyadan çok zevk aldım. Keyifli okumalar dilerim.)

--------

Thomas, Jenna ile bana yaklaşıp ''Yine ne oldu Clara?'' diye sorduğunda okulun bahçesine daha yeni girmiştim.

''Evet, niye saklanıyorsun?''

Görünüşte diğerlerinden pek de farksız olmayan bu aptal lise gününün bu sefer gerçekten de başımı belaya sokacağı kesindi. Saçlarımla aynı renkte olan bol ve koyu kahverengi hırkamın fermuarını sonuna kadar çekmiş, kapşonuyla da omuzlarımın biraz altında biten saçlarımı saklamıştım. Tarafından görülmemem gereken ufak bir kız grubu vardı. Arkadaş olduğumuz süre boyunca tüm sıkıcılığıma katlanabilmiş olan Jenna ve Thomas'ın bu komik ve beceriksiz halime şahit olması; onlara bir açıklama yapmamı gerektiriyordu.

''Elizabeth ve kuklaların ödevlerini dün akşam postalamadım.''

Jenna gözlerini büyüterek şaşkınlıkla ''Sen ne yapmadım dedin?'' dediğinde elimi ağzına götürerek kendimden beklemediğim bir hızla onu susturdum.

''Sessiz ol! Bir an önce okulun bitmesini istiyorum ki eve gidebileyim.'' Hayatında problem istemeyen birine göre gerçekten de yürek yemiştim.

Thomas ''Onlara e-mail atmayı unuttuysan bana telefonunu ver, işlem iki dakika sürer. Sıkıntı yapmana gerek yok,'' diyerek beni rahatlatmaya çalıştığında çabasını takdir etmekten başka yapabileceğim bir şey yoktu.

''Sıkıntı o değil..."
Anlamayan gözlerle baktığında kapşonu indirdim. Sonucuna eninde sonunda katlanacağım şeyi geciktirmenin anlamı yoktu. "... Ödevlerini yapmadım,'' dedim omuz silkerek.

Omzundan aşağıya doğru inen çantasını sanki düzeltmesi gerekiyormuş gibi aslında kaymadığı yerden tutarak yeniden yerine çekti. ''Peki, işte şimdi senin ikimiz de kurtaramayız." İlkokuldan beri Thomas'la arkadaştık. Liseye geçtiğimizde Jenna ile tanıştık ve o günden beri yemekhanede hep üç kişi oturduk. Eğer gerçekten de ortada olan bir "en yakın arkadaş" kavramı varsa, benim için Thomas ve Jenna o kategoride sayılırdı sanırım.
En yakın arkadaşı bırakın, tamam, tek arkadaşlarım onlardı. Çok fazla dışarı çıktığım, hatta gezilere katıldığım bile söylenemezdi. Ben daha çok bireysel takılan, sınıfta bir köşede kulaklıkla ve kitapla duran kızdım. Silik bir karakter olmak beni çok sıkmıyordu. Yalnız olmak konusundaysa; bir ton sahte arkadaşım olacağına iki tane güvenebildiğimin olmasını tercih ediyordum. Yeterdi, hatta artardı bile.

Okul binasının içine girip dolaplarımızın olduğu koridora geldiğimizde Thomas, kitaplarını almak için kendi dolabının önünde durdu. İşini bitirmesini beklemek için biz de onunla durduk.

''Onlarla karşılaşmadığım sürece iyiyim. Kaçınılmaz sonu bir an önce yaşamak gibi bir heyecanım da yok,'' dediğimde Jenna dudağını ısırdı. Bu mimiğinin "ah, işte hoşlandığım çocuk geliyor"dan ne kadar uzak olduğunu anlamak için baktığı yere dönmem gerekmedi.

Elizabeth, o tiz ve beni üst düzey bir şekilde sinir eden sesiyle arkamdan ''Kimlerle karşılaşmak istemiyormuşsun hayatım?'' dediğinde adını koydum. Jenna'nınki tam da "işte şimdi yandık" mimiğiydi. Yakalanmıştım.

Aslında konuşmak istemediğim fakat muhattap olmak zorunda bırakıldığım insanlarla konuşurken, olaydan bir an önce ve en az zararla kurtulmak için takındığım sahte gülümsememi yardıma çağırdım.

ElementHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin