"Future Perfect"

33 5 17
                                    

Heeseung Jake'e yumruk atmıştı...

Hayır, Jake'in gözünden gelen yaşlar yumruğun sertliğinden falan değildi. Canını yakan şey Heeseung'ın asla kendisini dinlememiş olmasıydı.

"Bir kıza el kaldıracak kadar aşağılık olduğunu bilmiyordum. Hemde kendinden yaşça küçük bir kızı. Şu zamana kadar iyi biri olduğunu sanmıştım Sim Jaeyun. Yanılmışım. Kendini ne sanıyorsun bilmiyorum ama, asla buna müsade etmiyorum"(hsg)

Jaeyun sanki konuşmayı unutmuş gibi ağzını açamıyordu. Heeseung'ın sözleri yüzüne bi su gibi çarpmıştı. Resmen ağlamamak için tanrıya yalvarıyordu.

Hızlıca ayağa kalkıp Heeseung 'a tokat atmak için elini kaldıracaktı ki, o an orda hangi sıfatla bulunduğunu sorguladı. Tabii ya, daha iki haftadır tanıdığı birine nasıl güvenir ki insan? Sonuçta o Heeseung'ın daha bir kaç saat önce olduğu iş arkadaşından başka bir şeyi değildi.

Suçlunun kendisi olduğu kanaatine varıp, sadece gözlerine bakmıştı Heeseung'ın. Belki anlar diye. Belki suçsuz olduğuna inanır diye. Fakat o sevecen, insanın içini ısıtan, herkesin seveceği bakışlar, yerini nefret ve ımm...iğrenti duygularına bırakmıştı.

Dişlerini sıkarak istemsiz akan bir yaşını yanağından silerek, hiç bir şey demeden çıkmıştı Jake. Çıkar çıkmaz ilk işi, acil durum numaralarında kayıtlı olan arkadaşı momo olmuştu.

Telefon açıldığında, Momo Jaeyun'un titreyen sesini duyana kadar sakindi. Jaeyun genelde üşendiği tüm arkadaşlarının numarasını acil durum numaraları olarak kaydetmiş ve aracağı zamanlarda, kısa sürdüğü için acil durum numarasından arardı. Bu yüzden arkadaşı hiç endişelenmemişti başta.

Jake hıçkırıklarının arasında zar zor konultuğunda, Momo konum isteyip telefonu kapatmıştı. Jaeyun akmasına izin verdiği göz yaşlarının arasında konumu attığında, kaldırıma oturup göz yaşlarını akıtmaya devam etmişti.

Biraz sonra gelen arkadaşıyla birlikte ayaklanmış, olabildiğince hızlı bir şekilde arabaya ilerlemişti.

Pencereden onu izleyen Heeseung'tan bi haberdi tabii...

------------

"Sikerim oğlum ben bunu! O kim ki seninle böyle konuşabiliyor ya? Hayırdır yani? Sinir katsayım arttı yine bak delirdim off! Ağlama sende bebeğim. O beyinsiz için ağlama"(mmo)

Yaklaşık yarım saat Momo'nun Rona ve Heeseung 'a sövmesiyle geçmişti. Çalan bilmem kaçıncı telefonla ise Momo artık bitmişliğin ve olayların getirdiği sinirle telefonu Jaeyun'un elinden alıp açmıştı.

"YA SEN YÜZSÜZ MÜSÜN AMK! ÖNCE SUÇU OLMADIĞI HALDE İFTİRA AT, ÜZERİNE YUMRUK AT, HAKARET ET, AŞAĞILA, SONRA HİÇ BİRŞEY OLMAMIŞ GİBİ ARA! KUKLA MI LAN BENİM ARKADAŞIM! HE! KUKLA MI Kİ HER İSTEDİĞİNDE SÖVECEN, DÖVECEN SONRA HİÇ BİR ŞEY OLMAMIŞ GİBİ ARAYACAN! SİKTİR GİT BAŞKA KUKLA BUL KENDİNE! ÜNÜNE FALAN DA GÜVENME OĞLUM! SENİ BATIRIRIM ULAN!"(mmo)

Hiç bir şey söylemesine izin vermeden üzerine kapatıp, tamamen kapatmıştı telefonu. Jake ise ağlamanın yerini alan iç çekişleriyle olduğu yere büzüşmüş, cenin pozisyonunda, arkadaşının yatağında yatıyordu.

Kalbi ağrıyordu. Hem de çok keskin bir sızı ile. Jake bu histen nefret etti bir kez daha. Neden bu kadar üzüldüğüne anlam veremiyordu. Sonuçta hayatında hiç bir yeri olmayan bu adam onun canını bu kadar yakmamalıydı. Peki neden?

Herşeyi boşverip uyumaya karar vermişti. Ki öyle de yaptı...

------------
arkadaslar sacmaliyorum degil mi
bilmiyorum yazamiyorum offfff
ve bu his beni deli ediyo😕
kısa oldu ama yapcak bisi yok mlsf
ayrıca hee me de cok sovmeyin olir mi
cunku onun da kolay bi hayati olmadi
bir iki bolum daha bu olay
cozulmez bu arada
neyse
seviliosunuz opuldunuz
BB💞💗

Cover | HeejakeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin