Bölüm 7: KADERİN RENGİNİ DEĞİŞTİRMEK

57 6 17
                                    

Gözlerimi açtığımda, sakinleştirici iğnesinden dolayı kendimden geçtiğimi farkettim. Sabah olmuştu, gerçi bu bana bir şey ifade etmiyordu.Hayata boş gözlerle bakıyordum adeta; bir boşluğa bakarmış gibi...Son günlerde yaşamadığım şey, tatmadığım acı kalmamıştı.
Dünden yüzünü hatırladığım bir hemşire, elinde kahvaltı diye tahmin ettiğim tepsiyle odaya girdi.
"Bugün nasılsınız ? Doktorunuzla konuştum, artık bizlik bir durum olmadığını ve hastanemizin psikiyatristi ile konuşmanız gerektiğini söyledi."
"Benim psikiyatriste ihtiyacım yok." sesim tahmin ettiğimden daha soğuk çıkmıştı.
"Beste hanım, babanız bizzat tembih etti, sağlığınızla ilgili en ufak bir konu bile göz ardı edilmeyecek."
Baba müsvettem ne zamandan beri beni önemser olmuştu? Bu kahramanlığını neye borçluyduk acaba... Nasıl olsa bu işin de altından birşeylerin çıkacağını varsayarak, babamın beni önemsemesini (!), normal karşılamaya çalıştım. Muhtemelen, sırf bildiklerimi biran önce öğrenebilmek için hastalığımın üstüne bu kadar düşmüştü, kısacası yine kendi çıkarları için hareket ediyordu.
"Bakın, babamın ne dediği umurumda değil. Kendi kararlarımı kendim alırım, buna ne siz ne de o "baba" demek istemediğim mahlukat, kimse karışamaz!"
Bu sözleri söylerken, kaldığım odaya oldukça yakın bir yerden gelen ve hastane koridorlarında kargaşaya sebep olan (öyle olduğunu tahmin ediyordum) bir takım sesler dikkatimi çekmişti.
"İki ortak holdingin sahipleri sadece 1gün arayla, evlerinde intihar etmiş bir şekilde bulundu öyle mi ?!"
"Nasıl olur ?!"
"Ne ?? Rüzgar Akyol da mı burada?"
"Aydın ve Akyol şirketlerinin sahipleriymiş, duyduğuma göre..."

Aydın mı ? Bizim şirket ?? Akyol holdingi bildiğim kadarıyla, annemin ve babamın sahibi olduğu Aydın Holding'in ortaklığını yapmaktaydı. Ayrıca ben Akyol Holding'in sahiplerini tanımasam da, annem ve babamla yakın olduklarını, annem onlardan çoğu zaman bahsettiği için biliyordum. Peki, Rüzgar Akyol da kimdi ? Akyol Holding'in sahiplerinin çocuğu olabilir miydi ki ? Anlamadığım birtakım şeyler vardı. Hemşirenin olayı bildiğini umut ederek, onu soru yağmuruna tutmaya hazırlandım. Bu işin peşini bırakmayacaktım, sanki altından birşeyler çıkacakmış gibi hissediyordum.
"Siz olayı biliyor musunuz ?"
"Az da olsa evet, Beste Hanım."
"Sizin de bildiğiniz üzere anneniz intihar etmiş, garip olan ise: anneniz ve babanızın şirketinin ortaklığını yapan Akyol Holding'in sahibinin de evinde ölü bulunması ve onun da kendini asması. Ayrıca o kişiyi asılmış bi halde bugün bulmuşlar, fakat annenizle aynı gün, yani dün intihar ettiği tahmin ediliyor."
Daha fazlasını kaldıramıyordum. İkisinin de ortak şirketlerin sahipleri olması ve aynı zamanlarda evlerinde intihar etmiş bir şekilde bulunmaları kesinlikle tesadüf olamazdı. Anlaşmalı olarak intihar edeceklerini düşünmüyordum, annem neden bunu yapmış olsun ki ?
Tek intihar eden annem olsa, (nedenini bir kenara bırakırsak) daha normal geliyordu. Ama birbirini az da olsa yakından tanıyan iki insanın aynı biçimde vefat etmesi hiç de normal gelmiyordu. Doğruydu, bu aklıma şimdiye kadar hiç gelmemişti, annem güçlü bir kadındı, ayrıca intihar etmenin de ne kadar günah olduğunu bilecek kadar dinine bağlı bir insandı. Annemin intihar etmemiş olması aklımın ucundan bile geçmemişti!
Bunu anlayabilmenin tek yolu vardı:
"Annemin otopsi raporu çıktı mı ?" Eğer bu sadece intihar olayı ise, otopsi raporu sayesinde mutlaka anlaşılacaktır!
"Çıkmış olması lazım, Beste Hanım. Doktorunuzla konuşurum, raporda bulunan bilgileri size söyler."
"Çok teşekkür ederim. En geç ne zaman konuşabilirsiniz?"
"Yarım saate odanıza bilgi vermeye gelecektir."
"Teşekkürler."
Her ne kadar içinde bulunduğum durumdan dolayı, gülümsemek yapabileceğim en son şey olsa da, elimden geldiğince gülümsemeye çalışmıştım.
Hemşire odadan çıktığında, tekrar kendi yalnızlığımla baş başa kalmıştım. Kahvaltı tepsisinde ilgimi çekebilecek birşey yokmuş gibi görünüyordu, içimden birşey yemek gelmiyordu da zaten.
Otopsi raporu hakkında bilgilendirme için gelecek olan doktoru beklerken, aklıma yapacak hiçbir şey gelmiyordu. Bu süre zarfında düşünmeye karar verdim..
Annem gitmişti... Hayata tek başıma devam etmek zorundaydım. Eğer, son zamanlarda en çok düşündüğüm şey: intihar olayı gerçekleşmemişse, yapacaklarımdan ben sorumlu değildim. Eğer bu bir CİNAYET OLAYI ise, ANNEMİN KATİLLERİne yapacaklarımdan ben sorumlu değilim!
Annemin intihar etmediğine inanmak istiyordum, çünkü intihar etmediyse hayatıma devam etmek için tek bir nedenim olmuş olacaktı: Hayatımı annemin katillerini bulmaya adayacak, bulduğumda ise anneme yapılanın cezasını, adi hayatlarını alarak değil; değer verdikleri bir kişinin hayatını alarak, yani vicdan azabı çekmelerini de sağlayarak verecektim.
Kısacası, sizin de anlayacağınız gibi: BEN, ADALET ADI ALTINDA İNTİKAM ALMAK İSTEYEN İNSANLARDANDIM!
Kin tutan bir yapıya sahip değildim, fakat benden en değerli şeyi, yani annemi almanın cezasını fazlasıyla ödeyeceklerdi. YEMİN EDİYORUM Kİ, ANNEM İNTİHAR ETMEMİŞ İSE, HEM DİĞER ASILMIŞ OLAN ADAMIN, HEM DE ANNEMİN KATİLLERİNİ BULACAĞIM!
Ben bu düşüncelere dalmışken, zamanın nasıl geçtiğini fark edememiştim. Sonunda beklediğim an gelmişti! Doktor kapıyı tıklatıp içeri girdiğinde, onu sorar gözlerle karşıladım.
"Eveet, Beste Hanım.. Hemşirenizden annenizin otopsi raporunu merak ettiğinizi öğrendim."
"Lütfen, söyler misiniz anneme ne oldu?" Sesim bir o kadar çekingen ve bir o kadar da titrek çıkmıştı. Doktorun tedirgin havasını sezebiliyordum. İç çektikten sonra, sorumu cevapladı.
"Annenizin başının arka tarafında, yani tam hassas ve önemli noktada bir hasar tespit ettik. Büyük ihtimalle sopa gibi bir şeyle, vurulduğunu düşünüyoruz. Anneniz, o noktadan vurulmuş ve bayıltılmış olmalı. Tüm bu ögeler, annenize intihar süsü verildiğini apaçık kanıtlamakta..."
Duymak istediğim sözler bir bir doktorun ağzından dökülüyordu. "İntihar süsü" evet, işte duymak istediğim kelime buydu.
ANNEM KORKUNÇ BİR CİNAYETİN KURBANI OLMUŞTU...
Annemin katilleri, karanlıktan korkan bir kıza, aslında sığınabileceği tek şeyin karanlık olduğunu öğretmişti. Artık sığınabileceğim tek şeyin karanlık olduğunu biliyordum. Kaderimin rengini değiştirmiştim, elimde olan tek şey : siyah ve karanlık bir sonsuzluktu....

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 18, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

~AŞK TOZU~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin