selaam!!
bu bölüm daha hızlı gelecekti normalde ama benim halt yemelerim bitmediği için elimi yakmış bulunduğumdan son kısmı bir turlu yazamadim😋😋👍🏻👍🏻 bi de bolum sonu depresyonumla cakisti. vize haftasina resmi sekilde giris yaptigim icin bolumu onden onden paylasiyorum, bir sonraki bolum icin biraz bekletebilirim bilginizee🤍 iyi okumalar diliyorumm
ve tabii ki yorumlarinizi okumaktan cook cook keyif aldigimi bilinn😭😭
bu arada twitter actim, takiplesmek isterseniz kullanici adim hy3nh0e 😔😔 hoscakalinn****
"Sen haklıydın."
Havaalanı tuvaleti bu konuşmayı yapmak için en uygun yer değildi. Pisuvarların başında dikilenler olmasa da kabinlerin boş olduğunu söyleyemezdim. Herhangi birinin rahatlıkla sözlerime kulak kabartabileceği bir yerdi burası fakat o an için önemseyebilecek gibi değildim.
"Ne konuda?" Felix'in sesi meraklıydı. Günlerdir konuşmuyorduk ve bir anda arayıp ona haklı olduğunu söylüyordum; meraktan başka ne hissedebilirdi ki? Muhtemelen yaptığımız konuşmayı bile unutmuştu.
"Ondan hoşlandığım konusunda. Haklıydın."
"Hyunjin, dalga geçmiyorsun değil mi?"
"Hayır," dedim tuvaletin içinde volta atarken. O kadar endişeliydim ki pek de alışık olmadığım bir biçimde tırnaklarımı kemiriyordum. Birinin içeri girmesi an meselesi olabilirdi fakat Felix ile konuşmazsam gerginlikten ölecekmişim gibi hissediyordum.
"Emin misin?"
"Lanet olsun, evet. Evet, eminim. Ondan feci halde hoşlanıyorum."
Bu esnada kabinden çıkan adamlardan biri bana dik dik bakarak ellerini yıkamaya yöneldiğinden ve dikkatimi dağıttığından, Felix'in söylediklerini anlayamamıştım. Dikkatimi yeniden toparlayıp "Ne dedin?" diye sordum.
"Diyorum ki bundan onun haberi var m?"
"Saçmalama. Elbette yok."
Sessizliğinden düşündüğü sonucunu çıkarıyordum ama yanıtsız kalmak sabrımı zorluyordu. İlk defa birinin yönlendirmesine ihtiyaç duyuyordum ve olabilecek en kötü durumda olduğum için Felix bile ne söyleyeceğini şaşırıyor olmalıydı. Muhtemelen o gün bana bu ihtimalden bahsederken, bir gün bu konuşmayı yapacağımızı hiç düşünmemişti.
"Hyunjin, adam nişanlı. Ne dememi istiyorsun?"
"Bana yol göster. Saçmalamak üzereyim ve saçmalarsam bunun geri dönüşü olmayacak."
"Bir şey yaptın mı? Yani ne bileyim, yakınlaştınız mı?"
"Hayır. Beni arkadaşı olarak görüyor ve bunu çok açıkça belirtti. Açıkçası bundan fazlasını da beklemiyorum ama aptalca bir şey yapacağım diye ödüm kopuyor. Birazdan uçağa bineceğiz ve şimdiden köşe kapmaca oynamaktan bitap düştüm."
Ofladı. Telefondan başka gürültüler de geliyordu. Dışarıda bir yerde olduğu kesindi fakat birkaç saniye sonra gürültü kesilince, yalnız kalacağı bir yere geçtiğini anladım.
"Bak, açıkçası bunu kabullendiğin ve hâlâ bir kalbin olduğu için çok mutluyum ama Minho bunun için son kişi falandı. Senin bunu kabulleneceğini bile düşünmemiştim ve söylediğim için de pişman olmuştum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
milyon dolarlık bebek | hyunho
Fanfiction"O sadece pahalı takıları ve kıyafetleri sever. Bir de bunları ona sağlayacak erkekleri."