One

9 3 0
                                    

Simülasyon Hatası

Bölüm 1: Tanışma ve İlk Çatışmalar

Seungyeon’un bilinci yavaş yavaş açıldığında, başında keskin bir ağrı hissetti. Karanlık bir odadaydı, etrafındaki loş ışık gözlerini kısmaya yetiyordu. Kalkmaya çalışırken hafif bir sersemlemişlik hissi içindeydi. Zihni bulanıktı; son hatırladığı şey evindeydi, odasındaydı. Ama şimdi burada, hiçbir yere benzemeyen bu soğuk, steril ortamda ne arıyordu?

Odanın duvarları, çelik gri renginde olup hiçbir şekilde kişisel bir iz taşımıyordu. Yatak, bir hastane yatağını andırıyordu; odanın köşesinde de dijital bir ekran yanıp sönüyordu. Ekranda ne olduğu hakkında en ufak bir fikri yoktu, ama bu durum onu daha da huzursuz etti.

“Burada ne yapıyorum?” diye fısıldadı kendi kendine, hala şokun etkisinde.

Tam bu sırada kapı açıldı. Seungyeon, içeri giren kişiyi görünce istemsizce geri çekildi. İçeri giren, saçlarını hafifçe geriye taramış, kendinden oldukça emin görünen bir gençti. Soğuk ama etkileyici bakışları, Seungyeon’un gözlerine bir an için kenetlendi. Yüzünde, hafif bir alay ifadesi vardı.

“Bakıyorum da yeni misafirimiz sonunda uyanmış,” dedi Minho, yüzünde sinsice bir gülümsemeyle. Ses tonu, Seungyeon’u rahatsız edecek kadar kibirliydi.

Seungyeon bir an irkildi, ama çabuk toparlandı. “Burası neresi? Sen kimsin?” diye çıkıştı, sesinde hafif bir öfke vardı.

Minho, Seungyeon’u yukarıdan aşağıya süzdü. Gözlerinde, onun bu şaşkın halinden biraz eğlenir gibi bir ifade vardı. “Bu sorularının cevabını vermeye değer olup olmadığından emin değilim,” dedi soğuk bir tonda. “Ama madem bu kadar merak ediyorsun, burası bir simülasyon. Sen, muhtemelen bir hata sonucu buraya geldin.”

Seungyeon şaşkınlıkla gözlerini açtı. “Simülasyon mu? Hangi saçmalıktan bahsediyorsun?”

Minho, omuz silkti. “Her ne ise, buradan kurtulmak için bana ihtiyaç duyacaksın,” diyerek hafif bir alayla ekledi. Seungyeon, onun bu kendini beğenmiş tavırlarına katlanamayacağını düşündü. Minho’nun soğuk ve mesafeli tavrı, onu giderek daha fazla öfkelendiriyordu.

Tam bu sırada, kapının eşiğinde nazik bir gülümsemeyle Jisoo belirdi. Seungyeon, Jisoo’nun yüzündeki içten ifadeyi görünce biraz rahatladı. Jisoo, ona güven verici bir bakışla, “Merak etme Seungyeon, burada yalnız değilsin. Sana yardım edeceğiz,” dedi.

Jisoo’nun sakin sesi, Seungyeon’un içindeki gerginliği bir nebze olsun hafifletti. Minho, Jisoo’nun bu rahat tavrına hafifçe güldü ve başını iki yana salladı. “Yine fazla umut veriyorsun, Jisoo. Unutma ki burada herkesin bir görevi var,” diyerek lafı ağzına tıkamaya çalıştı.

Seungyeon, aralarındaki bu konuşmalardan bir şey anlamamıştı ama Jisoo’nun ona güven verdiğini hissediyordu. Jisoo, ona yardım edeceğine dair bakışlarıyla söz veriyordu adeta.

°°°°°

Bu sırada, Seungyeon çevresinde başka sesler duymaya başladı. Kapının ardında farklı insanlar da vardı. Onlardan biri, Seungyeon’a dikkatle bakan, sessiz ama derin bakışlı bir gençti: Chan. Çekingen ama koruyucu bir tavrı vardı. Diğer genç ise saçlarını dağınık bir şekilde toplamış, kendine özgü bir karizması olan Hyunjin’di. Minho’nun aksine, o da biraz ilgisiz duruyordu.

Chan, Jisoo’ya bakarak yumuşak bir sesle, “Seungyeon burada bir süre kalmak zorunda, değil mi?” diye sordu. Seungyeon bu sözden ne anladığını tam kestiremese de burada bir amaç uğruna bulunduğunu yavaş yavaş anlamaya başlıyordu.

Jisoo başını sallayarak cevap verdi, “Evet, ona sistemin nasıl çalıştığını göstermek zorundayız. Burada bir hata olduğu belli, ama her şeyin bir çözümü var.”

Seungyeon, onlardan biraz uzakta durarak sessizce olan biteni anlamaya çalıştı. Bir simülasyon içinde olduğuna inanmak zordu, ama Jisoo’nun ve Chan’ın rahatlatıcı sözleri onu biraz da olsa sakinleştiriyordu. Minho ise hala kibirli tavrını sürdürüyordu, Seungyeon’a bakışları adeta onun buradaki varlığını sorguluyordu.

°°°°°

Seungyeon, bu yeni tanıştığı kişiler arasında nasıl bir rol üstleneceğini merak ediyordu. Buradan çıkabilmesi için ona gerçekten yardım edip etmeyeceklerinden emin değildi. Ancak bir şekilde Minho’nun ve diğerlerinin yardımı olmadan bu karmaşık sistemden kurtulmanın imkansız olduğunu anladı.

Ve böylece, Seungyeon’un simülasyonda geçireceği zaman başladı; Minho’nun alaycı tavırları, Chan’ın koruyucu yaklaşımı ve Jisoo’nun destekleyici tavrı arasında bir yol bulmak zorundaydı. Ama bu yol, sandığından çok daha zorlu ve karmaşık olacaktı.

Simulasyon HatasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin