Nefretin On Dördüncü Hali

223 68 30
                                    

Merhaba!
Yeni bölüme hoşgeldiniz.

İlk olarak buraya kadar kitabımı okuyan ve seven herkese çok teşekkür etmek istiyorum. N9H ilk yayınladığım zaman sadece içini dökmek isteyen birisiydim ve şu an geldiğim büyük ya da küçük nokta beni inanılmaz mutlu ediyor!!!!
İyi ki varsınız!

Bölüme geçmeden önce küçük bir rica da bulunacağım, lütfen yorum yapmayı unutmayın. Oylarınız kadar onlar da önemli. Her ne kadar istemesem de bir sınır koyacağım çünkü neredeyse hiç yorum gelmiyor ve emeklerim boşa gidiyor gibi hissediyorum. Ben bir öğrenciyim ve kalan bütün vakitlerimi yazmaya bırakıyorum, biraz beni de anlayın lütfen.

Oy sınırı:70
Yorum sınırı:30

Oy sınırı:70 Yorum sınırı:30

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


nefretin on dördüncü hali

Gürültü ve ses olmadan bir güne uyanırken kendimi yabancı bir evde olmama rağmen rahat hissediyordum. Normalde sabahları diken üstünde uyuduğum için kasılmalarım olurdu ancak bugün öyle bir şey yoktu.

Kapalı perdelerin arasından sızan güneş ışığı gözlerimi yakarken boğazımdaki kurulukla öksürerek doğruldum. Odada tek başımaydım. Saatin kaç olduğuna bakmak için etrafıma bakınırken komidinin üzerinde duran telefonumu aldım. Tanalp'den başka mesaj atan olmamıştı. Bugün dersim vardı ancak hazırlıklı değildim, böyle darmadağın okula gitmek istemiyordum.

Ekrandaki bildirime bakmamak için dirensem de dayanamayarak mesajı açtım.

Tanalp: Annem ile konuştum ve senin evden gittiğini söyledi.

Tanalp: bu saatte tek başına nereye gittin?

Tanalp: Ahu ve Aren ile misin?

Tanalp: Liya, şu telefonu aç.

Tanalp: Bir gün kendimce bir vakit geçirmek istedim, olanlara bak.

Tanalp: Bana kafayı yedirteceksin, neredesin?

Hayal kırıklığıyla iç çekerek telefonu elimde sıktım. Tanalp'in başına bela olmaktan başka bir vasfım yoktu. Arkadaşlarıyla geçirmek istediği bir günü bile mahvediyor, onu telaş içinde bırakıyordum. Bunun en büyük sorumlusu zaten babamdı fakat bütün gece onu meraktan uyutmayan da bendim.

Liya: Üzgünüm, telefon sessiziydi.

Liya: Akel ile birlikteydim.

Mesajım tek tik olarak kalınca üzerimdeki yorganı elimle iterek yataktan indim. Geçen gece loş ışıkta odasını pek görememiştim. Bugün aydınlık olan odasını merak ediyordum. Çalışma masanın üstüne bırakılmış kağıtlar karman çorbandı. Masanın arkasında olan duvara imzalı bir takım formasını çerçeveliyerek  asmıştı. Dersle ya da okulla alakalı hiçbir şey odasında yoktu. Çoğunlukla futbolla alakalı ne varsa odasına koymuştu. Duvara monte edilmiş raftaki çerçeveleri görünce merakla oraya yöneldim. Parmak uçlarıma yükselerek arkadaşlarıyla olan çerçeveyi aldım.

Nefretin Dokuz Hali Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin