7

67 8 0
                                    

Bilin bakalım kim hasta olmasına rağmen okula geldi. Az sonra öleceksin deseler inanırdım, bu gün dünden de kötüydüm. Bir umut belki prensesi görmek iyi gelir diye düşünmüştüm ama görememiştim. Normal de etrafta dolaşan kız orta da yoktu. Gelmemiş te olabilirdi.

"Yuh, iki dakika tenefüse gittim. 2 montu üst üste giymişsin!"

Üşüyorum.

Üzerimdekileri çekiştirmeye başlarken bense montlara daha da sarıldım.

"Üşüyorum diyorum amk."

"Ateşin var çünkü hastaneye gitmek yerine de okula geldin?"

"Ne oluyor sana sen iyileşsen 2 gün daha gelmezdin!?"

Yakalanmışmıydım ben, gözlerimi kaçırıp üstümdeki montları çıkarmaya başladım.

"Dur, dur çıkarma üşüyorsun ya sen. Azracığım bana anlatmak istediğin birşeyler varmı acaba?"

Bu bakışlar, anlatsam bile ağzıma sıçacağının öngösterisiydi.

"Yok, yok sıcak bastı şuan çıkarayım ben."

Sınıfa giren felsefeciyle yerine oturmuştu. İkinci defa Görkem hoca işime yarıyordu.

Dersin ortalarına gelmiştik artık ve hala bana bir soru yöneltmemişti Görkem. Şaşırtıcıydı gerçekten aman nazar değmesin.

"Azra?"

Hay beynim patlasaydı da düşünmeseydim. İsmimi bir kaç kere daha tekrar etmesiyle buruk bir gülümsemeyle döndüm o tarafa.

"Hocam?"

Ve tüm sınıfta döndü bana tabii ki... Eksik olmasınlar canlarım.

"Azra, sen hast-"

Kapı tıklandı ve açıldı. Acaba bu kez ki kurtarıcım kimdi..

Kızıl, kızılım 2.defa kurtarmaya gelmişti beni. Ama bu kez nedendi acaba.

"Hocam, Azra varmı acaba?"

"Tabii var, neoldu yine müdür yardımcısı mı çağırıyor?

"Evet hocam."

Yine gülümseyerek yerimden kalktığım da kızılla birlikte çıktık sınıftan.

"Zeren hoca özellikle mi seni gönderiyor hep beni çağırtmaya?"

Yanımda dudaklarını kemirdiğini farkettiğimde güldüm.

"Iı, şey  o çağırmadı ki."

Yanından biraz uzaklaşıp sorularıma devam ettim. Prensesi de hasta etmek istemezdim.

"Ee, o zaman?"

"Of geldin mi diye merak ettim işte, hem sen bu halde neden okula geldin? Hastaneye gitsene!"

Sıkıştığı yerde pençe atan kedicik.

"Seni görürüm diye geldim okula."

Büyüyen gözleriyle zor çıkan bir kahkaha atmıştım. Tabii millet dersteyken ne kadar atabiliyorsam o kadar.

"Şakaydı."

"Hahaha çok komikmiş ya! Hastaneye git okul çıkışı, öleceksin."

"O kadar iyisinki sağol."

Sinirli bakışları benimde artık ciddileşmemi söylüyordu. Tek bakış iki göz, birçok anlam.

"Tamam, tamam giderim."

"Tamam derse dönelim o zaman."

"Neden bu kadar merak ettiğini anlamasam da beni Görkemden 2.defa kurtardığın sağol."

Küçük bir gülümsemeyle gidişini izledim. Sonrada kapıyı tıklatıp sınıfa girdim.

Bir kaç ders geçmişti aradan Helinin sorgusundan uyuyarak kaçıyordum. Her defasında, derslerde birşey diyemiyordu. Öğle arasında da uyumuştum. Benim sorunlarıma bulduğum çözümler ne kadar da güzeldi değilmi?.

"Azra, azra kızım seni çağırıyorlar."

Kolumda hissettiğim elle bana seslenen hocaya dönmüştüm. Yine dalmış hiç birşeyi duymamıştım.

"Efendim hocam?"

Göz işaretleriyle kapıyı gösterdiğinde bakışlarım oraya kaydı. Zeren Hoca dik dik bana bakıyordu.

Üstümdeki aptallığı bir kenara bırakıp kalktım. Sınıftan zeren hocayla birlikte çıktığımızda soran bakışlarla baktım.

"Hocam?"

"Hasta mısın sen kızım."

"Evet hocam biraz."

"Ee rapor alsaydın ya neden okula geldin sen? Geçmiş olsun."

"Sağolun hocam."

"Her neyse baban geldi seni almaya."

Ne babam mı beni almaya... Bereden çıkmıştı şuan bu adam. Babamı en son 2 yıl önce görmüştüm. Annem öldükten sonra bana bakmak zorunda kalmıştı. Zaten başka şehirde yaşıyordu kendi ailesiyle, uzaktan da bana yardımcı oluyordu. Parasıyla..

GİNGER - gxgHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin