Toprak Yağmura Ben Sana / Texting (1 Ocak'a Kadar Ara Verildi!)

37

Dur yolcu geçme; oy ve yorum atmayı unutmayın olur mu? Çooooğk seviyorum yorum okumayıı.

HEM BEN TEXTING YAZARI OLARAK 3-4 BÖLÜMDÜR DÜZYAZI YAZIYORUM, ZORLANIYORURUM ANLASANIZAĞ (Queen kraliçe Bihter Ziyegilo)

Hadi bölüme girelim, çok uzattım DBKAJWKAKSMSJS.

💉🖋

Yavaş yavaş gözlerimi açmaya başladım. Bıraksalar daha uyurdum ama işte, uyku saatime söz geçiremiyordum. Diklenip boşboş duvara bakarken esnedim. Bir hanımefendi olarak ağzımı kapatmayı unutmadım tabii ki. Tekrar öylesine duvara bakmaya başladım.

Doğu'ya baktığımda uyuyor olduğunu gördüm. Çok tatlıydı. Yastık çok sert olmadığı için kafası yastığa giriyordu ve bu onun gıdığını belli ediyordu. Kirli sakalı ise tam bir koca adayıydı.

Aslında sevgilim sayılırdı.

Beni öpmesi şokuyla direkt uyumuştum herhalde. Çok mistik bir andı bence çünkü Dogu'nun önce beni kesin olarak sevdiğini söylemesi gerekirdi. Biraz kendimi hafiften satmıştım. Aman, alan oysa ne önemi var?

Öksürük sesi gelince kenardaki koltuğa baktım. Neslihan teyzeydi. Elindeki elmayı bölüp yiyordu. Ben, Doğukan'ın yatağında ve yanındq uyumuştum ve bunu annesi görmüştü. Yemin ediyorum, rezildim.

Utanarak ona baktığımda hiçte beni takmadı. Gözleriyle Doğu'yu işaret edip "Ne iş?" Dedi. Tam yataktan kalkıp adam akıllı konuşacakken "Ordan kalkarsan Doğukan çok kızar."

Bu kadının azcık bir çocuğunu kıskanması gerekmez miydi? "Nerden biliyorsun?"

"Anneyim ben, bilirim. Donuna kadar biliyorum."

"Onu bende biliyorum." Hayır? Lütfen bunu demiş olmayayım.

Kaşlarını çatıp "Rengi ne?" Diye sordu. Bir elma daha attı ağzına. Biz bunu niye konuşuyorduk!?

"Lacivert." Birde cevap vermem yok muydu, kafayı yiyecektim. Lavivert ne alaka hem? Başka renk mi yok?

"Doğru," Dedi. Bir dakika, hadi ben yatmadan önce, pikenin altında az çok gördüğüm için bilmiştim, peki o? "Afferin Yavşak Gelin."

Bir de bunun için tebrik etmesi yok muydu? Cidden delirecektim!  Ayrıca yavşak gelin mi? En son Yavşak Kız'dım, şimdide Yavşak Gelin olmuştum. Tam olarka çıldırmalık ortamdı!

Elmadan bir dilim daha alıp bıçağın ucuyla bana uzattı. "İster misin? Kütür kütür." Daha ben elmayı almadan elmayı geri çekti. Sonra yatağında olduğum beye bakarak imalı imalı "Tabii bu daha kütür kütür." Dedi.

Kıkırdadı.

Delirdim.

Odanın kapısı açılınca içeri giren Oya ve Meriç'e şükrettim. Yine kavga ediyorlardı. "Salak gibi peşimde dolanacağına siktirip gitsene Meriç!" Bunlar hiç olacak gibi değillerdi.

"Bana ne kızım, al elimdeki portakallı kurabiyeleri ye, bende bırakayım peşini." Dedi iyice yılışarak. Elindeki kurabiye kutusunu gözüne doğru soktu. Oya'ya istemediği hiçbir şeyi yaptıramazdı, öğrense iyi olurdu.

"Bunu mandalina yedirmeden önceki ananas suyunu içiremedikten sonra yedirdiğin kuruvasanın yanındaki  çikolata dolgulu profiterolu yedirirken de söylemiştin!" Oya'ya zorla bir şeyler mi yedirmişti? Oya, sevmediği hiç kimsenin zoruna boyun eğmezdi.