Selamlar arkadaşlar, nasılsınız bakalım. Ben iyiyim. Nedeni yok, her zaman iyiyim zaten. Hayat kötü olmak için çok kısa.
505 : Arctic Monkeys
(Allah bu şarkıyı popüler kültür kölelerinin eline düşürmesin , çokça amin. )
⛈️⛈️
~Kendimi ~
Benim halımı kim dokuyor ?
Nedendir bu anlamsız desenler ?
Benim değil diyorum
Bu benim insanım , misafirim değil.
Sonra o misafir geliyor , halımı dokuyor.
Ben olduğum yerde dururken ,
Yarabbi nasıl olurda gözden kayboluyorum.
Kendimi göremiyorum.
Kendimi dokuyamıyorum.
Kendimi bulamıyorum.
Ben sadece o halının üstünde yatıyorum.
Hiç uyanmasam mesela diyorum ,
Silkeleniyor o halı , kirliymiş gibi.
Uyurken yuvarlanıyorum ,
Yuvarlanıyorum beni bekleyen fırtınaya.
Kendimi durduramıyorum.Önümde duran kitapta şöyle bir şeye denk gelmiştim. Bana bir saat boş tavanı izletecek derecede sorgulayıcı gelmişti. Ve işin sonunda sahip olduğum hayatın, yaşam biçiminin kontrolüm dışında ilerlediğini ve gerçekten de hiçbir zaman hayatımın belirli kısmında kararlarımın ucuna gelmemiştim. Tabi bunun sebepleri vardı fakat yine de genele bakıldığında hayatımda büyük bir yere sahip olan insanlar bile benim tercihim olmadıklarını fark ettim. Bunun başlıca nedeni hayatımı kontrol edememdi. Aslında hiçbir haltı kontrol etmek istemiyor ve buna üşeniyordum. Diğer türlü elime yüzüme bulaştıracak gibiydi. Sadece sürekli bir fırtınanın içinde yolluyor beni. Bir uçurumun kıyısında mesela , sanki ezileceğini fark etmiş ve küçüklüğünden lanet eden karınca cirit atsa , ki bu benimle eş değer. Kim umursuyor ? Kendimi böyle görüyordum. Adeta bir karınca gibi bu kocaman dünyaya sahipken , nasıl olurda kendi dünyamda da yine en küçük ben olurdum ? Ama aynı zamanda kendi kışım ve yazım dışında dünyanın hiçbir canlının kışı da umursamıyorum. Tıpkı yine karınca gibi. Diyorum ki , bu aklı versem ne olacak , kendisi akıl edemiyor mu ? Bilakis, alasını da ediyor. Fakat hiçbir şey yapmiyorsa , ben kalkıp kaç kışında yorgan olabilirim ? Hemde küçücük halime.
Çevremden bencil kavramını çok duyardım. Bu benim için kurulan bir kelimeydi. Öyleydim de. Fakat dünya ya tek gönderildik ve kendimden başkasını düşünmüyorsam kimse buna kulp bulamaz. Tamam , genel olarak hayat bu kadar basitçe yorumlanamaz. Ki dün ve bugüne baktığımda diyebiliyorum ki , yoo insanlar yanlız doğmaz. Herkesin birilerine ihtiyacı vardır ve hep hep ihtiyaç sahibi biz olamayız. Hatta çoğu zaman ihtiyaç duyulan oluruz. Sadece farkında değiliz. Veya farkindayız. İşte benim bencilliğim buradan başlıyor. Milyonlarca insan içinde ihtiyaç duyduğum tek insanı , daha şükür kısmına erişemeden kaybettiğimde nasibimin bundan ibaret olduğuna inandım. Ondan sonra bana ihtiyacı olana da ihtiyaç duyduğuma da kapatım tüm kapılarımı. Çünkü biliyorum , insan en çok sevdiğini , ihtiyaç duyduğunu kaybettiğinde , sanki aynı kişiden iki kere dileniyormuş gibi yüzsüz ve çekingen oluyordu. Başkasına gitmek ve gelmesini beklemekte beni böyle hissediyordu. Çok ihtiyaç duysam da bir kere kaybetmiştim ve bir daha elimi kimse için açmayacaktım. Bu bir tercih olsa da bencillik vardı temelinde. İnsan , başka bir insan için doğar. Ben bundan çok uzağım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Taşlar Ve Yerleri
Short Story"neden buradasın ? sana yaptıklarına rağmen hala burada durman saçmalık. " dediğimde , birkaç saniye yüzüme bakıp, önüne dönmüştü. verecek bir cevabı yok diye mi sustu , bilmiyorum ama bana hak verdiğini hissediyordum. " bunun sonu gelmeyecek , fark...