İçimi Dökemiyorum Doktor!

32 3 2
                                    


Oturduğum hasta koltuğundan rahatsızca kıpırdandım.

"Öyle işte doktor. Kalanını isteme anlatamam. Bırak içimde kalsın"

" Nisa biliyorum zor ama sen bunun için buradasın tatlım. Anlatmalısın ki sana yardımcı olabileyim. "

Kaşlarını hadi yapabilirsin şeklinde büzdü çok sevgili doktorum. İstemediğimi belirten bir el hareketi yaparak koltuktan kalkmaya niyetlenmiştim ki zamanın dolduğunu gösteren zil çaldı.
Eline reçetesini aldı;

" ilaçlarını değiştiriyoruz. Evdekileri kullanma artık. Bu yazdıklarımı hergün sabah kahvaltıdan sonra içeceksin tatlım"

Başımı onaylarcasına salladım. Aslında konuşmayı severdim. Haddinden fazla gülerdim hatta çoğu zaman gülme krizine girerdim fakat burada konuşmak ne içimden geliyordu ne de dilimden şuh bir kahkaha sesi çıkıyordu. Masanın üzerine bıraktığım siyah içi boş büyük çantamı koluma taktım. İyi günler bile dilemeden odadan çıktım. Tabii ki her zaman ki gibi beni bekleyecek bir ailem yoktu kapıda ya da ne bileyim herşey geçti diyecek kimsem yoktu. O çocuk! Her seferinde olduğu gibi bu seferde anne ve babasıyla gelmişti . Onun seansları hep benden sonraya denk geliyordu ve her seferinde aynı muşmula suratla yanımdan sertçe geçip gidiyordu. Anne ve babası her seferinde yanında olan bir insanın ne derdi olabilirdi? Yoksa son cıkan playstetion setini mi almamışlardı?

Kulaklığımı takıp durağa doğru yürümeye başladım. Durağa geldigimde bi kız dizleri üstüne çökmüş ağlıyordu. Hiç şüphesiz terkedilmisti. Sevdim be sevdim diye fısıldıyordu kendinin bile zor duyduğu bir ses tonuyla. Yanına yaklastım yavaşça

"Biliyor mu?"

Kız şaşkın bir ifadeyle

"Efendim?"

"Onun için ağladığını o biliyor mu? Bilse canı yanar mı diyorum?"

Kız cevap veremeden otobüsüm gelmişti. Arkama bile bakmadan bindim. Yol boyu önüme gelen her insan için bir düşünce attım ortaya. En büyük sorunlarımdan biri de daha kendimi çözememişken insanları çözmeye çalışmamdı. Yanımda duran siyah yelekli kızın kesin pembe bir odası vardı. Dudağına sürdüğü simli parlatıcıya dayanarak varsaymıştım bunu. Ama bilinmedik sorunları vardı bana göre çünkü gözbebekleri oyle derindi ki sanki bi girsen bir daha çıkamayacaksın.

Otobüsten inip evime yürümeye başladım. Annem gece geç gelecekti yine. Buda bana birkaç saat uyuduktan sonra temizlik yapabilme olanağını veriyordu.

Odama geçmeden salonda kıvrılmıştım koltuğa. Tam dalıyordum ve tahmin edin? Kesinlikle uykum kaçtı ama bu sefer kendiliğinden değil. Biri zile basmıştı. Gelmisinin gecmisinin feryadına söverken kapiyi actığımda kimseyi göremedim. Yerde kocaman bir buket ve buketin üstüne özenle yerleştirilmiş bir not..

"Sen sevmesende ben seviyorum .."













Zamanla düzene girecek hikaye. Henüz yeni basladigim icin kesik kesik olaylar anlatiliyor ama az cok hikaye hakkinda bir fikriniz oldu.. Devami daha heyecanli emin olun.

Oyun Yeni Başlıyor (Acılar Sonsuz Denklem)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin