Erkekler korkar mı demeyin erkeklerde korkar. Her ne kadar belli etmesede sevdiğini kaybetmekten korkar. Ne bileyim işte kokusunu hiç duyamamaktan korkar, onunla iki yabancı olmaktan korkar en kötüsüde onu toprağa vermekten korkar canı gibi sevdiğini bi daha o sokağın sonundaki durakta bulamayacağı için yolda karşılaşmayacağı için korkar.
Ellerini okşar erkek çok sevdiğini toprağa verdiyse.
Bazen kıskanır sol yanağını öptüyse.
Sol omzunu kıskanır erkek sevdiğini sol omzunda yatırdıysa.
Sol kulağını kıskanır erkek güzel cümleler o kulağa söylenmişse.
Ayakkabısını kıskanır erkek sevdiği o ayakkabının üzerine tüm gücüyle basıp alış nikahtada böyle basacam dediyse
O bankı kıskanır saatlerce oturdukları bank artık başkasına sevgisine eşlik ediyorsa...
Denizi izlerdi erkek, kutup yıldızını izlerdi geceleri, her hafta cumartesi saat 1 de o tisörtü giyer o banka gidip otururdu beklerdi, hep böyle geç kalırdı diyip gözlerindeki iki damla yaşı siler kalkar. Bardak mısır satan amcaya gider her seferinde iki bardak mısır alır ve amcaya "birinde bol acı sos olsun diğeri sade" der. Yoldaki çizgilere basmamaca oynar. Her zaman gittikleri kafeye gidip her zamanki yerlerine oturur ve iki açık çay ister "biri tek diğeri iki şekerli olsun" der garsona iki şekerliyi içip tek şekerliyi bırakır masada. Kalkar o durağa mutlaka uğrar 16.45 otobüsü kalkana kadar karşıdaki parkta bekler daha sonra yola düşüp başlar içten içe yine "aynısını yaptım bak seni unutmadım gördün mü senden sonra hep iki kişilik yaşıyorum hayatı sanki sen varmışsın gibi beni görenler deli derler belki ama banane ki ben sevgilimle geziyorum öyle değil mi" der sevdiğinin mezarı başında. Güç bela ayağa kalkıp "seni burda bırakıyorum biliyorum sen gece gök gürültüsünden korkarsın korkma benim sana sıkıca sarıldığımı düşün yine solumda yatıp saçlarını okşadığımı düşün belki o zaman korkmazsın hem bak ben geliyorum senin yanına her hafta geziyoruz hem sana bişey söyliyim mi haftaya seni okulundan almaya gelicem öğle arasında tamam mı" der ve yutkunarak "Seni Seviyorum" diye fısıldar gözünden bir iki damla yaş aksada sağ elinin tersiyle siler ağlamaz yakıştıramaz kendine ağlamayı güçlü görünmek ister ağlayıpta sevdiğini üzmek istemez gözündeki bir iki damla yaşıda "Ne bu rüzgarya gözlerime hep toz kaçtı" der ve lafı geçiştirir.