BÖLÜM 19

387 47 52
                                    

                   __Beklenmedik Zarf__

-Banyoda bir köşeye kıvrılmıştım. Serin fayanslar sırtımı üşütüyordu ama içimdeki yangını söndüremiyordu. Gözyaşlarımın sonu yoktu sanki. Boğazım düğüm düğüm, nefes almak bile zor geliyordu. Buraya saklanmıştım

Saatlerdir aynı yerdeydim, ne zaman ağlamaktan vazgeçtiğimi bile hatırlamıyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Saatlerdir aynı yerdeydim, ne zaman ağlamaktan vazgeçtiğimi bile hatırlamıyorum. Göz kapaklarım ağırlaşırken, içimde ince bir boşluk vardı. O kadar yorulmuştum ki... Hem bedenen hem de ruhen. Sessizlik... Belki de bu sessizlik biraz olsun bana huzur verebilir diye düşündüm ama tam tersine daha da ağırlaştı.

Kapının diğer tarafında Ferit vardı.Ama ben burada, kapının arkasında, bir köşede, ağlayarak uyuyup kalmıştım.

Bir ürpertiyle uyandım. Banyoda, küvetin soğuk yüzeyi hala bedenimi üşütüyordu ama bu kez içimi titreten başka bir şeydi. Gece olmuştu. Otel odasının sessizliği ürkütücüydü. Zaman durmuş gibi... Yavaşça kalktım, parmak uçlarıma basarak kapıya yöneldim. İçimde tarifsiz bir ağırlık vardı; sanki her adımımda göğsüme bir taş daha ekleniyordu.

Kapıyı araladım. Odanın karanlığına gözlerim alıştıkça her şey netleşti. Sessizlik... Birkaç adım attığımda Ferit'i gördüm. Yerde, hareketsiz yatıyordu. Kalbim anında hızlandı, nefesim kesildi. "Ferit?" diye fısıldadım, ama sesim o kadar zayıftı ki sanki kendi kulaklarım bile duymadı. Panikle birkaç adım yaklaştım. Masanın üzerindeki boş içki şişeleri gözüme çarptı. Şimdi anlıyordum. Muhtemelen çok içmişti... Şekeri düşmüştü.

"Kendine gel Ferit

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Kendine gel Ferit..." diye fısıldarken ellerim titriyordu. Öylece yerde, nefessiz gibi yatıyordu ki... İçimdeki korku, kalbime bıçak gibi saplanıyordu. Ya bir şey olduysa? Ya yetişemezsem? Bu düşünceler zihnimde dönüp duruyordu. Eğilip yüzünü görmek istedim ama ellerim cesaret edemiyordu. Birkaç saniye orada kalakaldım. Ne yapacağımı bilmiyordum.

Sonunda titreyen ellerimle koluna dokundum. "Ferit!" Bu sefer sesim biraz daha yüksek çıktı, ama o hareket etmedi. Sanki zaman donmuş, ben de çaresiz kalmıştım. Onu böyle görmek... Delice korkutuyordu beni. İçimdeki öfke, endişe ve korku birbirine karışmıştı. "Bu hale nasıl geldin? Neden?" diye sormak istedim, ama cevap alamayacağımı biliyordum.

Yabancı Adam/SeyferHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin