Sabahın erken saatlerinde, dağ evine dolan ilk gün ışıklarıyla birlikte Ferit gözlerini açtı. Yanında huzurla uyuyan Seyran'a baktı, gülümsedi. Elini yavaşça Seyran'ın saçlarının arasından geçirdi.
"Fıstığım, hadi kalk bakalım. Bugün öğrencilik görevini yerine getireceksin."
Seyran mırıldanarak yorganın altına daha fazla gömüldü. "Beş dakika daha..."
Ferit kıkırdayarak onun üzerine eğildi, yanağına küçük bir öpücük kondurdu. "Beş dakika yok, prenses. Kalkmazsan seni kucağıma alıp banyoya götürürüm."
Seyran gözlerini aralayıp ona ters ters baktı. "Seninle uğraşamam sabah sabah."
Ama Ferit çoktan yorganı üzerinden çekmişti bile. Seyran homurdana homurdana yataktan kalkarken, Ferit kahvaltıyı hazırlamak için mutfağa gitti. Birkaç dakika sonra Seyran banyodan çıkıp kahvaltı masasına oturduğunda, Ferit onun önüne bir bardak portakal suyu koydu.
"Hamile hanımefendi, kahvaltısını güzelce yapacak."
Seyran gülümseyerek başını iki yana salladı. "Sen bazen fazla tatlı oluyorsun."
Ferit omzunu silkti. "Sadece bazen mi?"
Kahvaltının ardından ikisi de hazırlanıp arabaya bindiler. Ferit, Seyran'ı üniversiteye bırakacaktı. Yol boyunca Ferit, Seyran'ın elini tutarak arabayı kullandı. "Bütün gün aklım sende olacak fıstığım. Derslerden sonra beni ara, hemen gelip alırım seni."
Seyran gülerek başını iki yana salladı. "Tamam, Ferit Korhan Bey. Size rapor vereceğim."
Üniversitenin önüne geldiklerinde Ferit, arabayı yavaşça sağa çekti. Seyran tam kapıyı açacakken, Ferit'in gözleri ileride birini gördü. Kaya.
Ferit'in yüzü hafifçe değişti ama belli etmedi. Arabadan indi, Seyran'ın yanına geçti ve aniden beline sarıldı. Seyran daha ne olduğunu anlayamadan, Ferit dudağına kısa ama etkileyici bir öpücük kondurdu.
Seyran gözleri büyümüş bir şekilde ona bakarken Ferit umursamazca gülümsedi. "Güzel dersler karıcım."
Seyran şaşkınlıkla etrafına bakınca Kaya'nın onları izlediğini fark etti. Hafifçe iç çekti ama Ferit çoktan arabasına binmiş ve camı açarak gülümsemişti.
"Sakın kendini fazla yorma, fıstığım. Seni akşam alacağım."
Seyran kaşlarını çattı ama içinde Ferit'in kıskanç tavırlarının ona ne kadar tatlı geldiğini de hissediyordu.
Ferit, gaza basıp arabayı hızla sürerken kendi kendine sırıttı. "Benim karımın yanında kimse fazla duramaz."
#
Ferit, üniversiteden ayrıldıktan sonra hızla ofisine doğru yol alıyordu. Sabahın serin havası, camdan içeri dolarken bir yandan müzik dinliyor, bir yandan da Seyran'la yaşadığı tatlı sahneyi düşünerek gülümsüyordu. "Kıskandım mı? Evet, kıskandım. Ama ne yapayım, benim karım." diye içinden geçirdi.Trafik ışıklarında durduğunda, torpidoyu açıp güneş gözlüğünü almak istedi. Ama gözlüğünü eline alırken, gözü hemen yanında duran kahverengi zarfa takıldı.
Bir an duraksadı. Kaşlarını çatıp zarfı eline aldı. Üzerinde hâlâ askerlik şubesinin mührü vardı.
"Ha siktir! Ben bu konuyu Seyran'la konuşmam gerekti... Unuttum gitti!"** diye kendi kendine söylendi.**
Zarfı sıktı ve koltuğun üzerine fırlattı. Bedelli askerlik için başvurusunu yapmıştı, zaten sadece bir ay sürecekti ama yine de Seyran'a bunu söylememişti. Aslında söylerim diye düşünmüştü Seyran'ın hamile olduğunu öğrenmesi derken konu hep ertelenmişti.
![](https://img.wattpad.com/cover/375380048-288-k171858.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yabancı Adam/Seyfer
Ficção AdolescenteMeğer benim yabancı dediğim o adam...Ruhumun derinliklerinde biryerlerdeymiş✨📌📎