Görevini en iyi şekilde yerine getiren insanlardan her zaman hoşlanmışımdır. Çünkü onlara güvenebilirsiniz. En azından iş konusunda. Her neyse ben de bu yüzden Darkness'a güveniyorum. Görevini en iyi şekilde yerine getirdi. Ona bir liste vermiştim ve listenin ilk ismi Bay Brown'du. Onunla birlikte hazine sandıklarını yürütmüştük. İş paylaşmaya gelmişti. 24.07.2015 tarihinde ...... inşaat alanında saat tam 00.34'de bir toplantı yapacağımızı söyledi. O gece oraya gittiğimde beni bekleyen sürprizler vardı. Ama ben hazırlıklıydım. Olaylar tam şöyle gelişti :
Saat 23.12'de sinir bozucu bir alarmla kalktım. Uzun süren bir toplantı olabilir diye uykumu almalıydım. Bu sebeple de erken uyumuştum ve lanet olası alarmla uyandım. Tabi hemen yataktan kalkamadım zaten hala da uykum vardı. Ama uyumaya devam edemeyeceğim için zorla da olsa kalktım. Elimi yüzümü yıkamalıydım çünkü gerçekten çok kötü görünüyordum. Elimi yüzümü de yıkadıktan sonra üzerimi giyinmek için dolabıma yanaştım ve kapaklarını açtım. Ne giyeceğim az çok belliydi. Başıma gelebilecek her türlü sürprize hazırlıklı olabilmek için dar bir kot ve esnek bir tişört giyindim. Bu tarz kıyafetleri soygunda tercih ederdim ama bu gece de oldukça zorlu geçecek gibiydi. Daha sonra aynanın karşısına geçtim ve yüzümü toparlamaya başladım. Bu konuda çetedeki herkes oldukça yetenekliydi. İşimiz gereği kamufle olmayı, iyi makyaj yapmayı ve bunun gibi daha bir çok şeyi bilmeliydik. Ben de hemen bu yeteneklerimden faydalanarak makyaja başladım. Önce tenimle aynı tonda olan bir kapatıcı ile yüzümü toparladım ve ifademi sertleştirecek bir makyaj yaptım. Hafif oldu ama beni gerçekten soğuk biri gibi gösteriyordu. Makyajım da tamamlandıktan sonra altıpatlarımı belime koydum. Ceketimi giyindim ve yanıma aldığım .... marka spor çantaya da anahtarımı, cüzdanımı, birkaç önemli dosyayı ve bıçağımı da içine atarak elime aldım. Hazırdım artık. Evden çıkarken son bir kontrol yaptım. Arabamın anahtarınıda alarak evden çıktım. Otoparka indiğimde 3 tane bodyguard beni bekliyordu. Ben arabama doğru ilerlerken önümü kestiler. Ben ne olduğunu sorgularken hepsinin takım elbisesinin yakasında bir broş gördüm. Bu broşu her yerde tanırdım. Bay Brown'un çetesinin sembolüydü. Ben bunları düşünürken sağ kolumda çok sağlam bir el hissettim. Adamlardan en irisi beni kolumdan tutmuş, sürüklüyordu. Belime elimi attım ve altıpatlarımı çıkarttım. Ve havaya ateş ettim. Bunları o kadar seri yapmıştım ki kolumu tutan adamda şaşırdı. Ve bir anlığına kolumu bıraktı. Ben de o sırada elinden kurtuldum. Ve üçünü de karşıma aldım. Hepsi olanları idrak etmeye çalışıyordu. Tam bunlar olurken aralarından mavi gözlü olanın bana gülmeye başladığını fark ettim. Adamların yüzlerine dikkat etmemiştim. Çünkü benim için asıl önemli olan gövdeleriydi. Yakın dövüşte ustaydım ama iri adamlar da hep zorlanıyordum. Bu nedenle gövdelerini incelemiştim. Ama yüzlerine hiç bakmamıştım bile. Bana sırıtan adama baktığımda silah tutan elimin uyuştuğunu hissettim. Dizlerime kara sular indiğini hissettim. Yüreğimde bir baskı hissediyordum. Ne düşüneceğimi bilmiyordum. Bana bakan gök mavisi gözleri tanıyordum. O sinsi bakış çok tanıdıktı. Ben bu adamın ölümünü istiyordum. Darkness'a verdiğim listede ilk sıralardaydı. Karşımda duran adam Jacqueleen'in ta kendisiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DUYGUSUZLAR
AdventureParis sokaklarında polis arabaları. Bir intihar olmuş. Ceset paramparça. Ama şüpheli bir şeyler var. Çünkü intihar eden kişinin üzerinde hiçbir şey yok. Yalnızca kıyafet. Onu tanıyan da yok. Bunun sebebi bilinmiyor başlarda. Sonra otopsi sonucu çıkı...