Rose: Ne olduğunu biliyor musun?
Talon: Anlamadım. Neyi biliyor muyum?
Rose: Jacqueleen ve Rachelle. Bir işi varmış ya Jacqueleen'inin. Ne olduğunu biliyor musun?
Talon: Hayır, bilmiyorum.
Rose: Aa! Yapma ama. Kesinlikle biliyorsundur.
Talon: Bilmiyorum.
Rose: Lütfen Talon çok merak ettim ne işiymiş.
Talon: Gelince sorarsın o zaman Jacqueleen'e.
Rose: Söylemez ki.
Talon: Demek ki söylenmemesi gereken bir şey. Kurcalama boşver.
Rose: Bak işte. Sen de biliyorsun de mi?
Talon: Evet, biliyorum. Ama bu bir şeyi değiştirmicek.
Rose: Yalancı.
Talon: Anlamadım. Bana mı dedin?
Rose: Evet, sana dedim. Tam bir yalancısın. Hani bilmiyordun. Biliyormuşsun işte.
Talon: Kurcalama diyorum sana.
Rose: Neyi kurcalamayayım? Bu çetenin bir üyesi de benim ve bilmeye hakkım var.
Talon: Bu onlar arasında bir şey. Seni ilgilendirmez.
Rose: Seni de ilgilendirmez o zaman. Yalancı bir suçlusun sen.
Talon: Sen de pek farklı değilsin.
Rose: Hayır, farklıyım. Senin tüm hayatın yalanlar üzerine kurulu. Geçmişini biliyorum.
Talon: Evet, doğru. Tüm hayatım yalan. Ama elimde tek bir gerçek var.
Rose: Neymiş o?
Talon: Seni sevdiğim gerçeği.
?!?!?!?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DUYGUSUZLAR
AdventureParis sokaklarında polis arabaları. Bir intihar olmuş. Ceset paramparça. Ama şüpheli bir şeyler var. Çünkü intihar eden kişinin üzerinde hiçbir şey yok. Yalnızca kıyafet. Onu tanıyan da yok. Bunun sebebi bilinmiyor başlarda. Sonra otopsi sonucu çıkı...