Bölüm 44 - Fazla Mesai.

4.7K 307 41
                                    

Merhaba arkadaşlar. Çok zaman geçti biliyorum. Malumunuz, bayram ve ardı ardına sıralanan eş dost düğünleri... Bir de tatil zamanı olunca yazmak da yayınlamak da hayal oldu. Sosyal canlılarız hepimiz. İnzivaya çekilip yazmak ne haddimize... İki arada bir derede olunca da böyle ara uzuyor işte. Umarım okuyunca bu tembel yazarınızı affedersiniz.

Keyifli okumalar dilerim...

Mehtap.

             Gizem gündüz işinde akşam evinde zamanı tüketmeye uğraşırken hayatının anlamsız olduğunu hissediyordu. Genç adamın bağımlısı olduğundan habersiz halde onunla geçirdiği ayları düşündükçe çaresizce iç çekiyordu. Genç kız şimdi koca bir boşluğun kendisini kucakladığını hissederken onu bu acımasız kucaktan çekip alabilecek tek kişinin genç adam olduğunu biliyordu. Sadece bekliyordu. Genç adamın gelip onu bu amaçsız nefes alışından kurtarmasını, yaşamını yeniden taçlandırmasını istiyordu. Gizem yine bu karmakarışık duyguların eşliğinde yeni bir güne başlamış ofisinde çalışıyordu. Şefi Mehmet Bey genç kızı arayıp kendisini neden ölümüne işe adadığını sordu. Genç kız nişanlısının yurt dışına gittiğini ve yakında olacak düğünleri için paraya ihtiyacı olduğunu söyleyince şefi bu yoğun dönemde ona yardımcı olması için bir asistan göndermeyi teklif etti. Gizem proje bitene kadar bu tempoda çalışırsa sonunda kendisinin de biteceğini idrak edip şefinin teklifini kabul etti. Kendisine asistanlık yapacak olan mimarlık son sınıf öğrencisi genç, bir saat sonra odasının kapısında belirdi. Odanın kapısından kendisini tanıtıp içeri girdi genç adam. Gizem çekingen tavırlı genç adamı odasına alırken genci alıcı gözlerle süzüp fısıldayan sekreterleri gördü kapı aralığından. Genç kızların davetkar bakışlarını üzerine toplayan gence yeniden baktığında küçükken izlediği Süperman filmindeki baş rol oyuncusunun gözlüklü haline benzetti onu. Geniş omuzlu, parlak mavi gözleri olan çerçeveli gözlüklü, kumral saçlı uzun boylu bir çocuktu.

"Hoş geldin Fatih." Dedi Gizem.

Genç adam "Fatih değil adım Ferit efendim." Dedi.

Gizem mahcubiyetle yüzünü buruştururken "Affedersin. İsimlerle aram pekiyi değildir. Ama er geç öğrenirim." Dedi.

Hala ayakta dikilmeye devam eden genç adam "Sorun değil Gizem Hanım." Dedi.

"Otursana Ferit. Bir yandan da anlat bana. Kaçıncı sınıftasın? Nerelisin? Kaç yaşındasın?"

"Son sınıftayım ama bu benim ikinci üniversitem o yüzden genç mimar sıfatını alamayacağım. Yirmi altı yaşındayım ve Muğla'lıyım efendim." Dedi.

Sadece laf olsun diye sorduğu sorulara ummadığı cevaplar alan genç kız dikkatle genç adamın yüzüne baktı. "Ben de yirmi altı yaşındayım ve hemşeri sayılırız bende Denizli'denim." Dedi.

Ferit gülümseyerek yüzüne baktı genç kızın "Mehmet Bey tecrübeli mimarlarımızdan Gizem Hanım'la çalışacaksınız deyince ben kırklı yaşlarda birini hayal etmiştim. Odaya geldiğimde sizi de stajyer sanmıştım aslında. Çok daha genç görünüyorsunuz." Dedi.

Gizem ciddiyetle "Teşekkür ederim. Artık başlayalım bence, çok çetin bir proje bizi bekliyor." Dedi.

Gizem ve Ferit ara vermeksizin proje üzerinde çalıştılar. Ferit İnşaat Mühendisliği mezunu olduğu için Gizem'in umduğundan daha fazla yardımı dokunuyordu ona. Öğlen olmuştu ama ikisi de saatin farkında bile değildi. Esra yanında Ozan'la genç kızın ofisinin kapısında belirdiğinde Gizem geldiklerini fark etmedi bile. Ferit açılan kapıya dönüp baktığında Ozan'ın kaşları çatılmış neredeyse birbirine değmek üzereydi. Ozan ellerini ceplerine sokmuş iri bedenini olabildiğince dikleştirmiş genç adama tepeden bakıyordu. Esra usulca "Kolay gelsin canım" diyerek Gizem'in masasına yaklaştı. Gizem şaşkınlıkla "Hoş geldiniz. Kusura bakmayın fark etmedim. İçeri girsene Ozan." Dedi. Ozan cevap vermeden içeri girerken bakışlarını bir an olsun Ferit'ten ayırmadı. Gizem arkadaşının gergin tavırlarını fark edince "Sizi tanıştırayım." Diyerek ayağa kalktı. "Asistanım Ferit... Meslektaşımız Esra, ofisi bir üst katta. Bu da Ozan. Esra'nın erkek arkadaşı." Dedi.

Öyle sıkı sarıl ki...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin