Zehir'in Yasak Tadı Bxi

41

Insta : gece_kayaaa00

Aşk...

Anlam olmayan ama içinde milyon tane anlam bulunan o duyguydu.

Nefret edende vardı sevende aşk zehirdi aslında koca bir zehir yasaklı dokunanı öldüren hayatan koparmak isteyen bir zehirdi.

Ama kimine göre aşk cenneti andırırdı imkansızı imkansız kılardı ve insanı kör ederdi.

Aşk demir için ise mucizeydi ona çok sonradan gelen ve hayatına renk veren bir mucizeye sahipti artık.

Aşkı demir tarif etmek isterse şöyle telafuz ederdi ' mavi gözler ' derdi çünkü efede en çok sevdiği bir diğer şey ise cam gibi olan gözleriydi.

Bazı geceleri gözleri kapalıyken rahatsız olurdu onu görememek mavi gözlerine doyamamak hasreti olurdu bazen.

Yanındayken bile özlerdi onu ne kadar hoş bir şeydi aslında o aşka aşıktı o efe ye olduğundan daha aşıktı.

Kim derdiki yıllar sonra birine aşık olacak önceden söyleseler inanmazdım heleki böyle seveceğini asla.

Uçak yolculukları bir hayli güzel geçmişti eğlenceli ve deli dolu aslında bu efeden kaynaklıydı kendisi fazla eğlenceli ve insanların seven bir tipti.

Demir ise tam tersiydi sertliğinden asla ödün vermiyordu ama bu durum efenin yanındayken değişiyordu o da efe ille renkleniyordu.

Uçaktan iner inmez onları karşılayan demirin yakın arkadaşlarından biri olmuştu.

demirin buraya geldiğini duyduğunda direk havalimanına gelmişti.

Demir arkadaşıyla hoş bir sohbet ettikten sonra sonunda asıl gelmesi gereken yere geldiler.

Demir aslında biraz gergindi ama yine de durşundan ödün vermedi sonuçta sevgilisinin ailesi ile tanışıyordu.

" hayatım... biraz sakin olmalısın "

Daha kapının yanındayken efe uyardı onu tatlı bir şekilde çünkü sevgilisi ne kadar dik durmuş olsada yüzünden beliydi her şey.

Demir kapının yanındaki güzel gözlüsüne döndü ve başını olumsuz anlamda saldı " zaten sakinim... sen fazla abartıyor olmalısın " genç oğlan aldığı ters cevap ille dahada mutlu oldu.

Demir bazen çocuk gibi bazı şeyleri kabulenmiyordu ve bu durum efenin oldukça komiğine gidiyordu " peki... canım " diyip geçirtirdi adamı ve derin bir nefes alıp çaldı kapıyı.

Ahşap kapının çıkarttığı tok kaba ses ille bir adım geriledi genç oğlan aslında korkmuyordu ama biraz gergindi.

Sonuçta bu şey onun için bir ilkti.

Yağız ise merakla her yere bakıyordu ilk defa geldiği bir yer olduğu için merak doluydu o yüzden efenin elini sıkı sıkı tutmuştu.

Kapı bir kaç saniyenin ardından açıldı ve kapının ardından orta yaşlı bir kadın belirdi.

Kadın gördükleri ille derince gülümsedi ve hemen kapıyı tam açtı " Meryem anneanne... " yağızın sözler ille herkes kas kattı kesildi.

Yaşlı kadın hemen oğlunun elini tutan küçük sarışın çocuğa baktı ve derince gülümsedi " uy.... benim sarı uşağımda gelmiş hoş gelmiş " dedi ve hemen eğilip yağızı koları arasına aldı.

Normalde telefonla konuştuklarında oğluna benzediği için şaşırırdı ama şimdi görünce dahada mutlu olmuştu resmen oğlunun kopyasıydı.

" annaanne ben sana ayıcığı getirdim... biliyormusun sarı olan hani dayı getir demişti ya "