2.Bölüm "Mavi"

247 21 13
                                    

Bölüm şarkısı Muse - Dead Inside

Hiçliğin ortasında çakılı kalıp, çırpınarak oradan sıyrılmaya çalıştınız mı hiç? Birbirinden bağımsız seslerin arasında kendimi bulmaya çalıştığımda anladım yeni bir başarısızlığa yürüdüğümü. Kendi evimin sınırları arasında, yemyeşil bahçenin tam ortasında tanımadığım tonca insan varken, sadece sessizliğimi koruyup bir nevi görünmez olmayı umuyordum. Ama zaten etrafı gözlerimle kolaçan ettiğimde bana bakan kimsenin olmadığını anladım. Bir kişi hariç. Garip bir isme sahip olan o çocuk, Ares. Gözlerim boşluğa takılı kalırken hareketlerini saptamaya çalışıyordum. Aralarında göz aşinalığı sayesinde tanıdığım iki kişinin de bulunduğu bir arkadaş grubunun içinde, elinde içkisiyle gülerek konuşuyordu ve kısa süre aralıklarıyla bana bakıp sonraysa gözlerini yine çekiyordu.

"Kendinize ve sinirlerinize hakim olmak sizin için bir hayli zor olacak. Kendinizi motive etmeli ve hedeflerinizden şaşmamalısınız. Özel hayatınızda sorunlar olabilir, sevgiliniz ya da eşinizle sorunlar yaşayabilirsiniz."  

Ve Heves, çantasını masasının üstüne bırakırken somurtkanlık akan suratıyla günlük burç yorumlarından bir tanesini okumuştu bile. Astrolojiye olan bağımlılığını bu gece de konuşturmuştu. Balık burcu olan herkes böyle miydi acaba? Bu sorunun cevabını veremiyordum çünkü onun dışında tanıdığım balık burcu biri yoktu.

 "Okuduğun her şey gerçek değil, bunu aklından çıkarma olur mu?" Elimdeki kolayı yudumlayıp aynı zamanda da abimi izliyordum. Bir masadan ötekine geçip gelenlerle konuşuyordu. Bu kadar insanın onun gerçekten arkadaşı olduğunu ya da tüm bu insanların abimi gerçekten önemsediğini sanmıyordum, özellikle de yaptıkları makyajla göz zevkimi yerle bir eden kızların. "Haklısın aslında, bugün sanal alemde okuduğum o yorumların beni etkilemesine izin vermeyeceğim. Bu akşam için fazlasıyla umut doluyum." Saniyeler içinde o çocuksu hallerinden birine bürünmüştü. Heves hep aynı Heves'ti. 

Mavilikler beni delip geçmeye devam ediyordu ve ben dönüp bakamıyordum. Bakmak istemiyordum. Fazlasıyla huzursuz ediyordu beni bu bakışlar. Sebebine anlam veremesem de büyük ihtimalle alışkın olmadığımdandı. "Kızlar nerede?" diye soludum telaşla. Heves'in bu tavrıma anlam veremediği buruşmuş yüzünden belliydi. 

"Geliyorlar." dedi gözleriyle tam karşıyı işaret ederken. İkisi de gelip benim yanımda dururlarsa önümü kapatabilirlerdi. Böylelikle göz hapsinden kurtulmuş olurdum. Duygu, büyük ihtimalle bizi görebilmek için gözleriyle tüm masaları tarıyordu. Sonunda gördüğünde eliyle Alya'nın koluna hafifçe vurup kendini takip etmesini sağladı. Saniyeler sonra yanımıza ulaştıklarında tam istediğim olmuş ve önümü kapatmışlardı. Kızlardan daha kısa olmamın ilk defa bana yararı dokunmuştu.

"Sırt dekolten fena." dedi Alya eğilip yanağımdan öperken.

 "Hadi ya çok mu belli oluyor?" diye sordum elim istemsizce belime kayarken. "Eh işte." Gözlerini kısıp tatlı tatlı gülümsedi. "Çok hoş oldu ama, tam yaşının kızı." Duygu'ya kısa bir bakış atıp "Bunların hepsi senin başının altından çıkıyor." diye söyledim. Beni en  çok sıkan kişiydi. Bazen boğuluyormuş gibi hissediyordum üstümde baskı kurduğunda. Ama beni en çok seven kişiydi de aynı zamanda. Kuzenimdi sonuçta, kan bağımız vardı ve ilk arkadaşımdı o benim.

"Ares kesin olarak dönmüş." Onun adını duyduğum an mekanik bir şekilde başımı Heves'e çevirdim. Demek tanıyordu onu. "Evet bende gördüm," dedi Alya ve gözlerini bana çevirip tanımadığımı düşündüğü için Ares'i bana anlattı.

"Ares Alsan. Güneş Alsan'ın oğlu. Psikoloğunun oğlunu şimdiye kadar tanımaman saçma dursa da konu sen olunca adını bile yeni öğrendiğinden eminim. Üniversiteyi yurt dışında okudu ve bittiği içinde kesin dönüş yapmış, ayrıca da çok yakışıklı."

Su & MaviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin