Ben ve Nicole aynı evi paylaşıyorduk. Bardan gelirken yanında bir çocuk olduğunu söylesem şaşırmazsınız, değil mi?
"Sizin aksinize burada uyumaya çalışanlar var!" diye bağırdım. Cevap gelmedi. Nicole pek de iyi bir ev arkadaşı değildir. Fark etmiş olmalısınız. Ben de geceyi (sabah olmasına çok yoktu hani) müzik dinleyerek geçirdim. Sabah ışıkları odama vurduğunda pencereyi açmaya gittim. Omzumda hissettiğim bir el beni durdurdu.
"Burda ne işin var?" dedim
"Yedek anahtarınızın yerini biliyorum, gelme nedenimi de sen biliyorsun." Dedi Carter
"Brett'i öperek ne yapmaya çalışıyordun, sana aşık olduğunu adın gibi biliyorsun!" dedi
"En azından tanıdığım biri, hızlı randevu çıkışında tanımadığım biriyle, arkadaşımın bölmek istemeyeceği türden bir öpüşme değildi." Dedim
"Ne zamandan beri bu huylarımı eleştirir oldun? Homo olmamı mı isterdin, bilmem ama o zaman bunu yapamazdım" dedi ve dudaklarıma bastırılmış sıcacık dudaklar yüzünden cevap veremedim. Aslında homo olmasını tercih ederdim! Bilirsiniz, daha iyi arkadaş olabilirdik, beni daha iyi anlardı belki. Geri çekildim.
"Ben..."
"Gitsen iyi olacak" dedim lafını tamamlamasına izin vermeden. Başıyla onayladı. Gitmişti. Az önce ne yapmıştık biz böyle? Sıkı dostlar... Onunla bu kadar yakınken aşıklara dönüşemezdik. Çok dağılmış hissediyordum. Alışveriş iyi gelirdi. Lütfen öyle bakmayın evde içki yok ve dondurma kilo yapıyor?
Kahverengi şortumun içine soktuğum krem rengi bluzumun altına giydiğim şortumla aynı renk botlarımla hazırdım. Kabarık saçlarımı açık bıraktım. Maskara ve allık, tabii ki Prada parfümüm. Şimdi hazırdım.
İlk önce Zara'ya girdim. Sonra Otto, Burberry ve U.s. Polo... Ne yaptığımı bilmeden bir gömleği elime alıp,
"Bu bana gider mi ki?" dedim, sesli düşünmüştüm. Yanımdaki kadın,
"Ah bence harika duracaktır, denemelisin" dedi ve göz kırptı. Kadına bakınca onun dün geceki Harry ile öpüşenden başkası olmadığını fark ettim. Uzun süredir ona bakıyor olmalıydım ki,
"Emma Ostilly" dedi
"Evelyn Hope Swarten" dedim ben de.
Bundan sonrası nasıl gelişti bilmiyorum ama şuan onunla birlikte Starbucksda kahve içiyorduk. İyi birine benziyordu. Birden kendimi ona Carter'ı anlatırken buldum.
"Bunu yapmış olamaz" dedi
"Yaptı bile" dedim ve white chocolate mocchamdan bir yudum daha aldım. Sonra bana Harry'i anlatmaya başladı. Bazen kendisini cinsellik oyuncağı olarak hissettiğini ama yinede onu sevdiğini.
"Onunla olmak hem mantığıma hem de kalbime sesleniyor. Bu kadar popülerken onunla sevgili olmanın kariyerime yapacağı katkıyı bir düşünsene." Dedi
İşte o anda kafama dank etti Nicole'ün ettiği bütün küfürlerin sebebi. Bence haklı da. Pekala ama ben şuan oturup bu kadınla kahve içiyordum. Buna bir son vermeliydim.
"Tanıştığıma memnun oldum, Emma, gitmeliyim." Dedim ve gülümsemeye çalıştım.
"Ben de memnun oldum tatlım, görüşürüz" dedi
Hızlı adımlarla yürüyordum ki sert bir şeye çarpmamla popomun üstüne düştüm.
"Hey baksana, sen beni mi takip ediyorsun?"
"Garip fantezilerini kendine sakla ve kalk. Çok dikkat çekiyoruz." Dedi.
"Emredersiniz." Dedim ve kalktım. Bir süre öylece durduk. Bir şey söylemesini bekledim ama yok.
"Neden buradasın?" dedim.
"Sen fark etmeden telefonuna bir GPS aleti taktım. Seni takip ediyorum ve şimdi kaçırmay-"
"Neden buradasın?" diye sorumu tekrarladım.
"Kahve içeceğim?" dedi bu sefer.
"Kendi iyiliğin için oraya gitme, karşılaşmak istemeyeceğin biri olabilir." Dedim
"Kim?"
"Emma Ostilly" dedim ve omuz silktim.
"Hayranım değilsen, bunu nerden biliyorsun?" dedi ve sırıttı.
"Evde bir fanla yaşıyorum" dedim ve yine omuz silktim.
Sesli bir küfür savurdu.
"Araba iki saat sonra gelecek. İçeri de giremeyeceğimi söylediğine göre."
"Pekala, sanırım sana yardım etmemi isteyeceksin." Dedim gözlerimi devirerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Confess It Baby
Fanfiction"Bana üzgün olduğunu yolunu kaybettiğini söyledin,bana gözyaşlarının burada kalmak için olduğunu söyledin,ama sadece sakladığını biliyorum.Ve ben sadece seni görmek istiyorum.Bana incindiğini, ve acı içinde olduğunu söyledin.Ama ben sadece senin gül...