AZ ONCE KALDİRMAK ZORUNDA KALDİM UZGUNUM.
Merhabaaaa.
Yine bir yeni bolum ile karşınızdayım. :) Bu bolumu yazarken cok eğlendim. :D Umarım sizde okurken eğlenirsiniz :D Küçük bir not sezon finaline son 5 bolum kaldı <3
VOTEEEEEEEEEE / YORUUUUUM
Confess It Baby 15. Bölüm ~
"Bu gezinin veda için olduğunu bilseydik parti yapardık Eve..." Dedi Eleanor hayıflanarak yanıma doğru yürürken. Yanıma geldiğinde,
"Yeşil, iyi seçim." Dedi bana doğru eğilerek ve sırıttı. Gözlerimi devirerek karşılık verdim.
"Gidiyor musun? Daha yeni tanışmıştık oysa." Dedi Scarlett ve melek gülümsemelerinden birini daha sundu. Bu kızdan nefret edemeyeceğim sanırım.
Harry'e, ilişkinizi söyledin mi? Diye bir bakış atarken evet dercesine Scarlett'ın yanağından öptü ve göz kırparak kenara bir yerlere ilerledi..
"Ne yazık ki." Dedim ve gülümseyerek denizi izleyebileceğim bir yerlere geçtim. Hareket ediyorduk ve yatın denizde bıraktığı izleri izlemek gerçekten hoşuma gidiyordu.
"Güzel yer ve güzel seçim." Dedi kalın bir ses. Tabii ki Harry'e ait olduğunu anlamıştım. Başımı hafifçe çevirerek,
"Ne?" dedim.
"Yeşil renk, yakışmış. Daha sık giymelisin." Dedi. Sahiden, iyi ki bir yeşil giyesim gelmiş, herkesin de takılası... Pekala, giyesim gelmedi, biliyorum.
O an aklıma Lee'nin söyledikleri geldi. 'Yeşil giyen kızları seksi buluyormuş.' Yani beni seksi buluyor olabilir, nedense bu düşünce... Her neyse.
"Yeşil rengi sevdiğini bilmiyordum." Dedim gözlerimi denize çevirerek.
"Hakkımda bilmediğin çok şey var, mesela kızların yeşil giymesini severim, en sevdiğim renk turuncu, Manchester United-"
"Biliyorum." Dedim. Bir anda sırıtarak bana döndü. İyi pot, Evelyn. Belki onu Bing'de araştırmış olabilirim, belki.. Aniden yüzümü ona çevirdim."Yani odana girdiğimde-"
"Anladım." Dedi ve sözlerimi kesti, biraz sonra gerçekleşmesi mümkün zincirleme potlarımı engelledi de diyebilirim. Aslında bu çok iyi oldu. Son birkaç dakikadır yaptığım gibi gülümsemekle yetindim ve yeniden bakışlarımı denize odakladım. Sanırım benden kendimi anlatmamı falan bekliyordu.
"Sana kendimi anlatmıştım sanırım. Değişen pek bir şey yok, tabii yaşım dışında." Dedim ve hafifçe gülümsedim. Bilirsiniz, yaşınızın büyüdüğünü sesli söylemek bir ayrı hissettirir. Veya hissettirmez. Ah Tanrım.
"Hala paraşüt atlama yapıyor musun?" dedi. Güzel, muhabbet başlatmaya çalışıyor. Bu iyi.
"Aslına bakarsan buna pek vaktim olmuyor, hayatım yeterince stresli." Dedim ve nefesimi verdim.
"Bir gün hep birlikte ayarlayabiliriz, ne dersin?"
Hm, bu iyi değil. Çıkışta grup falan da yaparız, buna ne dersin Harry? Ah, ne bekliyordum ki? İkili gitmemizi teklif etmesini falan mı. Veya, bana olan aşkını itiraf etmesini. Şey, aslında her ikisini de isterdim... Tabii bunlar için ikimizin paraşüt atlama yapması ve onun bana aşık olması gerekirdi ama bunlar lafta kalacak şeylerdi.
"Neden olmasın." Dedim. Kesik bir nefes verdikten sonra,
"Dün Scarlett'la tanıştın, sence çocuklar hakkında ne düşünecek?"
"Daha söylemedin mi?" dedim. Gülümsedi,
"Hayır, tabii ki söyledim. Ama daha fikir aşamasına gelmedik, ki bu yü-"
"Harry!" diye bağıran Liam Payne sesi sayesinde lafı bölünmüştü.
"Pekala, şimdi geldik." Dedi ve derin bir nefes aldı, "Geliyorum Paynee!"
O giderken yanımdan uzaklaşmasını izledim. Ah, Tanrım! Bunlar iki sevgili toplu taaruza geçmiş durumdalar sanırım, Scarlett'ın yanıma gelmesinin başka bir sebebi yoksa tabii...
Kız masum bir arkadaşlık istiyordur belki?
Hah! Bir kere, içses, sevgilinin en yakın kız arkadaşıyla bir arkadaşlık bağı kurmak ilişkini sağlama alma yöntemlerinin başında gelir. Yani kapa çeneni.
"Merhaba." Dedim sessizliği bozmak amacıyla.
"Bak, ben seninle yakın olmak için her şeyi yaparken sen gidip sevgilime asılıyorsun, ki Niall gibi bir melekle çıkarken. Gerçekten seni anlayamıyorum!"
"Ben mi?"
"Hayır, Niall'la çıkan başka bir kaltaktan bahsediyorum." Dedi ve gözlerini devirdi. A-ha. Seni melek görünümlü şeytan seni, evet! Sonunda senden nefret edebiliyorum. Bir alkışı hakettim işte.
"Niall ile çıkan tek kişi benim, Harry ile çıkan ve sürtüklüğünü oynayan ise sen. Farkında mısın bilmiyorum ama burada bulunan herkes, normal olanlardan bahsediyorum lütfen üstüne alınma," dedim son söylediğimi elimi kalbimin üstüne koyarak söylemiştim. "benimle bir gün geçirebilmek için burada. Yani diyeceğim o ki, burada sana yer yok tatlım. Görüşürüz."
"Bekle, Eve." Diye fısıldadı. Sahiden, bu kız kendini ne sanıyor? Son lafı koydu gibi bir role bürünmek için tekrar yanına ilerledim.
"Saat üç yönü." Dedi gülümseyerek. Dediği yere 'fark edilmeme' gibi bir amaç içermeksizin baktım. Sonuçta yanlış anlaşılan o olacaktı değil mi? Yani ben değil.
"Niall.."
"Sence de bir şeylerden şüphelenmeyecek mi? Bunu istemezsin değil mi?" dedi gözlerine ulaşmayan gülümsemesiyle. O benim sahte sevgilim, tatlım, bir şey olacağı yok. Sanırım buradan karizmama uygun bir şeyler çıkarabilirim.
"Bak ne diyeceğim." Dedim yanına yaklaşarak. "Sevgilim böyle şeylere kafayı takmaz, özellikle asılsız olanlara, görünüşe bakılırsa Harry için aynı şey söylenemez, değil mi?" dedikten sonra tepkisini ölçmek için yüzüne baktım. Umursamaz maskesinin altında gizleyemediği gözleri devamını bekliyor gibiydi.
Bir kahkaha attı,
"Her ne olacaksa da bunu başlatan sensin ve zararlı çıkacak olan da sen olacaksın bebeğim. Zavallısın." Dedim ve yavaş ama özgüvenli adımlarla Lee'nin yanına ilerlerken tek düşündüğüm 'Vay canına, çıkışım çok havalıydı.' Tarzında bir şeylerdi. Onun şeytan çıkması değil. Yani aslına bakacak olursanız buna mutlu da olmuştum çünkü nefret etmeye çabaladığım ama sevdiğim çocuğun sevgilisinden nefret etmek, onun bir melek olduğunu düşünmekten milyar kat daha iyiydi. Anlıyor musunuz?
"Evelyn"
Tenimde hissettiğim ürpertiyle irkildim ve bana seslenen kişiye döndüm ama, göremedim. Sanırım ben... Havalı çıkış işi yattı millet, çünkü yüzme bilen ama şuan her ne haltsa unutan Eve suyu boyladı desem?
Sevgili okuyucularım sunu da belirtmek istiyorum ki bu aralar olan olayları biliyorsunuzdur (Taksim'de olan) Bu konu beni cok üzdü umarım ülke en kısa zamanda eski haline doner
#Pray4Turkey
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Confess It Baby
Fanfiction"Bana üzgün olduğunu yolunu kaybettiğini söyledin,bana gözyaşlarının burada kalmak için olduğunu söyledin,ama sadece sakladığını biliyorum.Ve ben sadece seni görmek istiyorum.Bana incindiğini, ve acı içinde olduğunu söyledin.Ama ben sadece senin gül...