Confess It Baby

Confess It Baby -7.Bolum-

Confess it baby -7.bolum-

"Tanrım, sana yiyecekmiş gibi bakıyordu." Dedi Lee

"Kim?" dedim kahvemden bir yudum daha alırken oysa cevabı pekala biliyordum.

"Bay Styles" dedi ve omuz silkti.

"Toplantı bittiğinde başka yiyecekmiş gibi baktığı kimdi bilmek ister misin? Zayn. Siz konuşurkenki bakışlarını görmeliydin, tanrı aşkına sana Eve dedi. Seni unutmamış." Dedi ve bir başka muffini yemeye başladı.

"Tanıştığım birçok kişi bana Eve der. Ne olursa olsun, ben onu unuttum hatırlasana, iki yıl önce." Dedim. Sanırım sesim biraz yüksek çıkmıştı.

"Tamam pekala, sustum." Dedi ve ellerini havaya kaldırdı. O sırada telefon çaldı.

"Hey şuna bak, radyo programında röportaj ayarlamışlar. Bunun hakkında konuşmak için çağırıyorlar." Dedi.

Pekala, oyun başlasın.

Bu sefer daha rahat giyinecektim. Soluk nar çiçeği dar pantolon üstüne üzerimden kayıp gidecekmiş gibi duran omuzları açık bol koyu yeşil bluzumu giydim. Altında kısa tüylü ugglarım vardı ve saat kolyemi takmıştım. Anlamsız bir şekilde taktığım zaman bana güven verici bir varlığı oluyordu. Ve bugün tam da ihtiyacım olan şey olacağından emindim. Saçlarımı yandan kahkülüm dışarıda kalacak şekilde tepeden toplayıp, maşalamıştım.

Birkaç gizli tutulması gereken bilginin üzerinden geçtikten sonra radyo programına gittik. Program daha çok beni tanımaya yönelikti. Sonuçta 1D benim ilk büyük projem değildi, belki en ünlüsü sayılabilirdi... Tamam, pekala. Öyleydi.

"Geçmişte mankenlik yaptığın doğru mu? Sana şöyle bir bakınca bundan emin olabiliyor insan, harika bir fiziğin var." Dedi Dj Ashy. Eğer gay olmasa bundan başka anlamlar çıkarabilirdim ama o gaydi. Sorun yok.

"Evet, bencede" diye onayladı Liam. Tamam ama bundan başka anlamlar çıkarabilirim. Harry onu öldürecek gibi bakıyordu, pekala bundan da başka anlamlar çıkarabilirim! Hey, bu anlamlar iyi hissettiriyor. Zorlukla sırıtma isteğimi bastırdım.

"Evet bir süre mankenlik yaptım ama ben stilist olmayı seçtim ve bu tercihimden memnunum. Geçmişe bakmayı pek sevmem." Dedim

"Bu yorumundan geçmişini hatırlamak istemediğini anlıyorum, yanlış mıyım?" dedi Ashy.

"Sadece çoğu gereksizdi" dedim ve omuz silktim. Gönderimi fark etmesini umuyordum. Aslında ummuyordum benim yaptığım daha çok 'Anlasana salak, gereksizdi dedim!' tarzında yorumlarla Harry'e bağıran iç sesimi dinlerken çocukları izlemek bahanesiyle Harry'e kaçamak bakışlar atmaktı.

"Aslında ben yaşadığı her şeyi hatırlayanlardanım. Geçmişimi severim." Dedi Harry gülümseyerek ve bakışlarını bana yönelterek omuz silkti. Evet, mesaj alınmış.

Program bittiğinde Liam bana akşam bir şeyler yapmak isteyip istemediğimi sordu. Kabul ettim. Harry duymamıştı veya öyle davranmayı yeğliyordu. Bu yüzden limuzinden inerken bağırarak,

"Akşam sekizde!" diye bağırdım Liam'a kibarca el sallarken. O nasıl oluyorsa artık. Eve doğru yürürken tek düşündüğüm Harry'nin üstüme kilitlenmiş saçma bakışlarıydı. Ama hayır, Liam'ı düşünmeliydim. Onunla benim için göstermelik de olsa bir randevum vardı ve o gerçekten tatlıydı.

Üstüme mini sayılabilecek bazı yerlerinde siyah danteller olan gri bebe yaka bir elbise vardı. Saçlarımı bol topuz yapmıştım. Koyu renk rujum ve gerçekten hafif makyajımla hazırdım. Liam aşağıdaydı.

Çıkmadan önce Prada banyosu yapmış gibi koktuğumdan emin olduktan sonra son kez kendime baktım.

"Sen... Mükemmel görünüyorsun."

"Ve harika kokuyorsun" dedi beni kendine çekerken. Güldüm,

"Sen de öyle."

Yemek güzel geçmişti ve sanırım ondan hoşlanıyordum, Liam'dan. O komikti ve tatlı... Bildiğim kadarıyla da gruptaki en aklı başında olandı ve diğerlerinin ona birkaç kez 'babacık' dediğine şahit olmuştum, sanırım nedeni çevresindekileri koruyup kollamasıydı. Gerçekten iyi bir sevgili olabilirdi. Birilerinin olamayacağı kadar da sadık.

Ben kendi iç sesimle birlikte Liam'ı görücüye çıkarırken evime gelmiştik bile. Kapıya kadar benimle yürüdü.

"Gece için teşekkür ederim" dedim çantamın derinliklerine kaybolmuş anahtarlarımı ararken. Bir anda yumuşak bir dokunuşla çenemi kavradı ve ona bakmamı sağladı.

"Ben... İlk randevuda böyle şeyleri çok erken bulurum ama. Beni affet." Dedi ve dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Geri çekiliyordu ki onu yeniden kendime çektim.

"Ve mutlu son" Dedi ve alkışlamaya başladı...

Harry?

Bu daha çok 'Vıe muğl so' tarzında bir şeydi.

"Bir sonraki aşamaya geçmeye hak kazandınız, yatak!" diye devam etti. Bu daha çok... Her neyse, çevirisini yapmak daha kolay.

"Sen onun kusuruna bakma, Eve. Neden burada bilmiyorum ama şimdi gidiyor, değil mi?" dedi Liam, son söylediğini Harry'e bakarak söylemişti.

"Hey, ona sadece ben Eve derim!" dedi Harry ve içkisini yere düşürdü.

"Upss." Dedi yerdeki şişeye gülerken.

"Sen bırak ben hallederim, sanırım biraz kahve iyi gelebilir" dedim ve Liam'ı öptüm.

HARRY İLE ARALARİNDA NE GECİCEK ACABA :D

HERKESLEDE OPUSUYO DİMİ YA BU KİZ TOBE TOBE

:D:D NEYSE UMARİM BEGENMİSSİNİZDİR :):) OKUMA SAYİSİ 100'U GEÇERSE BUGUN BİR BÖLÜM DAHA GELEBİLİR.HE BİDE VOTEEEEEEEE