İYİ OKUMALAR
Confess It Baby 16. Bölüm ~
Suya atlayan ve atlamanın yarattığı kabarcıklar yüzünden kim olduğunu seçemediğim kişi tarafından sudan çıkarılırken hala düşündüğüm tek şey o cadalozun dolgun saç tellerini kökünden ayırmaktı. Gözlerimi açık tutmaya çabalarken zaten başımda bana bunu haykıran birilerinin olduğunu fark etmem biraz uzun sürmüştü. Gözlerimi açmamla birlikte tekrar kapadım, kornealarım! Suni tenefüs yapmak üzere eğildiğini düşündüğüm kişinin buklelerini gördüğüm anda bir elimi göğsüne dayayarak onu ittim. Boğulma meselesini soracak olursanız, şuan deli gibi öksürüyorum ve zaten onun çıplak göğsüne dokunmanın verdiği elektrik hissi her şeyden uyandırıcı. Ya, sahi. Ben onu neden ittim bilen var mı? Sanırım şu soruyu sormalıyım: Şey, az önce o dudaklar kimi öptü bilen var mı? Ben.
"Teşekkür ederim, bundan sonrasını kendim halledebilirim." Diyen Niall'a döndüm. Şuan selam-ben-kıskanç-sevgili rolünü oynuyor olmalıydı. Bunu Harry'e yaptığına göre beni kurtaran da Harry olmalıydı. Harry omuz silkip önümde toplanan kalabalıktan uzaklaştı. Ona sarılmayı planlarken, şey yani Niall'a, üstüme atlayan ve hıçkıran Lee'yi teselli etme durumu sayesinde bunu yapamadım.
Yatın durduğu yerde hemen suya atlamıştık, bir de hepsinin,
'Sen boğulmamış mıydın?' sorularına aynı cevabı vermiştim, 'Panikten panik.'
Öğle olana dek onu pek fazla görmedim, güneş kremi almaya ön tarafa gelmişti ve birkaç kere de içecek almak için falan. Öğlen olduğu zaman da gelmedi yanlış anlamayın, ben gitmeye karar verdim.
Gittiğimde eğer onları Scarlett ile öpüşürken görmeseydim -belki daha da ilerisi için hazırlanıyorlardı kim bilir- yanına ilerleyip ona teşekkür edecektim. Fakat şimdi içimden geçen tek şey Niall'ın dün söz ettiği 'romantik öpücükler' kısmıydı. Ekstra ateşli ve kıskanılacak türden olanlardan.
Birkaç metrecik sürüklemenin ardından ona fısıldayarak olanları anlattım ve,
"Romantik öpücük kısmının tam zamanı sevgilim!" dedim. Kahkaha atmasıyla Scarlett'ın şeytansı bakışları bizden tarafa döndü. Ha-ha. Niall'ın dudaklarına kenetlendim ve 'Arkadaşınız olan sahte sevgilinizle nasıl öpüşürsünüz 101' adında bir kitap yazabilecek kadar öpüştük. Gerçekten neden bu kadar rahat davranabiliyorum bilmiyorum. Belki de Niall'ın bunu yanlış anlamayacağı kadar yakın arkadaşım olduğunu bildiğim içindir veya bundan etkilenmeyeceğini biliyor oluşum?
Dönüp bize kenetlenen lazer bakışlar var mı diye Scarry çiftine bakarken, adı da onlar kadar ürkütücü ığk, Harry'nin Scarlett'ı kucağına alışına tanık olmuştum. Evet, bu kadar gösteri yeter.
"Merhaba, yanlış zamanlama mı?" dedim sesimi duyurmak için hafif yüksek çıkarır ve onlara doğru ilerlerken.
"Sence." Diye mırıldanan bir Scarlett olmasa yüzüme yapıştırdığım mahcup ifade sırıtışa dönüşmezdi.
"Evet öyle." Dedi Harry.
"Öncelikle, böldüğüm için üzgünüm! Şey, aslında güneş kreminizi alabilir miyim diyecektim. Hava yeterince sıcak ve biz de öyle.. Yani, güneş kremi?"
"Ah, evet. Tabii." Dedi Scarlett ve bana güneş kremini uzattıktan sonra elini Harry'nin saçlarına gömerek yeniden öpmek üzere eğildiği birkaç saliselik sürede hemen başımı çevirdim,
"İyi eğlenceler!" Dedim Niall'a doğru ilerlerken.
"İşte geldim, şimdi sen daha fazla domates olmadan şunu sürelim." Dedim ve kremi elime biraz döküp burnundan başlayarak yüzüne sürmeye başladım.
"Kıskanıyor." Demesiyle omuzlarına sürmek üzere sıkmaya hazırlandığım kremin 4/1'inin elime boşalması bir oldu. Harika.
"Ne?"
"Kıskanıyor, Evelyn." dedi ve sırıtarak; ayağa kalkmış somurtan Scarlett'ı ve 'işte-şöyle-öldürüyoruz' hareketi yaparak eliyle saçlarını karıştıran Harry'i gösterdi. Ve ayağa kalkan Harry. Ve bize ilerleyen.. Ha? Aman Tanrım.
Sonunda kendime ağzımı kapatmayı, bakışlarımı farklı bir yere odaklamayı (o ve onun karın kasları dışında neresi olursa) ve salyalarımı toplamak gibi birkaç detayı hatırlattıktan sonra kremden kurtulmamı, sevgilimle romantik anlar geçirmemi hatırlattım. Tabii şu kremden kurtulabilirsem.
Bütün kremi Niall'ın kızaran sırtına boca ettikten sonra Niall başını çevirdi ve beni öptü.
"Sanırım yanlış zamanlamada geldim, ama bize bir yanlış zamanlama borcunuz vardı zaten." Dedi ve gamzelerini belirtecek bir yarım ağız gülümsemesinden sonra denize şöyle bir baktı,
"Biraz konuşalım mı?" dedi. Bunu bana söylemediğini düşünerek elimde kalan kremden kurtulmaya çalışıyordum ki ikisinin de bana odaklanmış bakışlarıyla beni kast ettiğini anladım.
"Tabi. Ne hakkında?" dedim başımı Niall'ın omuz ve boyun arasına gömerken.
"Bunu ben de duymak isterim, mahzuru olur mu Harry?" dedi Niall. Harry derin bir nefes alarak,
"Evelyn, gelir misin?" dedi. Giderken arkama hafifçe baktığımda Niall'ın sırıtarak bizi izlediğini gördüm.
Yatın alt katındaki odaya ilerledi. Ve ben de girdikten sonra kapıyı kapattı.
"İşte geldim, sorun ne?" dedim ve hafifçe gülümsedim.
"Sorun sensin Evelyn." Dedi ve yüzüme baktı. Birkaç saniyeliğine afallamış olsam da, birkaç saniyeydi. Zararı yok.
"Sevgilinle yiyişmenizi böldüğüm için üzgünüm ama Niall-"
"Evet, biliyorum. Domates gibi olmuştur, ateşinizden kavruluyorsunuzdur vesaire. Değil mi?" dedi. Hafifçe yüzümün buruşmasına engel olamayarak başımla onayladım. Muhtemelen yüzüm kızarıyordu.
"Geçen sefer konuşamamıştık. Sadece mutlu musun merak ediyorum."
Ben bir süre tepkisiz kalınca gür bir kahkaha attı ben onun mükemmel gülümsemesine odaklanmışken söyledikleriyle başka bir şeye odaklanmam gerektiğini hatırladım. Vereceğim cevaba..
"Şu sahte reklam ilişkinizde hani?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Confess It Baby
Fanfiction"Bana üzgün olduğunu yolunu kaybettiğini söyledin,bana gözyaşlarının burada kalmak için olduğunu söyledin,ama sadece sakladığını biliyorum.Ve ben sadece seni görmek istiyorum.Bana incindiğini, ve acı içinde olduğunu söyledin.Ama ben sadece senin gül...