BAYA UZUN BİR BOLUM OLDU MELEKLERİM.SUNU BELİRTMEK İSTİYORUM Kİ HEPİNİZİ COK SEVİYORUM.HEPİNİZİ BU HİKAYEYE BASLADİGİMDAN İTİBAREN DOSTUM OLARAK GÖRÜYORUM.SİZİ SEVİYORUM.İYİ OKUMALAR.
Confess It Baby 19. Bölüm ~
Tam olarak neler olduğunu bilmiyorum... Yani, inanın bilmiyorum! Kafamı çarpmamla birlikte bayılmış olmalıyım. Ancak şuan nerde olduğum-olduğumuz ayrı bir konu. Şunu söyleyebilirim, gözlerinizi açtığınızda kendinizi Harry Styles'ın kucağında buluyorsanız, keyfini çıkarın. Gözleriniz pörtleyerek ona bakmayın mesela. Şahsen ben bu hataya düştüm,
"Ne oldu, ordan çok mu yakışıklı görünüyorum?" dedi. Egosu patlayacak resmen..
Biraz önce ne olduğunu hatırlayınca ona esprili, şakamsı veya sert bir yanıt veremeyeceğimi anladım. Tek yapabildiğim yanağıma çarpan soğuk Londra havasının yarattığı uyanıklık hissine sarılmaktı.
"Sencede.. Biraz geç kalmadın mı Styles" diyebildim.
Yüz ifadesi ciddileşir ve yerini pişmanlık ve öfke arası bir ifadeye bırakırken,
"Bu-bunun için üzgünüm." Dedi kısık çıkan sesiyle.
"Üzgün olmanı gerektirecek bir durum yok, senin suçun değildi.." dedim ve kesik bir nefes verdim. Oysa içimden düşündüklerim bunun tam zıddıydı.
Bir süre sessizce konuşmadan ilerledik. Burası havaalanının bitişiğinde sayılabilecek bir yerdi ama şehir hayatından olamayacak kadar da güzel ve doğal. Asırlar süren bir sessizlikten sonra kendimi az da olsa olayın etkisinden çıkmış hissediyordum.
"Nerdeyiz?" dedim.
Sorumu yanıtlamak yerine ağaçlardan birinin dibine oturdu.
"Şuandan itibaren sadece ikimizin bildiği bir yerdeyiz." Dedi ve beni de yanına çekti.
Gökyüzüne baktım, gecenin karanlığı tüm güzelliğiyle karşımızdaydı ve yıldızlar çıplak bir şekilde üstümüzde.. Başka bir zamanda olsak bu romantik olabilirdi, ama ikimizin de (tamam belki benim değil ama Harry öyle biliyor) sevgilisi varken buna imkan yoktu. Yoksa olabilir miydi?
"Başını nasıl becerdiğini merak ediyorum." Demesiyle gülümsememe engel olamadım.
"Hız.. Acele? Panik? Sen seç." Dedim.
Bir kahkaha attı.
"İsteyebileceğini düşündüm, belki biraz sonra yapacaklarının yükünü hafifletir." Dedi ve bana elinde tuttuğunu önceden fark etmediğim bira şişesini uzattı. Tereddütsüzce şişeyi kavrarken sahiden şuan en çok ihtiyacım olan şeyin içmek olduğunu fark ettim. Hatırlarsınız, dondurma-alışveriş-içki-çikolata dörtlüsünden biri bile depresyon döneminiz için idealdir.
Bira şişesini kafama dikerken sözlerinin anlamını yeni kavrıyordum. 'Belki biraz sonra yapacaklarının yükünü hafifletir.'
Demek unutmamış, ah, her konuda haklı çıkmak zorunda mısın sevgilim? O an fark ettiğim olmayan yaramın şişeyle temas acısı, beni elime bakmaya zorlamıştı. Ve elim sarılıydı. Ve bunu Harry yapmış olmalıydı.
Vefakar dostum.
Bana striptiz yaptıracak dostum.
Aslına bakacak olursanız şuan ona 'ben-tecavüze-uğruyordum!!' psikolojisine sarılarak kendimi acındırabilirdim. Ama söylediğim gibi, kafamı dağıtmaya ihtiyacım vardı.
"Nereye gideceğiz?" dedim ve ekledim, "Ayrıca herkesin içinde bunu yapamam."
Bunu sanki her gün yapıyormuşçasına söyleyişimden rahatsız olsamda sözlerimi geri alamazdım. Bir kez daha havaalanına yakın bir yer tamlaması duyarsam gerçekten bayılacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Confess It Baby
Fanfiction"Bana üzgün olduğunu yolunu kaybettiğini söyledin,bana gözyaşlarının burada kalmak için olduğunu söyledin,ama sadece sakladığını biliyorum.Ve ben sadece seni görmek istiyorum.Bana incindiğini, ve acı içinde olduğunu söyledin.Ama ben sadece senin gül...