Bölüm 6

47 1 2
                                    

Çağdaş'la buluşmamızdan sonra eve doğru yürümeye başladım. Eve gitmek istemiyordum ama ayaklarım beni oraya götürüyordu. Kendimi sadece  evde güvende hissediyordum. Çünkü evinizde kimse sizi yargılayamazdı, kimse sizi rahatsız edemezdi. Ve tek başınıza kalıp düşünebileceğiniz en iyi yer odanızdı. Ama bu günde Çağdaş'la karşılaştığım ilk gün gibi eve gitmek istemiyordum. Sadece yürümek istiyordum. Yürüyüp, düşünmek. Babamı, annemi,o dairede olan olayları ve belki de Çağdaş'ı... Babamı her hatırladığımda kalbim sökülüyordu yerinden. Annemi her düşündüğümde yüzündeki mutsuz sima geliyordu aklıma. O daireyi, Ezgi'yi düşündüğümde eski anılar beynimi kurcalıyordu. Ve Çağdaş'ı gördüğümde her nedense onun o dairede ne olduğunu bildiğini düşünüyordum.Ezgiyle alakalı ortalıkta bir şeyler dönüyordu ve kendimi olayın dedektifi gibi hissediyordum. Üstüme düşen bir vazife değildi ama hem arkadaşıma yardım etmek hem de kendime itiraf edemesemde bir maceraya atılmış oluyordum. Belki de Çağdaş'la birlikte.

Yürümeyi bıraktığımda küçük butik bir kafenin önüne gelmiştim. Bahçedeki masalara geçtim ve bir bardak kahve istedim. Kahvenin gelmesini beklerken bahçedeki çiçekleri izliyordum. Hafif bir rüzgarla taze çiçeklerin kokusu burnuma gelmişti. Çiçekleri severdim. En sevdiğim çiçek yasemindi. Çünkü babamda yaseminleri çok severdi. Her yaz yazlığımızın bahçesindeki yaseminlerle ilgilenir, sabahtan akşama kadar onları bahçe hortumuyla sulardı. Gece olduğunda yaseminler öyle güzel korkardı ki, rüzgarla birlikte bütün bahçeye sinerdi koku. Babamda yasemin gibi kokardı yazları. Belki bir erkek için komik olabilir ama babam yasemin kokardı. Yasemin babama adanmış bir çiçekti. Mezarının başında bile yasemin vardı babamın.  Ki o yasemini biz dikmemiştik.

"Buyrun kahveniz" sesiyle gözümü çiçeklerden alıp garsona baktım. Teşekkür edip kahveyi aldım. Kahveyi yudumlarken cep telefonumu çıkardım. İnternete EZGİ BEYDÜN yazdım.

"Kayıp aranıyor!!"

"Ezgi BEYDÜN bir haftadır kayıp."

"Ezgi BEYDÜN annesiyle tartıştıkları sabahı evde bulunamadı. Telefonunu hiçbir şekilde açmayan genç kız bir haftadır bulunamıyor. Polislerin yoğun aramalarına karşın genç kızdan hiçbir haber alınamdı. Güvenlik kameralarından elde edilen bilgilere göre siyah kot üzerine mavi bluz giyen genç kızı görenler aşağıdaki numarayla irtibata geçsinler 053* *** ** ** "

Mavi bluz. Mavi. Penceren bakan o kız mavi bluz giyiyordu buna emindim. Çünkü o kısacık zamanda bluzunun mavisiyle gözlerinin mavisinin ne kadar uyumlu olduğunu düşünmüştüm. Birden ürperdim. Ezgi olduğuna büyük ihtimal emindim. Polisi arayabilirdim. Haber verebilirdim. Ama hala bir şeylerden emin olmam gerekiyordu. Çağdaş'ın o daireyle ilgisi olup olmadığına emin olmam gerekiyordu. Çağdaşı neden bu kadar önemsiyorum ki diye düşündüm kendi kendime. Aramızda ciddi bir sohbet bile geçmemişti. Belki de babama benzetmiştim onu. Babam olmadığı için sığınıp sıkıntılarımı paylaşabileceğim bir erkek yoktu. Belki de sadece Çağdaş'a güvenmiştim. Daha fazlası olamazdı.

Kahveyi yudumlarken Ezgi hakkındaki haberleri okumaya devam ediyordum. Bütün haberler aynıydı farklı bir şey yoktu. İletişim için verilen numarayı her ihtimale karşı telefonuma kaydettim. Kahveyi bitirdikten sonra hesabı ödedim ve kafeden çıktım. Bu gün yapacak hiçbir şeyim yoktu. Belki de artık eve gitmeliyim diye düşündüm ve eve doğru yürümeye başladım.

***
Eve geldiğimde annem evde yoktu. Kendime yemek yapmak için soluklanmadan mutfağa geçtim. Uzun bir süredir sadece kahveyle duruyordum. Kendime yapması en kolay olduğundan iki tost hazırladım. Annemin durmadan kilo vermek için alıp içtiği bitki çaylarından da bir tane de kendime hazırladıktan sonra salona geçtim. Haberleri açtım. Ezginin haberi karşıma çıktığında kanal değiştirip bir çizgifilm açtım.

Şu son günlerde kafam bu konular yüzünden çok dağınıktı. Keşke pencerede o kızı hiç görmeseydim. Ya da gördükten sonra üstüme vazife olmayan işlere bulaşmasaydım. Bir de kendime bir suç ortağı bulmuştum, Çağdaş. Polisten habersiz, tesadüf eseri Ezgi'yi belki de bulmuştum. İşleri batırabilirdim. Ezgi ölebilirdi. Bu düşünceleri hemen aklımdan silip çizgifilme odaklandım. Yemeğimi yedim ve odama gidip sadece düşündüm.

***
Telefona kurduğum alarma uyandığımda hemen yatağımdan kalktım. Bugün Çağadaş'la buluşacaktım. Terliklerimi yere sürüye sürüye mutfağa gittim. Annem kahvaltısını yapıp bitirmiş, elinde gazete haberlere bakıyordu.

"Günaydın anne"

"Günaydın canım"

Çayımı koyup masaya oturdum.

"Dün evde yoktun neredeydin?"

"Ah Derin, neler olmuş! Ezgi vardı ya sana anlatmıştım."

Annemin dudaklarından Ezgi kelimesi dökülürken boğazıma bir yumru oturdu. Annem sadece o gün benle konuştuğu kadarını bildiğimi zannediyordu. Çaktırmadan zar zor konuştum.

"N-ne olmuş Ezgi'ye? Kö-kötü bir şey mi oldu yoksa?"

"Yok hayır. Tam tersine iyi bir şey. Ezgi'den bir ize rastlamışlar. Hemde bu şehirde. Pınar teyzen eşyalarını toplayıp uçakla direk gelmiş. Otelde kalıyorlar. Dün onlarlaydım. Arkadaşlar haberi öğrenince toplandık ve ziyarete gittik. Uzun zamandır görmemiştim Pınar'ı. Çok yaşlanmış."

"Anne yaşlanmış falan boşver onu. Ne izi bulmuşlar?"

"Söylemediler. Dosyada gizli tutuyolarmış. Kaçırılma ihtimali çıkmış ortaya onu biliyorum sadece."

Kaçırılma

Ezgi eğer kaçırıldıysa, o dairedeki kızın Ezgi olma ihtimali artmıştı. Anneme hiç bir şey çaktırmadan kahvaltımı yaptım ve hazırlandım. Annemi öpüp evden çıktım. Dün Çağdaş'la sözleştiğimiz gibi durağın oraya vardım. Çağdaş henüz gelmemişti. İlginçti ki Çağdaşın şampuan ve parfüm kokusu burnuma geliyordu. Dün butik kafeye oturduğumda esen çiçek kokularının arasına da sanki Çağdaşın kokusu karışmış gibi gelmişti. Saçmalama Derin dedim ve bir ileri bir geri yürümeye başladım. Hala gelmemişti. Yaklaşık on dakika geçmişti. Biraz da telefonumla oyalandıktan sonra Çağdaş arkamdan bağırdı;

"Derin!!"

"Niye bu kadar geç ka-"

Eliyle beni susturdu.

"Boşver şimdi onu. Sana göstermem gereken bir şey var."

"Ne?"

"Sabret."

Kolumdan tuttu ve beni binaya doğru götürdü.
***

Bölümlerin hızlı gelmesi için beğenip yorum yapmayı unutmayın :)))

DERİN DALGAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin