Dün akşam uyuya kalmış olmalıyım olmalı idik.Aytun'un omuzundan kafamı kaldırdım ve saate baktım.Saat daha erkendi.Okula vardı.Aytun bütün gece benimle mi uyudu?Ayıcığım daha iyiydi!
Boynumu da ağrıtmazdı!Ama uyurken ayıcıktan da tatlı oluyor.Bunu nasıl düşünürsün İris o senin tarzın birçocuk değil daha hayallerin var senin.Ölmek için yaptığın planların!Ama bazıları da anneni ve babanı mutlu etmek için bu kadar soğuk kanlı bir kız olmama rağmen annem ve babama birşey olmasına dayanamam.Onlar,onlar bana çok fazla değer veren tek insanlar.Her ne ise buzdolabından bir kaç ıvır zıvır alıp beslenmem gerek.Buzdolabını açıp elime bir salatalık aldıktan sonra Aytun'un uyandığını fark ettim.''Ah boynum tutulmuş!'' bunu Aytun dedikten sonra ben bir kahkaha patlatmış durumdaydım.Hemen mutfağa geldi ve ''Neye gülüyorsun benim burada canım yandı bu hoş değil!'' ''Ben ona gülmüyorum,sen hiç değilse koltuğa kafanı koydun ben senin o sert köprücük kemiğindeydim ve kafam hala acıyor...'' ''Sen benim köprücük kemiğime şükret!'' ''Tamam sakin ol!Easy boy easy boy!Şhh'' ''Çok komik İris!Bir saniye sen yemek mi yapıcaktın?'' ''Evet?Ne var ki bun da şaşıracak?'' ''Ne bileyim öyle farklı geldi senin bir iş yapabileceğin.''dedi.Ona gözlerimi devirerek baktım sanırsın yıllardır tanıdığıyım.Ben salatalık ve domatesleri doğrarken Aytun'da sucuklu yumurta yapıyordu.Hava dünkü hava gibiydi binevi yine yağmur yağacak gibi idi kapalı diyebiliriz.Açıkçası kapalı havaları sevmiyorum.Hatta nefret ediyorum,onun yerine gece gibi karanlık olabilir hiç değilse onun bir çekiciliği var.Galiba yine hasta olacağım kendimi hiç iyi hissetmiyordum.Başım dönüyordu ve içim de sanki birine bir şey olmuş hissi vardı.Aytun öksürmemi fark etti ve de hemen telaş yaptı.Ateşime baktı ve ateşim 38 derecedeydi.Bir havluyu ıslatıp alnıma koymuştu.''Bugün okula gitmemelisin.'' dedi.Başım döndüğünden ona cevap veresim gelmiyordu.Kafamın altına yumuşacık yastığı koydu ve üzerime de yumuşacık yorganı örttü.Çok rahattım kanatlarım olsa ve o daldan o dala konsam bu kadar rahat olamazdım.Sanki içim de mutluluk gibi bir his ama mutluluk değil aslında mutluluk ne hiç bilemeyeceğim belki.Hayatımız sahte ve gereksiz gülücükler saçmakla geçiyor bunun adına sözde 'mutluluk' deniyor.Saçma!Mutluluk unutulan bir şey gerçek mutluluğu en son beş bıraktık belki hepimiz...
Bunları kafamın için de düşünürken alnıma gelen o yumuşak dokunuşla irkildim.Bu dokunuş.Neydi böyle gözlerimi aniden açtım Aytun alnımdan öpüyordu.O geri çekildikten sonra hemen gözlerimi kapadım sesimi çıkarmadım.Bu bana 5 yaşım da ki o şenliği hatırlattı.Çok güzel bir şenlik vardı.Kocaman bir sirk pamuk şekerler her yer,her yer rengarenk pembe,mavi,yeşil,sarı.Tam bir hayal dünyası oradaki anılarım her zamanki gibi dışlanan siyah.Orada bir adam vardı.Köpeği vardı.O o adam.Herneyse gözlerimi sıkıca kapatıp sonra rahatladım.Uykunun derinliklerine daldım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen de Seversin!
RomanceSevgiden kaçan bi kız. Kızı seven bir erkek. Ama bunların dışında bu hikaye aşktan yola çıkıp size önyargılar hakkında neler olabileciğini gösterecek... Zaman hızla akıp giderken prenses masalının sonunun bir ölümle biteceğini kim bilirdi.