"Ya! Versene." dedi. Bende eli ona bakmama izin vermediği için kafasından engellemeye başladım. Ne kadar kızların değimiyle - Öküz - olsamda Bu mesajı okumalıydım. Ve okudum.
--Shi Hae Tarafından..--
Mesajı okuduktan sonra Engellemeyi bıraktı. Sonrada Telefonu verdi.
"Hayır. Anlamıyorum yani. İnsan nasıl Bu kadar ÖKÜZ! Olabilir ki? Hayır. Ülke ayrımı da yok. Türkiyedekiler Öküz. Koredekiler ÖKÜZ." dedim öküzün üzerine basa-basa.
"O kadar önemli değilmiş." dedi. Sonrada yüzümdeki siniri görünce "Cevap versene kız bekliyor." deyip gülümsedi. Gülümseme sen ya. Allahını seversen gülümseme. Bakışlarımı ondan ayırıp yeniden Mesaja baktım.
Kimden: Ece'mmm
Naber? Ben sıkıldım ya... (Kaçıncı okuyuşum bilmiyorum.)
Kime: Ece'mmm
Beter ol Ece. Beter ol. (O arada da Jungkook çaktırmadan bakıyo. Haberiniz olsun yaniğğ.)Kimden: Ece'mmm
Noldu ki ya?Kime: Ece'mmm
Boşver ya. Senden naber?"Ihımm... IHIMMM... SHİ HAE!" diye bağırdı Hae. Kafamı kaldırdığımda sınıf dolmuştu. Ne ara? (İyice Matrix'e bağladım. asdfghjkl)
"He. Ne var?" dedim.
"Salak öğretmen geliyor. Kapa şunu." dedi. Elimi kalbimin üstüne koydum.
"Daha 10 dakika öncesine kadar Unni'n olan ben... Şimdi salak oldum öyle mi?" dedim çakma üzüntüyle.
"Öyle demek istemedim. Sadece... Öğretmen geliyor. Telefonuna el koyulmasın diye şaapmıştım." dedi. Bende onayladım. Telefonu kapatıp sıranın altına koydum. Öğretmen geldiğinde direk telefonları aldı. (Evet arkadaşlar. Bu sadece türkiyede yok.) Ben vermedim. Yerine geçip dersi anlatmaya başladı. Bende sınıfa göz gezdirdim. Jimin sap gibi öğretmenin suratına bakıyor, Hae Artık uyukluyor, Chin Ho'yla Dae ise konuşuyorlardı. Jungkook'sa Bana bakıyordu. Bende kafamı çevirip (Hayır. Gözlerimi kaçırmadım.) Defterimi çıkardım. Ve öğretmenin yazdıklarını yazdım. Ama ilk 19 saniye. Sadece ismini yazabildim. Biz başka dilde mi geçiyorduk? Garip. Defteri yeniden kapatıp yanıma koydum. Öğretmeni izledim. Sadece bakıştık. Ders bitene kadar öyle konuştu. Ve allahın zili sonunda çaldı. Biz kalkarken bir çocuk koşarak içeri girdi. Sol kolunu kapıya koyup biraz nefes aldıktan sonra söze başladı.
"Çocuklar... Müdür dışarıda sizi bekliyor... Konuşma yapacak... Çabuk olun." dedi ve koşarak sınıftan ayrıldı. Ne konuşması?
"Gidelim mi?" dedi Jungkook.
"E gidelim." dedim. Ve dışarıya çıktık. Biraz zaman geçtikten sonra öğretmen konuşmaya başladı. Önce mikrafonu denedi.
"1...2.. Evet çocuklar.. Herkes geldiyse söze başlıyorum." dediğinde sınıftan onaylar mırıltılar çıktı. Ki bu mırıltılara biz de dahildik.
"O zaman... Açıklıyorum. Kapma gidiyoruz.. Birnevi okul gezisi... Bir kaç gün Kalacağız. Yarın erkenden yola çıkacağız. Eşyalarınızı eve gidince hazırlamaya başlarsınız." dedi. Önemli kısmı buydu. Sonra bir kaç şey söyleyip bizi bıraktı.
Vuhuuu. Kampta olacaklar sizin hayal gücünüze kalmış bir şey. Aslında bu gün yayınlamayacaktım. Da.. Tahmin ettiğimden daha çok istek geldi. Bende.koydum.
Kelime: 403
Tarih: 02.08.2015
Saat: 6:55

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BTS | Jeon Jung Kook
FanfictionEğer "Romantik Komedi" gibi bir etiket koya bilseydik, bu hikaye kesinlikle öyle olurdu. Bol Jungkook'lu, eğlenceli ve bayılacağınız türden bir hikaye. ✔ Tüm Hakları Saklıdır.